Hayal Gücü Uzunluğunca Hünerli Bir Seyahat: Uluru “Acrophilia”

Boğaç Gökmen

Son yıllar ülke yeraltı müzik hareketliliği ve bu dinamizme katkı veren topluluklardan biri de İstanbul Kadıköy bandıralı psychedelic/stoner rock kulvarının başarılı temsilcilerinden Uluru.

Gitar ve synth işçiliğinde Ege Çaldemir, davulda Ümit Büyükyüksel ve bas gitarda Oğulcan Ertürk kadrosuyla demir alan ekip, “Dazed Hill” ve “Imaginary Sun” başlıklı ilk iki kısaçalar ve bu iki öncü kuvvetten seçilen parçalarla Alman firma Tonzonen Records tarafından plak formatında basılan yapımlarla adından epey söz ettirmişti.

Yeni yılın hemen başında piyasaya sürülen ve bir süredir yolu gözlenen Uluru albümü “Acrophilia” ise vaziyeti kaldığı yerden alıp, tozu dumana katacak yeterlilikte bir etkiyle kuruluyor dinleyicinin karşısına. Albümün, Kadıköy Studio Vibes’da gerçekleştirilen kayıt sürecinde Mehmet İncili ve Ozan Bankoğlu isimlerini, mastering aşamasında ise Steve Corrao’nun dokunuşlarını görüyoruz.

Esasen, daha önce dinleyecekler bilecektir ancak yeni kulak verecekler de enerjisinden şüphe ettirmeyecek, melodi ayarları yetkin ellerde tayin edilmiş parçalara hazırlıklı olmalılar. Üçlünün elinden çıkan beste yapıları, tarif ettikleri üzere psychedelic/stoner rock hattında bir seyahat vadetse de siz yine de onların hayal gücüne güvenin ve valizinizi biraz daha uzun bir yolculuğa hazırlayın. Zira, enstrümantal hassasiyetin belirlenmesi güç boyutsuzluğu Uluru parçalarının hücrelerinden dinleyicinin bünyesine nüfuz etmeye hazır.

Bu tarafıyla bakıldığında yalnızca çalgı hünerleriyle izah edilemeyecek, sözsüz cümleler kurma maharetinin de gerek şart olduğu bir düzlemde kendilerine has hikâye anlatımını yakalamaları mevzubahis şarkıların kişiyi saran ilk katmanı.

7 şarkılık yapım, gitarların sert mizacından kaynaklı çift şeritli, haşin asfalt üzerinde, 76 model bir Oldsmobile’i aratmayan bas gitarın amortisör konforu yanında takip mesafesindeki davulun güvenli sürüşü, hepsi de giderek usta işi bir bakış atan topluluğun adımlarını güçlendiriyor.

Uluru’nun sıfır kilometre parçalarının davet ettiği “Acrophilia”, hayal gücü uzunluğunca sürecek hünerli bir seyahat vadediyor.