Türkiye Yaratıcı Avrupa Programından Çıktı
Diken’den Cengiz Semercioğlu’nun haberine göre Kültür ve Turizm Bakanlığı kaynakları, Yaratıcı Avrupa Programı’ndan çıkma kararı alan tarafın Türkiye olduğunu söyledi.
Türkiye, kültür ve sanatı teşvik etmek amacıyla kurulan Yaratıcı Avrupa Programı’nda (Creative Europe) bundan böyle yer almayacak ve Yaratıcı Avrupa projelerine katılamayacak. Ayrıca Türkiye’deki kültür ve sanat projeleri Avrupa’dan mali veya enformasyona dayalı destek alamayacak. Aynı şekilde Avrupa’yla sanat alanındaki kurumsal işbirlikleri de geçerliliğini yitirecek.
Kararın henüz resmiyet kazanmadığını belirten yetkililer sürecin devam ettiğini söyledi.
Gerekçesi bilinmiyor
Konuyla ilgili karar, Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra resmiyet kazanacak ve Türkiye’nin programdan çıktığı açıklanacak.
Diken’e konuşan Yaratıcı Avrupa Programı Türkiye yetkilileri, kararın gerekçesiyle ilgili bilgi sahibi olmadıklarını, ancak süreçle ilgili gerekli açıklamanın önümüzdeki günlerde yapılacağını söyledi.
Türkiye 2014’te imzalamıştı
Yaratıcı Avrupa Programı, Türkiye adına AB Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Yücel ile AB Komisyonu adına Xavier Prats Monnè tarafından 2014 yılında imzalanmıştı.
Anlaşmaya göre Türkiye, Avrupa genelindeki kültür, sanat, film, çeviri ve bilgisayar oyunları alanında hibe desteği sağlamak amacıyla kullanılan 1.46 milyar avroluk bütçeden pay alacaktı. Ancak Türkiye’nin aldığı karar sebebiyle Türkiye’deki kültür sanat faaliyetlerine ilişkin projeler bu destekten mahrum kalacak.
Avrupa genelinde 300 bin sanatçıya destek
Anlaşmayla birlikte Türkiye, Avrupa çapında 300 bin sanatçı ve kültür çalışanına sağlanacak destekten pay alıyordu. Programın en önemli amacı ise sanatçıların eserlerini kendi ülkeleri dışında sergileme imkanı bulmasını ve maddi destek almasını sağlamaktı.
Bu kapsamda Avrupa genelinde bini aşkın film dağıtım desteği, en az 2 bin 500 sinemaya finansman sağlanıyor. 5 bin 500’den fazla kitap ve edebiyat eseri için de çeviri desteği veriliyor.
Programın hedefi ise kültür organizasyonlarına destek çıkmak, sanatçı ve kültür çalışanlarına profesyonel olarak eğitim vermek ve uluslararası alanda çalışma becerisi kazandırmak.
Ancak Türkiye’nin programdan ayrılmasıyla birlikte bu desteklerin hiçbirinden faydalanılamayacak.
Kültür sanat alanının önde gelen isimleri kararı üzüntüyle karşıladı.
Görgün Taner: Yeniden yer alabilmek için her türlü adım atılmalı
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Genel Müdürü Görgün Taner üzüntüsünü dile getirerek, programın Türkiye’deki sanatçılar için önemli olduğunu söyledi: “Yaratıcı Avrupa Programı’nda Türkiye’nin artık yer almayacak olması tüm kültür endüstrisi için çok üzücü bir gelişme. Bu program kapsamında oluşturulan ve Türkiye’nin de katkıda bulunduğu fondan yararlanabilmek hem sanatçılar hem de kültür kurumları için büyük önem taşıyordu.”
Türkiye’de kültür sanata ayrılan kaynakların yerel ve merkezi ölçekte çok kısıtlı olduğunu ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bütçesinin toplam ülke bütçesinde ancak yüzde 0.5’lik pay oluşturduğunu hatırlatan Taner, Türkiye’nin programa yeniden dahil olması gerektiğini ifade etti: “Yaratıcı Avrupa gibi programlara katılım uzun zaman gerektiriyor, uzun müzakereler sonucunda gerçekleşiyor. AB üyesi olmadığımız halde yararlanabildiğimiz bir fon sunmanın yanı sıra bu programın içinde yer almanın Türkiye’ye uluslararası ağlarla bağlantılar kurmak, uluslararası arenada görünürlük ve tanıtım olanakları kazandırmak açısından da çok faydaları vardı. Yeniden bu program içinde yer alabilmek için gereken her türlü adımın ivedilikle atılması gerektiğine inanıyorum.”
Vasıf Kortun: Umarım bu karardan en kısa zamanda dönülür
SALT Araştırma ve Program Direktörü Vasıf Kortun, birçok projenin bu destek olmaksızın gerçekleştirilemeyeceğini söyledi: “Daha dün 2017 için Yaratıcı Avrupa Programı’na yeniden başvurmak üzere L’internationale Müze Konfederasyonu olarak arkadaşlarımız Brüksel’deydi. Toplantıda Türkiye’nin ne önder ne de partner olarak fonlara başvuramayacağını öğrendik. Bizim gibi birçok kültür kurumu için bu destek olmadan gerçekleşemeyecek projeler söz konusu.”
Devlet desteğinin son 50 yılda giderek azaldığını belirten Kortun, Yaratıcı Avrupa Programı’nın ‘kabile çıkarları’ tarafından yönetilmediğini ve bu anlamda Türkiye için önemli olduğunu ifade etti: “Kültürün barıştırma, müzakere ve birbirini anlama veya birbirinden öğrenme için çok güçlü bir araç olduğu aşikar. Aynı zamanda kendi içine ve ezberlerine kapanmayan, genişletilmiş bir Avrupa ufku için de bu fonların önemi büyük. Türkiye’nin kültür üreticilerinin dünyaya sunacakları var ve bu çok önemli bir kanaldı. Monokültürün ne kadar marazi ve sürekli deformasyona teşne bir şey olduğunu biliyoruz. Devlet desteği en azından yarım asırdır azala azala karşılıklı bir güvensizlik içinde eridiği bu günlere kadar geldik. Bu sadece Türkiye’ye özgü olmasa da, buradaki durum çoğu yerden, en azından Avrupa’dan daha trajik. Yaratıcı Avrupa Programı gibi mekanizmalar ‘kabile çıkarları’ tarafından yönetilmeyen nadir desteklerden biriydi. Bu gelişmeler özellikle özerk kültür kurumlarını çok kötü etkileyecek. Umarım bu karardan en kısa zamanda dönülür. Buna hepimizin ihtiyacı var.”