Sırbistan’da Eski,Terk Edilmiş ve Neredeyse Unutulmuş Olan Osmanlı El Sanatları

İleri teknoloji çağında, birçok insan, unutulan eski el sanatlarını korumak ve aile geleneklerini korumak için ellerinden gelenin en iyisini yapar. Eski evlerde veya bodrum odalarında bulunan küçük dükkanlarda, bir işleme tekniğini korumaya ve geçmişten gelen çalışma stillerini korumaya çalışmaktadır.

“Zanat” terimi, Balkan dillerine Türkçe’deki zanaat sözcüğünden geçmiştir. Türkçe’ye ise Arapça’dan gelmiş ve beceri/ hüner anlamına gelir.

Antik Slav ve Asya kültürünün tecrübelerine dayanan bazı el sanatları, eski köylerin başlıca ekonomik sektörlerindendir. El işçiliğiyle ilgili veriler, 14. yüzyıldan kalma Sırp kraliyet tüzüklerinde, köyler ve çiftliklerle birlikte bazı manastırlara atanan esnaf listelerinde yer alıyor. 1455 sayımında demirciler, ayakkabıcılar, terziler, kasaplar, fırıncılar, çömlekçiler, taşçılar, tekerlekli ev eşyaları, değirmenciler ve bitki yetiştirenleri gibi esnaf kaydedilmiştir.. İşte size muhtemelen bilmediğiniz eski el işleri;

 

Opancar (Çarık Ustası)

Çarıkçı yani Opancar  el yapımı ayakkabı yapan zanaatkardır. Opanci ya da Opanak ise çarık’a verilen isimdir.Opanci, Güneydoğu Avrupa’da giyilen geleneksel köylü ayakkabılarıdır. Opanci’nin özellikleri, deriden yapılmış olması ve dayanıklı olmasıdır. Burunlu yada gagalı denen çarık tipini erkekler giyer, burunsuz olanı ise kadınlar giyer. Bu zanaat, 19. yüzyılın ikinci yarısından 20. yüzyılın 50’li yıllarına kadar başarılı bir şekilde devam etmiştir. 20. yüzyılın ortalarından itibaren ise azalmaya başlar.

Bugün Sırbistan’da bu türde sadece birkaç zanaat dükkanı var ve ayakkabı ağırlıklı olarak hediyelik eşya veya folklor grupları için ulusal kostüm parçası olarak satılıyor. Bu zanaat geleneksel folklorun sınırlarında kaldığı için, Sırbistan Ekonomi Bakanlığı’nın Yasası ile bu zanaati koruma altına aldı.

 

Sarač

Araba koşumları, binek veya çeki at takımları, eyer, semer gibi bütün takımların deri ve meşinden olan kısımlarını yapan ustaya Saraç denir.

 Sarač  ürünlerini ağırlıklı olarak elle yapar. Bu ürünler Sırbistan’daki  fuarlarda, özellikle kurulan pazarlarda satın alınabilir. Çok fazla mesleki emek  ve yüksek maliyet gerektiren bir iş olduğu için plastik ürünler deri ile yapılan ürünlerin yerini aldı diyebiliriz.

 

 Kujundžija (Kuyumculuk)

 

Kuyumculuk zanaati bir sanat türünü dönüştü denebilir.Kujundžija, esas olarak mücevherat olmak üzere dekoratif objeler üretmektedir. Kujundžija her şeyi elle basit araçlarla üretmektedir. Günümüzde kuyumcular, modern teknolojiyi ve çeşitli değerli taş türlerini kullanarak malzemeleri işler ve süs eşyaları yapar.

Bu zanaatkarların en yaygın ürünü takı: Yüzük, yüzük, küpeler, iğne, broş, kolye, bilezik …

Dekoratif eşyalar üretmenin yanı sıra, kujundžija, ürünlerini (veya müşterilerin getirdiği ürünleri) gravür yapmaktadırlar.

 

Rabadžija

Arabacı diye tabir edilebilir, çoğunlukla sığır çalıştırılır. Ve, öküzler at arabalarından daha yavaş olmasına rağmen, çok daha güçlü ve daha fazla ağırlık çekebiliyorlardı. Bu meslek Sırbistan’da hala yaşıyor ve özellikle yolların kötü olduğu yerlerde var. Bugün rabadžija ağırlıklı olarak ormandan odunları yola çıkarır.

 

Asurdžije (Hasırcı/Dokumacı)

 

Asurdžije (Hasırcı),sazlıklarda bulunan kamışların ellerinin altında bulunmasını istedikleri için bataklık yakınlarında evlerini ya da atölyelerini kurarmış. Piyasanın ihtiyaçlarına göre  farklı ebatlarda, farklı kalınlıklarda süslemelerle veya süslemesiz olarak paspas üretirlermiş. Yaratılan ürünler kilim ya da plaj paspası olarak, güneş perdeleri olarak kullanılır.

 

Dunđer

Dunđer,  “nabijanice” yapan kuran mason. Nabijanica, duvarları sıkıştırılmış topraktan yapılmış, ahşap tekneye konan bir evdir. Voyvodina’da, toprak saman ile karıştırıldı ve kurutulduktan sonra bile daha kompakttı. Duvarların yarım metre kalınlığında idi.

Bu evlerde yazlar soğuktu ve kışlar sıcaktı. Fakat zemine göre izolasyon olmadığı için, duvarlar hala dipte ıslak olurdu.

Dunđer özellikle hassas iş yapmayan kimseler için, düşük kaliteli işler için bile olsa, küçümseyici bir anlamda hala kullanılmaktadır.

 Eda Filiz

 

 

 

 

 

 

 

 

 

What's your reaction?

tr_TRTurkish