U.D.O.’dan Heavy Metal Standartlarına Dair Her Şey: Yeni Albüm “Touchdown” Yayında

Eski Accept vokalisti Udo Dirkschneider liderliğindeki heavy metal grubu U.D.O.’nun, yeni albümü “Touchdown”, 25 Ağustos’ta Atomic Fire Records aracılığıyla dinleyiciyle buluştu.

Açıkçası, albüm ilk birkaç dinlemede akla şu soruyu getiriyor ki cevabı da hiç gecikmiyor.

Bir heavy metal albümünden ne beklersiniz?

Düştüğünüz anlarda sizi yukarı çekecek enerji, marş niteliğinde, eşlik etmekten kendinizi alamayacağınız şarkılar, etkileyici ve içine çeken melodik geçişler ve tabii ki teknik açıdan doyurucu enstrüman mahareti.

Buyurunuz, işte tam da hepsi U.D.O.’nun yeni albümü “Touchdown”da adeta bir vitamin kürü takviyesi misali dinleyiciye sunuluyor.

On üç şarkının yer aldığı albüm, yapımcı Martin “Mattes” Pfeiffer ile birçok farklı stüdyoda kaydediliyor. Bu farklı stüdyo mesaileri içinde, miksajın yapıldığı Almanya, Wilhelmshaven’daki Redhead Studio ve Stefan Kaufman tarafından mastering dokunuşlarının yapıldığı Solingen’deki ROXX Studio’da yer alıyor.

Ayrıca albümün bas partileri eski Accept basçısı Peter Baltes tarafından kaydedilirken albümün adını taşıyan şarkıda kemanda Stefan Pintev yer alıyor. Albümün görsel dünyası ise grup fotoğraflarının çekimine de imza atan Martin Häusler tarafından oluşturulmuş.

Grubun davulcusu ve Udo’nun oğlu Sven Dirkschneider albümle aynı adı taşıyan şarkı ve albümün isminin ortaya çıkışıyla ilgili şu detaylara değiniyor:

“Şarkı ve aynı zamanda albümün adı, Brezilya’nın São Paulo kentinde bir futbol maçının gösterildiği bir spor barında otururken şekillenmeye başladı. Hoparlörlerden en çok çıkan ve bu nedenle daha sonra en iyi hatırlanan kelime basitçe ‘Touchdown’ oldu. Bu yüzden babam yeni albümümüzün adının bu olmasını önerdi – ve bence yeni şarkılarımızla müzikal olarak yarattığımız şey de bir touchdown. Sonuçlardan çok memnunuz!”

Udo Dirksneider’in saygıdeğer, karakteristik mikrofon başı kudretinin yanı sıra heavy metal standartlarına dair hem melodik zenginlik hem de enstrümantal yetkinlik bakımından dinleyicinin duymak istediği her şeyi ziyadesiyle bulacağı albüm, bünyede bağımlılık yaratma ihtimaline sahip.

Photo credit: Martin Häusler