Hüznün İçindeki Umut Işığı: No Clear Mind, Makena
Müzik öyle bir yer kaplar ki hayatımızda onsuz çoğu şeyin birkaç kademe anlamsız kalacağını biliriz. Üstelik birçok duyguya aynı anda kucak açabilmek gibi bir sihir barındırır. Melankolinin ağır bastığı bir çıkmazda ya da coşkun bir neşe anımızda birden fazla dokungacıyla temas etmekte üstüne yoktur.
Bir yandan yılgın bünyeyi ayağa kaldırma gücüne vesile olurken diğer taraftan hüzünlü bir ânı yaratıcı ve üretkenlik içeren bir seviyeye taşımaya araç olur.
Bahsini açmak istediğim grup yaşamın farklı sahnelerine hitap etmek konusunda iyi örnekler sunmakta oldukça başarılı. Art-rock, avant-garde, indie-rock ve deneysel müzik işlerine meyilli dinleyicinin dikkatini çekecek ve bu dikkati daha da yoğunlaştıracak Atina kökenli grup “No Clear Mind”.
2012 yılında yayımladıkları ilk albümleri “Dream is Destiny” ve ertesi yıl çıkan “Mets” ile adını duyuran grup üç yıllık aranın sonunda yeni albümleri “Makena”yı dinleyicinin beğenisine sundu.
Eşsiz bir gün batımında deniz kenarında oturup en sevdiğiniz içeceği yudumlarken veya yoğun trafikli bir iş gününden eve döndüğünüzde elektriği üzerinizden alıp topraklayacak birçok iyi şarkıya ev sahipliği yapan bir albüm Makena.
Açılış parçası “In june” ve ardından gelen “Lulu” gayet yakışıklı ve şık bir giriş yapılmasını sağlıyorlar albüme. Gitarlarda tercih edilen tonlar ve orgun kattığı kıvamlı doku adeta geçmişten esen bir rüzgârı taşıyor. “Silence We Create” ile “Starless Night” bas gitar ve davulun lokomotifliğinde paçamızı kaptırdığımız parçalar. “Big Thing” iyi bir Avrupa filmi seyredermiş hissini sonuna kadar taşıyor. “Sonnee”ye gelince günümüz indie-rock tavrında bir şarkı fakat grubun her parçaya kendi özünden birşeyler kattığını düşünürsek, ayrıntılar önemli. “Makena” saykodeli dozu eklenmiş yetmişler ruhu taşıyan karakterli bir parça. “Way Out” ise böyle bir albümün kapanışını yapmak adına oldukça etkileyici ve yerinde bir seçim. Hüzün fakat içinde umut da barındırırken albümün kişiliğini bir özet misali önümüze seriyor.
2016’nın son günlerinde yayımlanmasına karşın senenin iyi yapımları arasına girmesi olağan, 2017’ de de adından söz ettireceği aşikâr. Melodik bakımdan olabildiğince zengin bir çalışma çıkmış ortaya. Enstrümanlarda ve albümün genelinde yakalanan sound göz önüne alındığında da kendine ait ruhu olan ve başarıyla yazılmış öykülerden meydana gelen bir bütünlüğe sahip. Böyle olunca da ortaya çıkan işin keyfine varmak mümkün oluyor.
Ege’nin karşı kıyısı müzik bakımından iyi örnekler çıkarmaya devam ediyor.
No Clear Mind’ın Makena’sı ıskalanmamalı.