Haftanın Kitaplığı – 25 Haziran 2018

Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye bir göz atabilirsiniz.

HİPPİ – PAULO COELHO


1970 yılının Eylül ayında, dünyanın merkezi olma şerefi için yarışan iki mekân vardı: Londra’daki Piccadilly Circus ve Amsterdam’daki Dam Meydanı…

1970 yılının Eylül ayında uçak biletleri ateş pahası olduğundan uçakla seyahat ancak elit kesim için mümkündü. Gençlerden oluşan muazzam bir kitle içinse durum farklıydı. 1970 yılının Eylül ayında dünyaya kadınlar hükmediyordu… Genç hippi kadınlar demek belki daha doğru olur…

1970 yılının Eylül ayında herkesin paranormal güçleri vardı, olmayanlar da sahip olma yolundaydı…

1970 yılının Eylül ayında, yazarlık hayalleri kuran Paulo, özgürlük peşinde dünyayı dolaşırken Karla’yla karşılaşınca ikisinin de yaşamı kökten değişecekti;

Peru’nun kayıp şehirleri, Brezilya’nın zindanları, Amsterdam’ın arka sokakları, İstanbul’un çarşıları bir bütünün parçaları haline gelecekti…

Paulo Coelho’nun kendi yaşam öyküsüne belki de en yakın eseri Hippi, başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanan barışçıl bir neslin arayış ve dönüşüm öyküsü.

AİLENİN EN YARAMAZI – ALEKSANDRA FABIA

Ailenin En Yaramazı

Doğan Gündüz’ün yazdığı, Polonyalı sanatçı Aleksandra Fabia’nın desenleriyle renklendirdiği yedi muzip öyküden oluşan Ailenin En YaramazıCan Çocuk etiketiyle yayımlandı.

8 yaş ve üstü okurlara hitap eden bu öykülerin her biri yaşamdan süzülen öyküler. Gündüz, büyüklerin dünyasında sesini duyurmak, kendini ifade etmek ve anlaşılmak isteyen çocukların elinden tutuyor.

​Arkadaşlığın mevsimi ne zaman başlar, ne zaman biter? Çocuklar, “Sen büyüdün artık,” dendiğinde mi büyür? Portakal çiçeğinin kokusu kimleri kavuşturur? Peki büyükler, çocukları ne zaman dinler? Söğüt ağacının yaprakları niye suskunluğa uzanır? Unutulmanın tarifsiz kaygısı, sıradan bir özürle geçer mi?  Bir de… yaramazlığın aynası kimi gösterir, bilen var mı?

GİTTİ, GİDİYOR, GİTMİŞ – JENNY ERPENBECK

Göçenler, Göçemeyenler ve Göremeyenler

Jenny Erpenbeck’in ülkelerinden kaçmak zorunda kalanların, ölüme ve zulme mahkûm edildiği bir dünyayı anlatan romanı Gidiyor, Gitti, Gitmiş, İlknur İgan’ın çevirisiyle Can Yayınları tarafından yayımlandı.

Gidiyor, Gitti, Gitmiş insanın yüzleşmekten kaçamayacağı doğru soruları soruyor. Emekli profesör Richard kendi hayatına dair sorularla boğuşurken, Berlin’in göbeğinde işgal eylemi yapan Afrikalı mültecilerle karşılaşır ve sorularının yanıtlarını hiç kimsenin aramadığı bir yerde, bu genç insanların arasında aramaya karar verir. Bu, yaşlı Avrupa’nın yaşlı sakinlerinden Richard’ın, bakışlarını ilk kez kendinden başka olana çevirdiği andır. Dünya mülteci kriziyle sarsılırken Richard ilk kez kendi küçük, güvenli kozasından dışarı çıkar.

ÜRKÜTÜCÜLER – GÖKTUĞ CANBABA

Bir Dostluk Hikâyesi: Ürkütücüler

Göktuğ Canbaba’nın yazdığı, Biğkem Karavus’un çizimlerini üstlendiği paylaşmak, dostluk ve birlikte olma hikâyesi Ürkütücüler, Doğan Egmont etiketiyle yayımlandı.

“Aynı okyanusla ıslanıp aynı güneşle ısınan ve geceleri aynı ayla aydınlanan upuzun sahilin bir ucunda Ürkütücüler, diğer ucunda ise insanlar yaşıyordu. Ürkütücüler dev gibi boyları, upuzun boynuzları ve kocaman gözleriyle adları gibi ürkütücüydü.

​İnsanlar ise sadece Ürkütücülerin topraklarında yetişen meyveleri toplayabilmek için onların topraklarına izinsiz girerdi. Yani bu iki topluluk birbirinden pek hoşlanmazdı. Ta ki bir kahraman gelene dek. Yumuşacık ve sevgi dolu kalbiyle Oli’nin gelişi ile o zamana dek bir türlü bir araya gelmeyi başaramayan bu iki topluluk arasında yepyeni bir ihtimal ortaya çıkaracaktı.”

MOR BİR SERSERİNİN GEZİ NOTLARI – OSAMU DAZAİ


Her roman otobiyografiktir. Yazalar bunu kendilerinden bile saklarlar. Ancak, Japon edebiyatının aykırı yazarı Osamu Dazai, bunu kabullenerek çıkıyor kitaptaki yolculuğuna. Mor Bir Serserinin Gezi Notları’nda doğduğu Tsugaru Yarımadası’na yaptığı “hac yolculuğu” ile birlikte belleğinin patikalarında gezinmeye başlıyor. Bu gezinin notları, genç yaşta intihar eden Dazai’nin hayatındaki sert dönemeçlerden izler taşırken, gerçek ile kurgu arasında gidip gelen bir anlatıya dönüşüyor.

Dazai, 20. yüzyılın en önemli yazarlarından biri. Onu okumak, hepimiz için büyük bir ayrıcalık.

 

What's your reaction?

tr_TRTurkish