Haftanın Kitaplığı – 7 Nisan 2019

Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye bir göz atabilirsiniz.

YOL – CORMAC MCCARTHY

Cormac McCarthy’nin “Yol”u Türkçede!

Cormac McCarthy’nin 2007 yılı Pulitzer Kurgu Ödülü sahibi romanı Yol, Sevin Okyay’ın çevirisiyle, İthaki Modern etiketiyle yayımlandı.

2009 yılında sinemaya da uyarlanan Yol, hiçbir umudun kalmadığı bir gelecekte bir baba ile oğulun hayatta kalmak için verdiği mücadeleyi anlatıyor.

​“Bir baba ve oğlu yanıp kül olmuş Amerika topraklarında sonu asla gelmeyecekmiş gibi görünen bir yolculuğa çıkar. Niyetleri orada onları bir şeylerin bekleyip beklemediğini dahi bilmedikleri sahile ulaşmaktır. Rüzgârda uçuşan kurşuni küller her yeri ele geçirmiştir. Bu yıkım sonrası yolculukta kendilerini savunabilecekleri bir tabanca, yağmaladıkları yemekler ve birbirleri dışında hiçbir şeyleri yoktur.”

RENKLERDEN MORU – ALICE WALKER

Erkek egemen bir dünyada sadece kadın olduğu için değil, siyahi olduğu için de ayrımcılığa uğrar Celie. Başına gelenler öyle utandırır ki onu, bunları değil başka biriyle, Tanrı’yla bile paylaşamaz.

Alice Walker’a 1983 yılında Pulitzer Ödülü kazandıran ‘Renklerden Moru’, kendi ezilmişliklerinin acısını kadınlardan çıkaran erkeklerin hikâyesiyle de zenginleşen bir roman.

KARA YARISI – MAHİR ÜNAL ERİŞ

Mahil Ünsal Eriş altı yıllık bir aradan sonra okurlarıyla iki yeni kitapla, bu kez Can Yayınları etiketi altında buluşuyor. Yüzünü küçük yerlere dönen bu öyküler kendi içsel sınırlarına hapsolmuş kahramanların arasında dolaştırıyor bizi.
Mahir Ünsal Eriş’in bu yeni öyküleri onun içinden yaşam fışkıran, canlı ve iştahlı üslubuna alışık okurları yanıltmayacak.

UÇ ARTIK – ETGAR KERET

Etgar Keret’ten Yeni Öyküler: Uç Artık!

Etgar Keret’in Öykülerden oluşan kitabı Uç Artık, Avi Pardo’nun çevirisiyle Siren Yayınları etiketiyle yayımlandı.

​Umduklarına kavuştuklarında bulduklarını yitirenler, kanatlanmak isterken sertçe yere inenler ve insanların günü birlik savaşlarına daima kayıtsız kalan bir dünyada düşlerin değerini bilenler Keret’in yeni, yenilikçi ve eğlenceli öykülerinde bir araya geliyor. Hayal kırıklığıyla bilenmiş ruhlar, ritmi aksak kalpler ve hükmen kaybedenler bu sayfalarda teselli arıyor; insanlık iflas etse bile insanlar, bu öykülerde yaşamlarına devam ediyor. Burada kahramanlar, olay yerine asla vaktinde yetişemiyor, gaddarlık cihazlarla ölçülemiyor, aşkın ömrü bir saniyeden uzun sürmüyor ama umut hep, hep bir yerde yeşeriyor.

GÖKYÜZÜMÜZDÜ OKYANUS – PATRİCK NESS

İnsan dediğin dururken, kimin şeytana ihtiyacı vardır ki?

Beyazperdeye de uyarlanan Canavarın Çağrısı’nın Carnegie Madalyalı yazarı Patrick Ness’ten, dünya edebiyatının en önemli klasiklerinden Moby Dick’in hikayesini yeniden yaratan, görsel bir başyapıt: Gökyüzümüzdü Okyanus. 

Etkileyici üslubu ve Rovina Cai’nin resimleriyle zihinlere kazınan bu sürükleyici roman, okyanusların en güçlü avcı balinalarından birinin, efsanevi bir insan avcıyı yakalamak için giriştiği amansız mücadeleyi konu ediniyor.

Metaforik anlatımıyla, okurlarını, kehanetin en “saf” hali üzerine düşünmeye iten Gökyüzümüzdü Okyanus, şeytanla savaşanların er ya da geç şeytana dönüşecekleri varsayımında bulunan çağdaş bir fabl.

Nice okyanusların, nice derinlerin ve uçurumların en büyük, en acımasız kaptanı Aleksandra, gerçekliği tartışmalı bir deniz efsanesinin, “şeytanın ta kendisi” denen, acımasız bir insan kaptanın peşinde. Çünkü kehanet de aslında, onun peşinde…

Herman Melville’in ölümsüz eseri Moby Dick’in alabora edilmiş bu güzellemesi, ödüllü yazar Patrick Ness’in ve Rovina Cai’nin ellerinde yeniden can buluyor.

“Şeytanın en büyük kozu, onu görmek istemenizi sağlamaktır. Ve ondan, ancak onu gördüğünüzde korkarsınız. O zaman da iş işten geçmiştir.”

What's your reaction?

tr_TRTurkish