Rock ‘n’ Roll Sahnemizin Öncülerinden Erkut Taçkın Yaşamını Yitirdi

Memleket rock n’ roll sahnesinin ilk temsilcilerinden Erkut Taçkın hayata veda etti.

7 Eylül 1942’de İstanbul’da dünyaya gelen Taçkın, 1955 yılında Deniz Harp Okulu ve Lisesi “Genç Denizciler” (Somer Soyata Orkestrası olarak da bilinir) orkestrasına katılarak müzik hayatına başladı.

Rock’n Roll çalan ilk müzik topluluğu olarak tarihe geçe ekipte, Güngör Yücel, Ersin Yüce, Erkan Gürsal, Durul Gence ve solist olarak da Erkut Taçkın yer alıyordu.

İlk sahne deneyimini 14 Mart 1956 tarihinde Askeri Tıbbiyeliler Balosu’nda yaşar ve tam da bu dönemde “Rock’n Roll” tarzında karar kılar. Okul haricinde de çalmak isteyen grup ise bir süre sonra ismini Erkan Gürsal’ın takma adı olan Somer Soyata olarak değiştirir.

1958 yılında Askerlikle yol ayrımına gelip müziğe ağırlık vermeyi seçen ve 1961 yılının sonunda Ankara’ya yerleşen Erkut Taçkın, Güngör Yücel ile Durul Gence’nin yer aldığı SSS Sextet ekibine katılırlar. Taçkın bu yıllarda “Türkiye’nin Elvis’i” olarak anılmaya başlamıştır.

1962 yılının yaz aylarında Almanya’ya işçi olarak gitmeye karar veren Taçkın, bu dönemde Münih’teki arkadaşlarının daveti ile aralarında Alman müzisyenlerin de bulunduğu “Black Points” adlı gruba katılıp 1966 yılına kadar Münih’te müzik yapar. Bu grup 1965 yılında Durul Gence’nin Almanya’ya geçişi ile Erkut Taçkın ve Durul Gence 5’lisi adını alacaktır.

1966 yılında Türkiye’ye geri gelen ve vokalde Erkut Taçkın, davulda Durul Gence, tuşlu çalgılarda Tanju Öğe, ritm gitarda Sepp Federauer, solo gitarda Fritz Lutz ve bas gitarda Heinz Escher’den oluşan topluluk, beat müziğinin sürükleyici lokomotif gruplarından biri olur.

Grup, kısa süre sonra Sahibinin Sesi ile anlaşıp Anadolu rock örneği “Akkoyun / Karakoyun” plağını yaparlar. Seslendirdikleri “Worried Man” ile haftanın plakları listesinde 4 hafta kalırlar ve “Let’s Twist Again” ile popülerliklerini arttırırlar.

1967 Mayıs’ında easy listening ve stüdyo orkestrası olma yönünde değişim geçiren Durul Gence 5’lisinden Okan Dinçer ile birlikte ayrılan Erkut Taçkın, Dinçer’in kurduğu “Okan Dinçer ve Kontrastlar” ile birleşir. Erkut Taçkın’ın, bu orkestra ile 1968 yılında yaptığı “Mühür Gözlüm / Özlem” adlı 45’lik plağı kariyerinde önemli mihenk taşı olur.

Erkut Taçkın, 1968 yılında “Okan Dinçer ve Kontrastlar” orkestrasından ayrılarak; Durul Gence ve Yurdaer Doğulu’nun da yer aldığı Emin Fındıkoğlu’nun urduğu büyük orkestra ile çalışan, 1969 sonrasında ise Erkut Taçkın, kısa süreli gazino ve kulüp çalışmalarında bulundu.

1970’de Son Gece / Komşu Kız” solo 45’liğini çıkaran Taçkın’ın, 1975 yılında yaptığı “Beyaz Ev” ise zihinlerden silinmeyecek şarkılarından biri olacaktı.

1976 yılının Şubat-Kasım ayları arasında Ayten Alpman ile sahnede bir ikili oluşturdular ancak Taçkın 1978 yılında müziği bırakacağını açıkladı.

1980 yılının hemen başında Güney’de bir otel satın alan Taçkın, 90’ların ikinci yarısında Bolluca Çocuk Köyü yararına yaptıkları konserler ile yeniden toparlanan Durul Gence ekibinin solisti olarak sahne aldı. 2000’li yılların ikinci yarısından itibaren de müzik çalışmalarına sürdürdü.

Bir dönem kısa da olsa sinema deneyimi de yaşayan Taçkın, 1967 yılında Ertem Eğilmez yönetmenliğindeki “Ömre Bedel Kız” filminde Kartal Tibet ve Fatma Girik ile birlikte rol alırken, yine aynı yıl “Devlerin İntikamı” adlı filmde Fikret Hakan ve Tanju Gürsu ile birlikte oynamıştı.

Kaynak: Türk Pop Muzik.net / Wikipedia

What's your reaction?