Sözü, Özü, Müziği Bir: Courtney Barnett “Tell Me How You Really Feel”
Geçtiğimiz yılın son çeyreğnde Kurt Vile ile birlikte türünün başarılı örneklerinden “Lotta Sea Lice” albümüne ortak imza atan Barnett yeni albümüyle çıtayı hayli yükseltiyor.
“Tell Me How You Really Feel” Barnett’in sessiz, derinden fakat sağlam adımlarla ilerlediğinin kanıtı olacak dipnotlara sahip.
Barnett’ın müziğinin karakteristik yapı taşları bir taraftan 90’ların özel sesleri Sherly Crowe, Shania Twain, John Osbourne gibi kudretli kadın vokallerin yörüngesinden tılsımlar taşıyor. Fakat gitarının temiz tonlarıyla rock’n’roll kıyafetlerine kuşanan özgün alanlar yaratmayı da ihmal etmiyor ki en çok parıldayan kısımları da buralar oluyor. Bu yanıyla o yörüngelerde gezinmeyi bilse de kendi gezegenini keşfetmekten geri kalmayacak kadar da işinin hakimi.
Gösterişten uzak olmayı tercih eden bu nedenle de işin şaşaalı kısmının gözleri boyayan etkisinden uzak, başka coğrafyalarda hüküm süren bir ekolün yeni kuşak temsilcisi. Öne çıkan ayırıcı özelliği şairlik vasıflarına haiz olması ve bu doğrultuda da kuşağının en iyi söz yazarlarından olması gösterilebilir. Tüm bu yönleriyle 58. grammy ödülleri’nde ‘en iyi yeni sanatçı’ kategorisi adaylığı şaşırtıcı olmasa gerek.
Avustralyalı yorumcu ve şarkı yazarı öyle anlaşılıyor ki sade detaylar ve duygu aktarımı üzerine kendine has yöntemler geliştirmekle ilgili hayli kafa patlatıp kendi imzası haline gelebilecek bir karakter çıkarmış ortaya. Karakterle uyum sağlayan donuk vokal tarzı da bu özgün kurgunun merkez çekirdeği olacak öneme sahip.
2015 tarihli ilk uzun çaları “Sometimes I Sit and Think, And Sometimes I Just Sit”den bu yana şarkıcılık ve söz yazarlığı bakımından kat ettiği mesafe ve yeni albüme taşıdığı hassas, içtenlikli ve biraz olsun buruk hikâyelerin kariyerinin önemli bir bölümünü oluşturacağı kesin.
Ne yapıp edilip “Tell Me How You Really Feel” yılın es geçilmemesi gereken çalışmalarının başlarına not edilmeli.
Punk katmanlı “Crippling Self Doubt And A General Lack Of Self Confidence”, “Nameless, Faceless” ve “I’m Not Your Mother, I’m Not Your Bitch”, her yönüyle bir adım öne çıkan, 90’lar hissiyatının buram buram hissedildiği hatta o dönem yayımlansa liste başlarından düşmeyecek “Need A Little Time” ve bu 90’lar atmosferine ekleyebileceğimiz “Help Your Self” ile belki de albümün en arıza karakterine sahip şarkı olan “Hopefulessness” albümün köşe başlarını tutmuş sağlam ezgiler.
Giderek yükselip olgunlaşan bir müzisyenin, sahnede kapladığı alanın büyüdüğüne ve içindeki potansiyelin gelecekte daha da geniş kitleleri kucaklayacağının kanıtı niteliğinde bir albüm “Tell Me How You Really Feel”.