Umutsuz Boşluk Sanatorium’da
Sanatorium, 9 Şubat –10 Mart 2018 tarihleri arasında Mehmet Dere’nin kavramsal çerçevesini ürettiği ve sanatçı olarak dahil olduğu, Yunus Emre Erdoğan, İsmail Şimşek ve Nezaket Ekici’nin çalışmalarından oluşan “Umutsuz Boşluk” adlı sergiye ev sahipliği yapıyor.
Sergi ilhamını, Dücane Cündioğlu’nun “Umutsuz Boşluk” adlı makalesinden alıyor. Cündioğlu “Umutsuz Boşluk” adlı makalesinde, Sam Mendes’in yönetmenliğini yaptığı “Revolutionary Road” adlı filminden yola çıkarak bir çiftin içine saplandıkları; ruhani açmaz olarak tarif edilmeye çalışılan ‘umutsuz boşluğu’ deli karakteri üzerinden tartışmaya açıyor.
“Umutsuz Boşluk” isimli sergi başlığı; kötümser bir ruh halini vurgulamasının aksine gücünü umuttan alıyor. Bu umut, sanatçının credosu (amentüsü) anlamında vurgulanan umutsuzlukla yüzleşme yeteneğidir. Denebilir ki, sanatçılar bir anlamda bu kavrayışı ortaya koyarlar. Sanatçı ‘boşluğu’ dönüştürememeyi, bunaltıyı, çöküşü ya da tam tersi olarak bunun ifade edilemezliğini dillendirendir. Sanatçının gerçeklik katsayısı bu anlamda kendi yarattığı ‘boşluk’tadır. Sanatçının temsil problemi, ya da temsilsizliğinin temsili; yer değiştiren değerlerin içinde bulunduğumuz dünyanın değerleriyle ters orantılı olarak kendini yerinden ederek var eder. Sanatçının başarısızlığı ve sessizliği, arama serüveni bir anlamda onun kaderidir. ‘Boşluk’ bu anlamda görünmezin görünen üretimi olarak ortaya çıkar.
Sergi; sanatın özerkliğini, sanatçının ona tahsis edilen alanlar dışında kendi aradalığını; tahayyül ve akıl arasında genişletmeye ve bu sorumluluğu alabilme anlamında bir davet niteliği taşıyor. Sergi, sanat ile yaşam arasındaki dengeyi; bir kez daha ‘sanatın özerkliği’ adına sanat dünyası ve kurumsal yapısını muhafaza eden sisteme meydan okumak için sanatçılar tarafından oluşturulan boşluğu yeniden düşünmeye çalışan mütevazı bir giriş olarak okunmalıdır.