Whittier, Alaska: Bütün Kasaba Tek Bir Binada Yaşıyor

Whittier, 1950’lerin ortasında bir askeri karakol olarak kuruldu. Son yıllarda siviller, Begich Towers adlı kasabanın merkezinde eski bir ordu kışlasına yerleşmeye başladı. Begich Towers şu anda Whittier’in 300 daimi sakininin % 75’ine ev sahipliği yapıyor. Begich Towers, bir postane, mağaza, polis karakolu, çamaşırhane, hastane, belediye başkanlığı ve ısıtmalı bir kapalı yüzme havuzu içeriyor. Whittier’in okulu Begich Towers’a bir yer altı tüneli ile bağlı; bu nedenle gençler sınıfa giderken asla sert rüzgar ve yoğun kara göğüs germek zorunda kalmıyorlar. Begich Towers’ta, ziyaretçilerin Whitter’ın sıcak topluluk hissini yaşayabilmeleri için küçük bir oda ve kahvaltı tesisi de bulunuyor.

Whittier, Alaska
fotoğraf: California Sunday Magazine

Whittier, Anchorage, Alaska’ya yakın sayılır, ancak yine de ulaşım zordur. Whittier’e yalnızca tekneyle ve periyodik olarak yön değiştiren tünelden tek bir sürüşle erişilebiliyor. Tünelden geçiş her gece 22: 30’da kapanıyor. Eğlenmek için Anchorage’a giden ve 22:30’daki tünel kapanış saatini kaçıran Whittier sakinlerin geceyi arabalarında geçiriyor. Whittier sakinlerinin çoğu küçük kasabanın ücrada olmasına bayılıyor. Whittier nefes kesici dağlarla çevrili ve Begich Towers’ın hemen dışındaki küçük bir koruma alanı içinde yaşayan ren geyikleri ve Prens William Sound’un el değmemiş sularında dolaşan kambur balinalar gibi görkemli hayvanlarla bir arada yaşıyorlar.

June Miller runs June’s Whittier Condo Suites, a B&B on the Towers’ top two floors.
June Miller, binanın en üst iki katında yer alan oda ve kahvaltı tesisi June’s Whittier Condo Suites’i işletmektedir.
Until he moved away, Pastor Kevin Jones, a Southern Baptist, presided over a mostly Catholic congregation.
Güneyli bir Baptist olan Papaz Kevin Jones, uzun süre çoğunluğu Katolik cemaate başkanlık etti.
Gary Carr works at the Kozy Korner Store, one of Whittier’s two grocery stores.
Gary Carr, Whittier’in iki marketinden biri olan Kozy Korner Store’da çalışıyor.
A pot bust on the tenth floor led to the police donating hydroponic equipment to Whittier’s school for a vegetable garden, which Joey Lipscomb oversaw through eighth grade.
Onuncu kattaki bir narkotik basını, polisin, Joey Lipscomb’un sekizinci sınıfa kadar denetlediği bir sebze bahçesi için Whittier’in okuluna hidroponik ekipman bağışlamasını sağladı.
Because the winters are so ferocious, the town’s only playground is indoors.
Kışlar çok şiddetli geçtiği için kasabanın tek oyun alanı iç mekanda.

unusualplaces.org

What's your reaction?

tr_TRTurkish