Aynur Kulak yazdı: “Sadeleş Rahatla/Japon Minimalizmin Rahatlık Veren Hazları”

Aynur Kulak

Yüklerinden kurtulmak. Modern insanın bir girdabın içine düşer gibi düştüğü ve bir türlü (‘asla’ demeye dilim varmadı) kurtulamadığı yükleri döne dolaşa onu mutsuz eder. Yükler baki olacak olan mutsuzluğun temel direkleridir desem abartmış olmam herhalde. Ailenin yükleri, eşin dostun yükleri, iş hayatının yükleri, sahip olunan kullanılmış veya hiç kullanılmamış olan eşyanın yükleri. Ne kadar fazla yük taşıdığımızı fark etmeksizin mutsuz olmaya devam ederiz. Bu mutsuzluk sahip olduğumuz şeylerin yükünden kaynaklanır desem buna herkes hak verir fakat maalesef bu yüklerden kurtulmak adına hiçbir şey yapmaksızın yaşamaya devam eder. Buna yaşamak denirse tabii!

Doğan Novus tarafından yayımlanan bir Fumio Sasaki kitabı olan Sadeleş  Rahatla aslında hepimizin bildiği fakat uygulamaya gelindiğinde hiçbirimizin yapamadığı /uygulayamadığı minimalist yaşama öğretisini bizimle paylaşıyor. 1979 doğumlu Fumio Sasaki Japon yayıncı Wani Books’ta editörlük yapıyor ve Tokyo’da 20 metrekarelik bir evde yaşıyor. Çoğumuzun evimizdeki mutfak ya da banyo 40 metrekareyi bulurken toplamda 20 metrekarelik ev akıl alır gibi değil diyebilirsiniz. Fakat rahatlamak ve mutlu olmak adına fiziki şartlarda neleri hayata geçirmek istediğinizle doğru orantılı bir mevzuu Sadeleş Rahatla. Çünkü fiziki şartlardaki rahatlama, açılan yeni alanlar, geniş açılar, taze oksijen zihninizin tüm bunlara paralel bir şekilde rahatlaması demek.

Minimalizm Nedir?

Fumio Sasaki “Neden Minmalizm?” diye soruyor bu soruyu. Gereksiz olan objelerden kurtulmayı, tüm gereksiz ayrıntıları bir kenara bırakmayı, fazlalıkları atmayı minimalist olmanın başlangıcı olarak niteleyebiliriz. Çünkü hayatımızda gereksiz olan ne varsa enerjimizi ve özgürlüğümüzü tüketir. Sasaki de ilk olarak bunu anlamamızı istiyor. Alanınıza giren her yeni eşya, obje özgürlüğümüzü kısıtlıyor. Daha fazla şeye sahip olma arzumuz yüzünden, sahip olduğumuz onca şeyi düzenlemek ve elimizde tutmak için gittikçe daha fazla zaman ve enerji sarf etmemiz gerektiğinin altı çiziliyor.

Minimalis olmadan önceki hayatında sıradan bir günün berbat yoruculuğu ve tüm bu yorgunlukların sebebi bilinmesine rağmen gereksiz kibri yüzünden tek bir adım dahi atmaktan aciz olmanın mutsuzluklarından bahsediyor Sasaki ve minimalist olduktan sonraki hayatında eşyalarından (yüklerinden) kurtulmanın onu gerçekten ne kadar mutlu ettiğini gündelik sıradan hayatından birkaç küçük ayrıntıyla bize gayet net anlatabiliyor.      

Sasaki, minimalizmin tanımı için tek bir doğru yanıt yoktur derken şunu özellikle belirtiyor: Eşyalarınızın yarıdan fazlasından kurtularak veya daha küçük bir eve geçerek veya bir sırt çantasıyla yaşayarak minimalistliği tanımlayamazsınız. Minimalistler onlar için gerçekten gerekli olanları bilir ve sırf görüntü olsun diye bir şeyleri istemez ya da ikinci katagoriye giren her şeyi hayatlarından çıkartmaktan korkmaz.

Biriktirme Kaygısı

Temelde biriktirme arzusu taşımıyoruz aslında. İnsanoğlu hareketli bir varlıktır çünkü. Sorun sürekli yeni şeyler isteme arzusundan kaynaklanıyor diyor Sasaki ve eşyalara alışıyoruz. Bu iki zıt durum peş peşe bir şekilde o kadar hızlı gelişiyor ki; bir şeyi elde etmek için yıllarca çalışıp onu elde ettikten sonra ona karşı olan ilgimiz bilimsel çalışmalara göre 3 saat sürebiliyor. Evet yalnızca üç saat. O yüzden diyor Sasaki ister 100 dolarlık ister 500 dolarlık isterseniz de 3000 dolarlık bir yüzük alın, ne yazık ki duyduğunuz mutluluk seviyesi temelde aynıdır.

Temelde gerçekleşen bu ‘aynılık’ durumu yeni şeyleri sürekli istememizi tetikliyor. Bizler de sürekli alıyoruz. Hiç kullanmaksızın alıyor, tatmin oluyormuş gibi oluyor, bir türlü mutlu olamıyor, döne dolaşa almaya devam edip, girdaptan kurtulamıyoruz. Bundan kurtulmak çok büyük bir farkındalık gerektiriyor. Alışkanlıklarımız ağır bastığından farkındalık bile kısa vadede eyleme geçmemize yardımcı olamayabiliyor. Sasaki öncelikle kişide öz değer farkındalığının gelişmiş olmasından bahsediyor ki; bu farkındalık yüklerimizden kurtulabilmenin temelini oluşturuyor.

Atın

Sasaki, eşyalarımıza veda etmenin 55 tüyosunu bize takdim ediyor fakat ben belli başlılarını yazacağım.

Birincisi böyle bir şeye kalkışmak beceri ister. Beceriniz var mı? Yapabilir misiniz? Tam şu anda bir şeyinizi atın mesela. Attığınız için pişmanlık duyacağınız bir tane bile eşya olmayacak, bunu biliyor musunuz? İstediğiniz eşya ile ihtiyaç duyduğunuz eşya arasındaki farkı iyi ayırt etmek. Bu başlangıç için çok önemli. Bu arada düzenlemek azaltmak demek değildir. “Günün birinde lazım olur” fikrinden hemen vazgeçin. Kaybetmiş olsaydınız aynısını alır mıydınız bir düşünün. Sosyalleşmek eşyanızı ödünç alıp vermek şeklinde de olabilir illa bir kafede arkadaşlarınızla takılmak değil. Kendi minimalizminizi kendiniz bulun. Ve…

Düşünmeyin. Atın!

Rahatlamak. Sadeleşmek. Özgürleşmek için.

Sadeleş Rahatla

Yazar: Fumio Sasaki

Yayınevi: Doğan Novus Yayıncılık

Çeviri: Bige Turan Zourbakis

Yayın Tarihi: Temmuz 2019

Sayfa Sayısı: 199

What's your reaction?

tr_TRTurkish