Yorgos Lanthimos, Emma Stone’un dünya görüşünü nasıl değiştirdi: “Bir saçmalık var”

Son yıllarda ortaya çıkan en ilgi çekici yönetmen-oyuncu ortaklıklarından biri Yorgos Lanthimos ve Emma Stone’unki oldu. İkili ilk olarak The Favourite‘da birlikte çalıştı. Bu filmde Amerikalı oyuncu, İngiltere Kraliçesi Anne’in gözüne girmeye çalışan fakir bir hizmetçiyi canlandırdı. Bir diğer işbirliği Stone’un dünyayı keşfetmeye çıkan yarı kadın, yarı çocuk bir karaktere büründüğü 2023 yapımı Poor Things‘le gerçekleşti. Bella Baxter rolündeki performansı Stone’A ikinci ‘En İyi Kadın Oyuncu’ Oscar’ını kazandırdı.

Stone’un Lanthimos’la son işbirliği Kinds of Kindness‘dı. Üç bölümlü bir antoloji filmde Stone birbirinden çok farklı üç karakteri canlandırıyor: hayatı şeytani bir iş adamı tarafından kontrol edilen bir kadın, denizde kaybolduktan sonra kocasına dönen bir biyolog ve büyülü güçleri olan bir kadını arayan tarikat mensubu bir fanatik. Filmin kendisi pek başarılı olmasa da Stone yine performansıyla göz doldurdu. Lanthimos her zaman ondan en iyiyi elde etmeyi başarıyor ve Stone’un Collider’a son işbirliklerini tanıtırken söylediği gibi, birbirlerini olabildiğince takdir ediyorlar.

“Dünyayı görme biçimini veya bize dünyayı gösterme biçimini çok büyüleyici buluyorum. Dogtooth açıkça kontrolün ve birini bu senaryoya kilitlenmiş halde tutmanın bir incelemesiydi ve sonra The Lobster’ı izledim ve şöyle düşündüm, Onlar da kontrolde. Bu senaryoya kilitlenmiş durumdalar. Belirli bir şeyi yapmak zorundalar yoksa bir hayvana dönüşecekler. Bunda sizi bunun bir tür kuralcı dünya görüşü olmasından çok daha fazla düşündüren bir absürtlük ve bir tür özgüllük var.”

Diğer filmleri The Killing of a Sacred Deer ve Alps‘te de görüldüğü üzere Lanthimos genellikle saçma olanı günlük olanla karıştırır. Poor Things tuhaf görseller, abartılı karmaşık çekim teknikleri ve sözde Viktorya dönemi ortamıyla uyuşmayan nesnelerle doludur. Görünüşte gerçekliğe dayanan The Favourite bile sıradan topluma ait olmayan karakterlere sahiptir.

Stone sonrasında şöyle devam etti: Aslında bu daha büyük temalar ve resimlerin bu basit filmlerden duygusal olarak daha fazla yankı uyandırdığını düşünüyorum. Yani, 10 yıl önce onunla tanışmadan önce bu hisse çok duyarlıydım ve o zamandan beri bu şeyleri yapmaya başladık. On yıl önce, onunla tanışmadan önce bu hisle ilgili çok duyarlıydım ve sonra bu şeyleri yapmaya başladık. Onun dünyanın içine bu şekilde girmesini seviyorum. Hikaye anlatımında bunun çok etkili olduğunu düşünüyorum.”

Stone, Lanthimos’la çalışmaya başlamadan genellikle tuhaf genç kız (Easy A, Crazy, Stupid, Love) ya da aşık genç kadın (Zombieland, Marc Webb’in ‘Amazing Spider-Man’ filmleri) rolleriyle belli bir kalıba sokulmuştu. Birdman gibi bir filmde bile zor kız rolüne indirgenmişti ve ilk Oscar kazanan performansı olan La La Land de aslında önceki karakterlerinin olgunlaşmış bir versiyonuydu. The Favourite için Stone’un kalıpları kırdığı ilk filmdi diyebiliriz. Ayrıca bu filmle ürkütücü derecede doğru olan İngiliz aksanını da sergileme fırsatı buldu.

Mevcut formlarını sürdürürlerse Stone ve Lanthimos‘un bu dönemin en büyük ikililerinden biri olarak anılma ihtimali oldukça yüksek. Bir sonraki projeleri olan Bugonia‘yı duyurdular bile. Stone bu peojede iki komplo teorisyeninin kaçırdığı bir şirket CEO’sunu canlandıracak. Bu kazanan formülün bir başka başarıya daha ulaşıp ulaşamayacağını film çıktığında göreceğiz.

What's your reaction?