3 Dilde Şarkıların Kralı: Harutyun Sayatyan
Harutyun Sayatyan ya da halkın ona yakıştırdığı isimle Sayat Nova… 3 dilde yazdığı ve söylediği şarkılarla yüzyıllar boyu duygulara tercüman olan Ermeni halk sanatçısı, bugün farklı coğrafyalarda ezgileriyle yaşamaya devam ediyor.
Sayat Nova; 1712’de Gürcistan yakınlarında yer alan Sanahin’in bir köyünde yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Daha o yıllarda, müzik konusundaki yeteneğiyle çevresinde fark edildi. Eline kamançasını alıp halk şarkılarını söyledi, güzel lirik şiirler yazdı ve becerileriyle dinleyen herkesi kendine hayran bıraktı. Harutyun’un ailesi yaşadıkları yoksulluktan kurtulmak için, bugün Gürcistan’ın başkenti olan Tiflis’e göç etti. O zamanlarda Tiflis tam anlamıyla kozmopolit bir şehirdi ve Ermeniler, Gürcüler, Azeriler ve hatta İranlılar kentin etnik yapısını oluşturuyordu. Tiflis aynı zamanda Ermeni kültürünün, özellikle de Ermeni müzik ve edebiyatının en önemli merkezlerinden biriydi. Harutyun, ailesiyle Tiflis’e yerleştikten sonra bir dokumacılık atölyesinde çırak olarak çalışmaya başladı ama; bir yandan da kamançasıyla güzel şarkılar bestelemeye ve şiirler yazmaya devam etti. Gerek Ermeni, Fars, Gürcü ve Azeri dillerine çok iyi hakim olması, gerekse eserlerinin etkileyiciliği sayesinde kısa zamanda tüm Tiflis’te bilinir hale geldi. Sadece Ermeniler değil, Gürcüler, Azeriler ve İranlılar da Harutyan’a hayrandı ve ona “şarkı avcısı” ve “şarkıların kralı” gibi anlamlara gelen Sayat Nova adını verdiler.
Dünyayı dolaştım, Etiyopya’ya bile gittim.
Ama bana bakan gözlerin
gibi güzelini görmedim.
İster çuval giy, ister altından kumaş,
giysin paha biçilmez olur
sen içinde şuh yürüdüğün zaman.
Seni gören: Hele şuna bir bakın der!*
Sayat Nova’nın popülerliğinin saraya kadar ulaşması çok sürmedi. Gürcistan kralı II. Heracle tarafından saray şairi ve müzisyeni olarak görevlendirildi. Kral Heracle’nin sarayına taşınması onun için büyük bir aşkın başlangıcı da oldu. II. Heracle’nin kız kardeşi olan Prenses Anna’ya görür görmez aşık olan Sayat Nova’nın şarkılarının çoğunu Anna için besteledi. Sayat Nova’nın Anna’ya karşı duyduğu aşk karşılıksız değildi. Onların arasındaki bu aşkı öğrenen Kral II. Heracle, Sayat Nova’yı saraydan, yani Prenses Anna’dan uzaklaştırdı.
Saraydan ayrılan Sayat Nova, Tiflis’ten, bir daha hiç geri dönmemek üzere uzaklaştı ve geri kalan hayatını gezici bir ozan olarak kent kent, köy köy gezerek geçirdi.
Sayat Nova, Ermenistan’ın kuzeyinde yer alan Haghpat şehrine 1795 yılında İranlı komutan Ağa Muhammed Han’ın düzenlediği bir saldırı esnasında hayatını kaybetti ama bugün birçok ses sanatçısının ve müzik grubunun repertuarında onun eserleri yaşamaya devam ediyor. Onun adını taşıyan birçok koro ve dans topluluğu var hatta bu korolardan birisi İstanbul’da “Sayat Nova Korosu” adıyla faaliyet göstermekte.
Sayat Nova’ya atfedilen ve günümüze ulaşabilen 220 tane şarkı var. Eserleri sözlü gelenek sayesinde kuşaktan kuşağa aktarılan Nova’nın ünlü “Kamança” parçası Türkiye’de uzun yıllar “Çırpınırdı Karadeniz” adıyla söylendi.