“Türkiye’de Kültür Ekonomisinin Boyutları” kitabının yazarı Prof. Dr. Faruk Şen’le söyleştik

Türkiye Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen’in “Türkiye’de Kültür Ekonomisinin Boyutları” adlı kitabı Borusan Kocabıyık Vakfı desteğiyle yayımlandı. Bu alanda yapılmış yegane kapsamlı çalışma olan kitap, Türkiye’de kültür ekonomisinin sınırları ve boyutları hakkında çarpıcı veriler sunuyor.

Prof. Dr. Faruk Şen’le kitabı ve kültür ekonomisi hakkında söyleştik.

Türkiye’de Kültür Ekonomisinin Boyutları adlı yeni bir kitap yayınladınız. Bu araştırmayı yapma ve kitabı hazırlama ihtiyacının kaynağı neydi?

Türkiye Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar olarak özellikle Türkiye’de bugüne kadar ölçümü yapılmamış konularda araştırma yapmaya karar verdik. Bunlar Kültür Ekonomisi, Gastronomi Ekonomisi,  Futbol Ekonomisi , Turizm Ekonomisi ve Ulaşım Ekonomilerini içeriyor. İlk olarak Kültür Ekonomisinde yaptık. Hedefimiz Türkiye’de Kültür Ekonomisinin Ekonomik ve Sosyal değerini ortaya çıkarmaktı.

Kitabınızın büyük bir bölümünden kültür ürünlerinin ülke ekonomilerine katkısını ortaya koyuyorsunuz. Türkiye’de kültür endüstrisinin durumunu nasıl değerlendirirsiniz? Kaynaklarımızı yeterince kullanıyor muyuz? Endüstriyi geliştirmek için ne gibi önerileriniz olur?

Kültür Ekonomisinin ülke ekonomisinde ki yerini ortaya çıkarmak çok önemli bir sektör. Baktığınız zaman Türkiye’de Kültür Ekonomisinde dönen para GSMH yüzde 6,4’ünü oluşturuyor. 47 milyar dolara varan bir boyut. Bu küçümsenecek bir oran değildir. Avrupa Birliği ortalaması bu konuda  4 buçukta kalırken, yalnız Almanya bizim çok üstümüzde 8,9’luk bir oranla GSMH yer almaktadır. Hedefimiz bu görüşlerin, bu gelişmenin, gerek Kültür ve Turizm Bakanlığının, gerek Ekonomi Bakanlığının gündemine yerleştirmektir. Maalesef Kültür ve Turizm Bakanlığı bu konuda bu güne kadar büyük ölçüde duyarsız kalmıştır.

Türkiye’de kültür endüstrisinin baş aktörleri ve taşıyıcılarını kimler oluşturuyor?

Türkiye’de Kültür Endüstrisi’nin baş aktörleri özellikle bireyler oluşturmaktadır. Kişi başına kültür harcamaları, Türkiye’de maalesef halkımızın büyük ölçüde fakirleşmesi nedeniyle fazla değildir. Fakat oran olarak yüksek tutmaktadır. İkinci büyük sektör Belediyeler para harcamaktadırlar. Fakat bunlar  Nicelik olarak büyük sayılara erişirken nitelik olarak aynı gelişmeyi göstermemektedir. Daha sonra özel vakıflar ve devlet gelmektedir.

Sporun, bilhassa futbolun kültür endüstrisinin bir parçası olduğunun yeterince farkında mıyız? Dünyanın en hızlı büyüyen ve etkili fenomenlerinden birinden bahsediyoruz. Takipçi kitlesinin bu kadar yoğun olduğu ülkemizde neden bu endüstriyi olması gerektiği gibi büyütemiyoruz?

Sporun, futbol’un  özellikle Kültür Ekonomisinde büyük etkisi vardır. Kültür dediğiniz zaman insanların sadece tiyatro, sinemaları değil, hafta sonları ailecek ayırdıkları ve bir eğlence olarak göreceğimiz harcamalar öne çıkmaktadır. Düşünün Futbol Ekonomisinde yalnız ekonomik  olarak katkı değil, O insanların   gittikleri futbol sahası etrafında harcadıkları, eğlenceleri de yer almaktadır. Bu açıdan Dünya’da en gelişen Futbol Ekonomisinin Türkiye’deki değeri bugüne kadar ölçülmemiştir.  Futbol ekonomisinin ne getirip ne götürdüğü ortaya çıkarılmamıştır. Takipçi kitlesinin yoğun olduğu ülkemizde bu endüstrinin önemi tam anlaşılmamıştır. Hiçbir araştırma yapılmamıştır. TAVAK Vakfı olarak 3. Ele alacağımız konuda Futbol Ekonomisi olacaktır.

Kitaba dönersek hazırlık aşamasında kaynaklara ulaşmada zorluklar yaşadınız mı? Bu konularda yeterince araştırma yapıldığını söyleyebilir miyiz?

Araştırmayı yaparken bu konuda elimize hiçbir ciddi bir kaynak geçmemiştir.Tüm kaynaklarımızı kendimiz yaratmak zorunda kaldık. Yararlandığımız kaynaklar arasında TÜİK’in belirli verileri yer almaktadır. Fakat Kültür Ekonomisine bu güne kadar üniversitelerin ve diğer kurumların,  STK’ların ilgi göstermemesini de anlamak çok güçtür. Benim önerim üniversitelerde bu konuda bir çok doktora tezinin yapılmasına yöneliktir.

Kitabınızda sayısız veri ve tablo var. Bu ilgilisi açısından kitabınızı son derece anlaşılır ve faydalı kılıyor. Çalışmanızla ilgili neleri hayal ettiniz? Ulaşmasını istediğiniz hedef nedir?

Araştırma yaparken özellikle birçok tabloya yer verdik. Hedefimiz bu veri ve tablolarla bundan sonraki yapılacak araştırmalarda güçlük çekmemelerini içerir  ve onlara yol gösterici niteliği vardır. Çalışmaya başlarken bu kadar güç olacağını tahmin etmemiştik. Onun için uzun sürdü. Ulaşmasını istediğim hedef bundan sonra vakıfların özellikle özel sektörün daha fazla özen göstermesidir. Bu konuya tek önem gösteren kurum Borusan, Borusan Asım Kocabıyık Vakfı olmuştur. Onlara bu konuda teşekkür borçluyum.

Çalışmaya başladığınızda ortaya çıkacak sonucu kesin olarak biliyor muydunuz yoksa sizi şaşırtan verilere de ulaştığınız oldu mu?

Çalışmaya başladığımız zaman GSMH’daki yerin bu kadar yüksek olacağını tahmin etmiyordum. Avrupa Birliği ortalamasındaki gibi yüzde 4 ile 5 arasında olacağını tahmin ediyordum. Beni bu verinin yüksek olması şaşırttı. Demek ki Türk halkı  kültüre ilgi gösterebilecek bir halktır.

Kitabınız henüz çok yeni ama kültür endüstrisine bağlı kurum ve kişilerden gelen tepkiler var mı? Nasıl yorumlar alıyorsunuz?

Kitabıma başta İKSV Başkanı Bülent Eczacıbaşı olmak üzere çok olumlu katkılar geldi, İKSV dışında Tekfen  Vakfı ve birçok bilim adamı da ilgi gösterdi. Kitabı temin etme çabası içine girdiler. Bugüne kadar olumsuz bir eleştiri almadım. Buda bundan sonra bizim yapacağımız araştırmalara yeni ışık tuttu.

Prof. Dr. Faruk Şen kimdir?

1991 yılında Almanya’nın Essen Üniversitesi’nde profesörlük unvanını alan Şen; Bamberg, Essen ve Duisburg Üniversiteleri’nde dersler verdi. 1985-2008 yılları arasında Almanya’da Türkiye Araştırmalar Kurumu’nu yönetti. 2009 yılında kurulan Türkiye Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı’nın (TAVAK) yönetim kurulu başkanlığına getirildi. Bu çerçevede Silivri Gümüşkaya’da ve Kavacık’ta bir Avrupa Üniversitesi kurmak için 10 Alman üniversitesinden değişik fakültelerle ve Avusturya’dan Viyana, Hollanda’dan Maastricht ve İsviçre’den Zürih Üniversiteleriyle birlikte çalışmaktadır. 2010 yılından beri İstanbul’da yaşayan Faruk Şen aynı zamanda Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi Üyesi, UNESCO Almanya Milli Komite Üyesi, Avrupa Birliği Kültürler Arası Diyalog (AnnaLindth Vakfı) Komisyon Üyesi, Türk-Alman Kültür Konseyi Kuzey Ren Vestfalya Başkanı, TAVAK Avrupa Üniversitesi Kurucu Üyesi ve Yönetim Kurulu Başkanı’dır. Ayrıca Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Onur Madalyası, Federal Almanya Onur madalyaları ve Türk-Alman Dostluk Ödülü sahibidir.

Nalan Tomba

 

What's your reaction?

tr_TRTurkish