Doğru Bildiğini Sakınmadan: Peyk “Lay Lay Lom”
90’ların başlarına dayanan bir hikâye başlangıcına sahip olsa da esasen 2006 yılında oturan güncel kadro ve bir yıl sonrası “Suluşaka” gibi nevi şahsına münhasır bir albümle geniş kitleler tarafından tanınan bir topluluk Peyk.
Reggae kıvamlı blues karakterli beste yapıları, nefesliler, yaylılar ve akordiyonlu, akustik tonlamaların ahengiyle tınlayan iyi şarkılar ve kendine has sözel içerik Peyk’in yolculuğu boyunca dinleyiciyi kavrayan ince işçilikler oldular. En önemli özellikleri ise kuşkusuz özgün ve cesur şarkı sözlerinde gizliydi hep.
“Suluşaka”, “Içimdeki İz” ve “Teslim Olma!” üçer dörder yıl aralar verdikleri fakat dinleyicinin de evire çevire hatim ettiği Peyk çalışmaları oldu.
Şimdi de hayatımıza girmelerinin üzerinden geçen 10 seneyi aşkın zaman sonra 4. albümleri “Lay Lay Lom” ile huzurlarımızdalar.
Her zaman olduğu gibi hayatla derdi olan şarkılar onlarınki. Ama hüzünlü, ama tespiti bol ve tenkidi yerinde şarkılar. Solist İrfan Alış’ın kaleminin sivriliğinde dokunduğu yerde güllerin bittiği bir durum hasıl ve şüphesiz Alış’ın alaturka sınırlarda itinayla gezinen vokal tekniği de Peyk’in alametifarikalarının başında yer alıyor.
Yeni albümle de bir kez daha görülüyor ki vokalde İrfan Alış’ın yanı sıra gitarda Serdal Ersoy, vurmalılarda Ertan Çalışkan, keman, klavyede Özgür Ulusoy ve basta Barış Tokgöz’den oluşan kadro dinleyiciyi alıştırdıkları Peyk karakterinin peşinden sürüklemeye devam ediyorlar.
Öyle ki ilk parça “Lay Lay Lom”, reggae omurgasına oturan ve toplumsal eleştirinin Peyk hâli diyebileceğimiz yöntemiyle, mevcut durumları tam yerinde resmederken Fuat’ın eşliğiyle de hayli renkli bir şekilde açıyor albümü. Yaylıların alaturka işlemeleriyle arka fonu belirlediği “Sabret” Peyk ile tanışmamızı sağlayan şarkılardan olan “İstanbul” parçasındaki vokal üslubuyla hemen kana karışıyor. “Koy Gotune” ye ne demeli? Tam bir toplumsal taşlama, karikatürize ederek anadan üryan çiziyor gerçekleri yine Peyk’e özgü her ne varsa.
“Denizdeyim” var örneğin, topluluğun dört yanı hüzün saran parçalarından ve ilk defa sundukları İngilizce sözlü “Nobody” ile birlikte farkını yarattıkları atmosferde hissettiren şarkılar olarak öne çıkıyorlar. Aslen Yunanca bir parça olan “Uyan” orjinali ‘To Minore Tis Avgis’in başarılı bir uyarlaması olarak göz dolduruyor. Kapanış ise “Adın Batsın Süpermen”le geliyor.
Piyasanın tüm etik dışı yanlarına karşın kendi bildikleri yolda ayakta kalıp üretmeyi sürdüren, belki de oyunun başka türlü oynanabileceğinin de örneklerini sunan Peyk’in, doğru bildiğini sakınmayan, bu doğrultuda da şapka çıkardığımız ve ihmale gelmeyecek, kalburüstü albümü “Lay Lay Lom” huzurlarınızda.