Gaye Su Akyol ve Hologram İmparatorluğu
Akacak şarkılar damarda durmuyor. Mekân tanımıyor, zaman bilmiyor. Sağda solda zihnin dehlizlerinde dolanan kelimeler ve imgeler bir araya gelmek için can atıyor. Sohbet seviyor şarkılar ve sevdaya dair konuşacak sebepleri var. Dünyanın herhangi bir yeri olacağı gibi evrende fantastik bir düzlemde de buluşabiliriz, onlar bir şekilde var oluyor, şarkılar var ve ne mutlu ki yerinde durmuyor.
Öncesi Mai, Toz ve Toz, Seni Görmem İmkansız; sonrası “Develerle Yaşıyorum” ve en güncel hâliyle “Hologram İmparatorluğu”. Alternatif müzik sahnesinde alternatif bir masa kuruyor Gaye Su Akyol, yiyen, içen, sohbetini tadan biliyor.
İşte tam bu noktada başka düşünce yapılarına da rastlıyoruz ki iyi hissetmemizi sağlayan olgu bu oluyor belki de. Farklı bir şeyler söylemek gerekir, gereken cevapları farklı yerlerde bulabilmek umudu gibi. Küçük çocuklarken kendimizi biraz olsun farklı hissettiğimiz gibi. Ama içe kapanık ya da cesur ama gereğinden çok duyarlı ve ya hınzır olduğumuzu hatırladığımız gibi.
Şarkılar da o küçük çocuğun düşlerinin üzerinde yükselir çoğu zaman, büyüyen bireyin sosyal çevreden aldığı kaygılarla birlikte birer resim haline dönüşürken. Su birikintilerine bırakılan kağıttan kayıklar ya da yıldızlara bakarak dinlediğimiz hikâyeler sonrasında kurulan düş dünyaları misali.
Geçen süreçte Gaye Su Akyol’un kumsalda bıraktığı ayak izleri giderek derinleşiyor. Yeni bir anlatım dilinden bahsetmemiz çok doğal ve bir o kadar da dikkate değer. “Develerle Yaşıyorum” ile ortaya çıkan metaforlar uzay zamanda karşılığını bularak “Hologram İmparatorluğu” ile yeni bir boyut daha açıyor. Yeni yöntemlerle mesaide bulunmanın kişinin kaşif yönüne etkilerini görmek de mümkün.
Hologram İmparatorluğu Gaye Su Akyol ve Ali Güçlü Şimşek yapımcılığında kaydedilmiş. On iki parçanın biri dışında sözü ve bestesi kendisine ait ayrıca birçok parçanın davul ve klavyelerini de kendi çalmış. Alaturka atmosferi oluşturan ud ve yaylıların yanı sıra keman ve trompet de ortaya çıkan ahenk içinde önemli aktörler olarak göze çarpıyor.
Saykodelik, vazgeçilmez sanat müziği nameleriyle bir araya gelirken coğrafyanın ve dönemin kafa karışıklıklarının ve insani ilişkilerin sarmalında ilerliyor öyküler. Arabeskin yan bahçesinde P.J. Harvey tonlarına selam çakıyor örneğin.
“Akıl Olmayınca”, “Fantastiktir Bahtı Yarimin”, “Nargile” incelikli bakışlar atarken, “Kendimin Efendisiyim Ben”, “Uzat Saçını İstanbul”, “Dünya Kaleska” kendi evreninde kurduğu lisanı zekice bu tarafa aktardığı birçok parçadan bazıları.
“Hologram İmparatorluğu” Gaye Su Akyol’un kurduğu alternatif masadan kalkması zor bir ortam oluşturuyor. Giderek üstüne koyduğu işlerle birlikte olgunlaşan şarkılar sohbetin de boyutunu belirliyor. Bir yandan da ağır bir muhabbete davet var. Bu davete icabet etmekte fayda var ki oldukça lezzetli görünüyor.
Bir de önemli bir detay var ki bazı şarkılar şişede durduğu gibi durmuyor.