Sir Isaac Newton’ın bazı garip teorileri vardı: dünyanın sonunun ne zaman geleceğini hesapladı
Sör Isaac Newton’ın tüm zamanların en etkili dahilerinden biri olduğu su götürmez, ancak teorilerinin tümü kayda değer değildi. İngiliz bilgin yerçekimini keşfetti ve evrene dair anlayışımızda devrim yarattı, ana aynı zamanda ilgi alanlarının çoğunda oldukça alışılmışın dışında düşüncelere sahipti. Hiç ikna edici olmayan bazı teoriler de ortaya koydu. Örneğin, 1665 yılında hıyarcıklı veba İngiltere’yi kasıp kavurduğunda, hastalara ölü kurbağa tozuyla hayvanın kendi kusmuğunu karıştırarak yapılmış pastilleri emmeyi tavsiye etti. Ayrıca simyaya (adi metalleri altına dönüştürmeyi amaçlayan bilim) ve teolojiye karşı hayranlık besliyordu.
Onu 2060’ta dünyanın sonunun geleceğini öngörmeye iten şey, katı Hıristiyan inancı ve kutsal yazılara bağlılığıydı. Newton Projesi Kanada Direktörü Stephen Snobelen’e göre Newton, İncil’deki “kutsal kehanetlerin” “gelecek şeylerin tarihleri” olduğuna inanıyordu. Bu tür metinlerin dikkatli bir yorum gerektiren, yoğun bir şekilde sembolik bir dille yazıldığını da kabul etti ve doğal olarak kendisini bu işin tam adamı olarak görüyordu.
Newton, gelecekteki kıyametin tarihini hesaplamak için bir parça kağıt üzerinde bir dizi basit matematiksel hesaplama kullandı. Bunun anahtarı, sözde Büyük Mürted’in başladığı tarihi, yani ana akım Hıristiyan Kiliselerinin İsa’nın kurduğu orijinal inançtan uzaklaştığı tarihi kesin olarak belirlemekti. Bir Protestan olan Newton, bunun Katolik Kilisesi’nin iktidara geldiği zaman olduğuna inanıyordu. Böylece, Papa’nın üstünlüğünün MS 800’de başladığını tespit ettikten sonra geri kalanlar yerli yerine oturdu.
Kutsal yazıları, özellikle de Daniel Kitabı’nı inceledikten sonra, Kilise’nin “yolsuzluğunun” 1.260 yıl süreceği sonucuna vardı.
1.260’ı 800’e ekleyin ve elinizde ne kaldı?
Doğru, 2060.
Bununla birlikte, Newton bu büyük hesaplaşma öncesinde “savaşlar ve felaketler” olacağına inansa da, her konuda karamsar değildi.
“Newton için MS 2060 daha çok yeni bir başlangıç gibiydi. Bu, eski bir çağın sonu ve yeni bir çağın başlangıcı olacaktı” diye açıklıyor Stephen Snobelen.
Ayrıntılı bir blog yazısında profesör, Newton’un “yozlaşmış [Katolik] Kilise’nin yıkılmasından kısa bir süre sonra Mesih’in geri dönüp Dünya üzerinde 1000 yıllık bir Tanrı Krallığı kuracağına” inandığını belirtti. Eğer Newton gibi inançlı biriyseniz bu oldukça heyecan verici bir ihtimaldi.
“Peygamber Micah’tan alıntı yapan Newton, bu Krallığın, insanların ‘kılıçlarını saban demirlerine, mızraklarını da budama kancalarına dönüştüreceği’ ve ‘ulusların ulusa karşı kılıç kaldırmayacağı’ bir barış ve refah çağını başlatacağına inanıyordu. Artık savaşı da öğrenemeyecekler’” diye ekledi Snobelen.
Yine de ikonik doğa filozofu belirli tarihlere çok fazla vurgu yapma konusunda temkinliydi.
Snobelen’in belirttiği gibi: “Sonunun zamanını Tanrı’dan başka kimsenin bilmediğini ileri süren Kutsal Kitap pasajlarını ciddiye aldı.” Dahası, eğer insanların ilahi kehanete dayanan tahminleri gerçekleşmezse, bunun Kutsal Kitabın itibarını zedeleyeceğinden endişeleniyordu.
görsel: (National Portrait Gallery London)