Görmek için yollara düştüğümüz İshak Paşa Sarayı
İran sınırına yakın, İpek Yolu üzerinde yer alan İshak Paşa Sarayı, 7600 metrekarelik alan üzerinde, stratejik öneme sahip yüksek ve geniş bir platform üzerinde yer alıyor.
Kubbesi ve minaresi sonsuzluğa uzanıyormuş gibi görünen, uçsuz bucaksız bir manzaranın önünde kontrast oluşturan bu tepedeki taş yapının arkasından göz kamaştırıcı bir gün batımını izlemek kadar büyülü çok az deneyim vardır. Tırtıklı kayalarla desteklenen İshak Paşa Sarayı, 1784’te tamamlandı. Günümüzde yeni bir cam çatıyla korunan ince taş kabartmalı birkaç bölüm var. Saraya varmak için Doğubayazıt merkezden 6 km’lik yolculuk yapmak gerekiyor.
Anadolu’nun farklı kültürlerinin tasarım özelliklerini tasarımında taşıyan, 18. yüzyıldan kalma saray, sürgüne gönderilen Çıldır ve Ahıska Valisi İshak Paşa için inşa edildi.
Ayrıntılı bir ana kapı, en sağ köşedeki zindanların olduğu ilk avluya açılıyor. İkinci avluda İshak Paşa’ya ait olduğu düşünülen Selçuklu oymaları ve Fars kabartma stillerinin bir karışımıyla zengin bir şekilde dekore edilmiş bir türbe var. Bu alandan başka üç kısma geçilebiliyor. Zarif biçimde oyulmuş bir portalın hemen ilerisinde harem ve tören salonu da dahil olmak üzere özel odalar bulunuyor. Solda ilerlediğinizde yeraltındaki tahıl ambarlarına ve hizmetçi odalarına varıyorsunuz. Sağ tarafta selamlık yer alıyor ve bu bölümün en önemli özelliği orijinal kabartmalarıyla dikkat çeken cami.
Sarayın içinde yer aldığı doğan alan da görmeye değer.
görsel: W. Bulach – Wikipedia