Pera Öğrenme’den Yetişkinler için Atölyeler: “Yeniden Kurmak”

Pera Müzesi Öğrenme Programları, Ters Yüz PƎRⱯ: Mekânlar ve Metinlerde Denemeler sergisi devam ederken, yetişkinlere yönelik “Yeniden Kurmak” isimli atölye programını da sanatseverlerle buluşturuyor. Eğlenceli ve ilham dolu sergi turları ve atölyelerden oluşan program 12 Temmuz – 18 Ağustos arasında, 18 yaş ve üzeri herkesin katılımına açık olacak.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi Öğrenme Programları, Ters Yüz PƎRⱯ sergisine paralel olarak düzenlediği atölyelerle sanatseverleri buluşturuyor. 12 Temmuz’da başlayacak “Yeniden Kurmak: Yetişkinler için Atölyeler” programında alanında uzman sanatçı ve eğitmenlerin yürüttüğü etkileşimli atölyeler yapılacak.
Program, Ters Yüz PƎRⱯ sergisinin mekânsal denemeler yaparak dünya ve birbirimizle alternatif ilişkisellikler kurmayı araştıran yapısını odağına alıyor. Düzenlenecek her bir atölye çalışması İstanbul’u şehir donatıları, mimari elemanları, renkleri, sesleri gibi birçok farklı parçaya ayırmayı, sonra o parçaları her bir katılımcının zihninde aldığı farklı anlamla birlikte yeniden bir araya getirmeyi hedefliyor. Toplam 11 atölyeden oluşan “Yeniden Kurmak” programı 18 yaş ve üzeri herkesin katılımına açık olarak 18 Ağustos’a kadar devam edecek.
İstanbul’u yeniden kurmanın peşinde
Programın farklı katılımcılarla üç oturumda gerçekleşecek ilk etkinliği Nasıl Bir Yer? Kolektif Enstalasyon, kentlerin geçmişten günümüze taşıdığı değerlere odaklanıyor. Ters Yüz PƎRⱯ sergisinin, ziyaretçileri eserlerle etkileşim kurmaya davet eden ve süreç odaklı yapısına dâhil olan bu anlatıda kent kültürü ve kimliğini oluşturan donatı elemanları üzerinden İstanbul yeniden yorumlanıyor. Ana malzemesi kumaş ve tüller olan, kolektif bir İstanbul anlatısı ortaya çıkaran ve her atölye sonunda birbirine eklenerek büyüyen eser, sergi boyunca Pera Öğrenme Atölyesi’nin duvarında sergilenecek.
Sanatçılar Arek Qadrra ile Beste Kopuz’un yürütücülüğünü üstlendiği Beton Heykel Atölyesi: Merdivenler, ilhamını Ters Yüz PƎRⱯ sergisindeki “Basamak Sohbetleri” isimli ses yerleştirmesinden alıyor. Betonun sanatta kullanım alanlarına ve beton kalıplarının nasıl alındığına odaklanılan atölyede, tasarımların üç boyutlu olarak dökümü gerçekleştiriliyor. Çalışma boyunca katılımcılar sanatsal ifadeler içeren merdiven heykelleri yaparken, merdivenlerin/basamakların hem somut hem de metaforik anlamları üzerine yeniden düşünme fırsatı buluyor.
Sanatçı Damla Yeşiloğlu’nun yürütücülüğünde gerçekleşecek Sır Altı Boyama ile Bitkisel Formlar, Ters Yüz PƎRⱯ sergisinde yerel-küresel ikilikleri barındıran bir sembol olarak guzmanya bitkisinin kullanıldığı “guzmania2103” yerleştirmesinden ilham alıyor. Etkinlikte katılımcılar önce sergiyi rehber eşliğinde geziyor, bu yerleştirmeyi bizzat görüyor. Ardından gündelik yaşamda, şehir içinde sıklıkla karşılarına çıkan bitkisel formları farklı bir gözle yeniden yorumlayarak çizimlerini bisküvi seramik tabaklar üzerine aktarıyor. Aktarılan çizimler, seramik dekorasyon tekniklerinin uygulanmasının ardından sırlanıyor.
Yürütücülüğünü sanatçı Damla Yalçın’ın üstlendiği Şehir Gezgininin Seyir Defteri atölyesinde ise Ters Yüz PƎRⱯ sergisinde yer alan bir başka çalışmadan, sergideki her bir sanatçının İstanbul’da üçer dakikalık keşif turları yaparak notlar aldıkları ve kolektif bir paylaşım mecrası haline getirdikleri “Temas Fanzinleri” işinden ilham alıyor. Kolektif belleğin mekânla kurduğu ilişki üzerine düşünülen atölyede, sergi turunun ardından katılımcılar şehirde gezilen yerlerin, duygu ve hatırlama araçlarıyla bir araya getirildiği kişisel hafıza defterlerini tasarlıyor. Bu defterler, atölye sonrasında da gezilen yerlerin hatıraları ile şekillenmeye devam ediyor.
Program kapsamında gerçekleşecek bir diğer atölye, yürütücülüğünü sanatçı İpek Kay’ın üstlendiği Tasarım Atölyesi: Zamanını Arayan Sandalye. Atölye, farklı tasarım disiplinlerinde olduğu gibi mobilya tasarımında da etkileri süren Bauhaus fikirlerini odağına alıyor. Katılımcılar önce farklı dönemlerde Bauhaus’ta tasarlanmış ikonik sandalyelere ve tasarım ilkelerine dair bilgi ediniyor. İşlev/biçim ilişkisini sorgulayan bir bakış açısıyla sandalyeler üzerine yeniden düşünmeye davet eden etkinlikte, katılımcılar yapay zekânın da yardımıyla geleneksel formlar ile oynuyor ve bugüne ait birer sandalye tasarlıyor.
Arek Qadrra ve Beste Kopuz’un yürütücülüğünü üstlendiği bir diğer atölye olan Kentin Gizli Hafızasını Dokularla Okumak, Ters Yüz PƎRⱯ sergisine yapılacak gezinin ardından katılımcıları dokular, imgeler ve bunların zihinde yarattığı farklı çağrışımlarla bezeli kolektif kent hafızası üzerine yeniden düşünmeye davet ediyor. Katılımcılar müzenin çevresini, normalde gözden kaçabilecek hafıza ögelerine dikkat ederek gezdikten sonra, bölgenin kimliği, dili, renklerini yansıtan mimari detaylar ve dokuları fotoğraflıyor. Ardından önceden hazırlanmış plan haritasının üzerine, bu fotoğrafları kullanarak doku kolajı gerçekleştiriyor .
Sanatçı Deniz Kulaksızoğlu’nun yürütücülüğünde gerçekleştirilecek Tadilattaki Ütopyalar ve Ürünleşmiş Hayaller atölyesi, Ters Yüz PƎRⱯ sergisindeki “Maskeleme, Kentsel Dönüşümler” işinden ilham alıyor. Sürekli bir yıkım, dönüşüm ve yeniden yapılanmanın mekânı olan İstanbul’u küresel kapitalist ilişkiler odağında yeniden düşünmeyi hedefleyen atölyede katılımcılar, geçmişlerinde önemli yer tutan fakat artık eskisi gibi olmayan ya da değişmesini arzuladıkları bir unsuru önce var olan sonra da hayal ettikleri versiyonuyla iki katmanlı şekilde resmediyor. Bu resimler tamamlandıktan sonra fotoğraflanıp sergide de karşılarına çıkan karton kahve bardaklarının yüzeyine aktarılıyor. Böylece sanatsal, kültürel ve tarihi değerlerin, bir ticarî nesne veya hediyelik eşyaya dönüşmesi süreci taklit ediliyor.
Sanatçı Damla Yalçın‘ın yürütücülüğünü üstlendiği etkinliklerden bir diğeri, Ters Yüz PƎRⱯ sergisinin var olanı farklı bir bakış açısıyla yeniden işlevselleştiren kavramsal yapısından yola çıkan Mekânlar Arasındaki Eşik: Penceremden Görünenler. Hem mimari bir donatı elemanı olarak hem de mekânlar arasındaki bir eşik olarak metaforik anlamlarıyla pencere imgesinden yola çıkan atölye, sanatseverleri “içerisi” ve “dışarısı” karşıtlığını içinde barındıran pencereler üzerine düşünmeye ve tasarlamaya davet ediyor. Katılımcılar, karton ve aydınger kâğıtları kullanarak tasarladıkları pencere formlarına dışarıdan ve içeriden gördüklerini resmediyor.
“Yeniden Kurmak” programının son etkinliği Üç Boyutlu Tasarım: Bir Şehrin İz Düşümü’nün yürütücülüğünü Giz’li Atölye üstleniyor. Atölye kapsamında Ters Yüz PƎRⱯ sergisini rehber eşliğinde gezen katılımcılar, “Eğer İstanbul bizim hayal ettiğimiz gibi olsaydı ünlü yapılar nerede olur ve nasıl gözükürdü?” sorusunun peşinden gidiyor. Katılımcılar, keserek siluetlere dönüştürdükleri kâğıttan formları arka arkaya yerleştirilerek çok boyutlu ve yeniden kurgulanmış bir İstanbul tasarlıyor.
Atölye biletleri Biletix’ten temin edilebilir. PERAkart AİLE’lilere özel %50 indirim uygulanmaktadır.
Detaylı bilgi için: [email protected]

ATÖLYE PROGRAMI
Nasıl Bir Yer? Kolektif Enstalasyon
12 Temmuz Cuma, 19.00
26 Temmuz Cuma, 19.00
16 Ağustos Cuma, 19.00

Beton Heykel Atölyesi: Merdivenler
14 Temmuz Pazar, 14.30

Sır Altı Boyama ile Bitkisel Formlar
19 Temmuz Cuma, 19.00

Şehir Gezgininin Seyir Defteri
28 Temmuz Pazar, 15.30

Tasarım Atölyesi: Zamanını Arayan Sandalye
2 Ağustos Cuma, 19.00

Kentin Gizli Hafızasını Dokularla Okumak
4 Ağustos Pazar, 14.30

Tadilattaki Ütopyalar ve Ürünleşmiş Hayaller
9 Ağustos Cuma, 19.00

Mekânlar Arasındaki Eşik: Penceremden Görünenler
11 Ağustos Pazar, 14.30

Üç Boyutlu Tasarım: Bir Şehrin İz Düşümü
18 Ağustos Pazar, 14.30

Arek Qadrra hakkında
2015 yılında “Yerellik ve Küresel Söylem” (Kaliforniya Sanat Akademisi-ABD) ve “Yerellik ve Küresel Söylem” (Cumhuriyet Müzesi – İstanbul) sergilerine dâhil oldu. Daha sonra Avrupa’da eşitli karma sergilerde yer aldı. Mannheim’ “CAPTCHA Tasarım Festivali”nde yer aldı. BASE 2017’nin ardından; 2018’de “Yaşayan Mekan Yaşanan Mekan” (GAPO-SALT, İstanbul), “Düşler Ülkesi Troya” (Çanakkale Piri Reis Müzesi), “Düşler Ülkesi Troya” (Darphane-i Amire, İstanbul), “Duvar Kağıt Makas” (Space Debris- Orijin Sanat), “Gallery Space+D” (Digilogue), “Sonar Istanbul” (ZorluPSM), “İstanbul’da Şifa Bulmak” (Karşı Sanat Çalışmaları, Yaklaşım Tüneli Taksim) sergilerine katıldı. Evren, kâinat, metafizik ve bu bağlamda kent ve yaşam kavramlarından yola çıkan sanatçı, kavramsal sanat, medya sanatı, resim, fotoğraf ve enstalasyonları ile multidisipliner bir tarzda çağdaş sanat çalışmalarına güncel olarak İstanbul’da devam etmektedir.

Beste Kopuz hakkında
Multidisipliner tarzda üretim yapan sanatçı, çalışmalarında kent tarihi, mekânın hafızası ve arşivsel çalışmalar yürüterek yer ile kurulan katmansal ilişkiler ağı üzerine eğilmektedir. Kentlerin en önemli özelliklerinden birisinin tamamen yok edilememesi ve her durumda geçmişinden izler barındırması olduğuna inanan sanatçı; üretimlerinde kentteki bu izleri aramakta ve eskinin yeni ile kendini yeniden var edişini sorgulamaktadır. Çalışmaları; Mamut Art Project 2017, BASE 2017, CAPTCHA Design Festival, Mixer, Space Debris, Şehre BAK gibi hem yurtiçi hem de yurtdışı platformlarda sergilendi. 2019 Kasım ayında Versus Art Project’te “Kazıklıköy” isimli ilk kişisel sergisini açtı. 2020 yılında İstanbul Mimarlık ve Şehircilik Araştırmaları Akademisi, 2022 yılında İstanbul Bienali Çalışma ve Araştırma Programına dahil oldu. İstanbul’da yaşamakta ve Hacettepe Güzel Sanatlar Enstitüsü resim bölümünde yüksek lisans eğitimine devam etmektedir.

Damla Yeşiloğlu hakkında
Damla Yeşiloğlu (1977, İstanbul), 2002 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü’nden mezun oldu. 2009 yılında, “Türk Seramiğinde Enstalâsyon” başlıklı teziyle Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü’nde yüksek lisansını tamamladı. Seramik eğitmenliğinin yanı sıra 2009 yılında Damlart Markasını oluşturdu. Bauhaus ekolünden çıkışlı işlevsel günlük hayata yönelik seramik ve porselen el yapımı tasarım işlerini üretmeye devam ederken, Kavramsal Sanat ve Enstalasyona yönelik Heykel çalışmalarını atölyesinde halen sürdürmektedir.

Damla Yalçın hakkında
Damla Yalçın (1995, Ankara) Marmara Üniversitesi Resim Bölümü’nden mezun oldu. Aynı üniversitenin Tekstil Bölümü’nde sürdürülebilirlik ve biyotekstil üzerine yazmış̧ olduğu “Biyotekstillerin Sanat Pratiklerindeki Yeri” isimli teziyle Yüksek Lisans Programı’nı tamamladı. Türkiye’de ve yurt dışında (Almanya, Polonya, Kore, Hong Kong, Moldova, İtalya, Kıbrıs) birçok karma sergide yer alan Yalçın, “Hatırlanamaz Olanın Hafızası” isimli ilk kişisel sergisini, 2019 yılında Krank Art Galeri’de gerçekleştirdi. Moldova ve İtalya’da ve son olarak Gate27’de sanatçı ağırlama programlarında yer aldı. Yaşamına ve üretimine İstanbul’da devam etmektedir.

İpek Kay hakkında
İç mimar, tasarımcı ve illüstratör İpek Kay, 2021’de İTÜ Mimari Tasarımda Bilişim Programı’nda çocukların mekânsal deneyimlerini destekleyecek yönde sayısal araçların kullanımına yönelik kuramsal ve uygulanabilir bir çerçeve geliştirdiği doktora tezini tamamladı. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde ve MEF Üniversitesi’nde iç mimarlık bölümlerinde stüdyo, iç mekân yüzeyleri, mobilya tasarımı derslerinde yürütücülük yaptı. Kurucularından olduğu MonnoM’da çocukların duyusal deneyimlerini destekleyen dijital araçlarla destekli ortamlar tasarlıyor, atölyeler düzenliyor. Çocukların mekânsal haklarına odaklanan inisiyatiflerle oyun alanı tasarım çalışmalarına devam ediyor, çocuk kitapları resimliyor. CultureCIVIC Sanatsal Üretim Fonu kapsamında desteklenen, Hatiye Garip ile birlikte geliştirdikleri Az Şifalı Bitkiler projesini yürütüyor.

Deniz Kulaksızoğlu hakkında
Deniz Kulaksızoğlu (1996, İstanbul) St. Georg Avusturya Lisesi’ni bitirdikten sonra Technische Universitat Berlin’de (TU-Berlin) mimarlık lisansını tamamladı. Pratiğinde mekân ve imge temalarını odağına alan Kulaksızoğlu, tekrar fenomeni üzerinden algının temsil sistemlerini sorguluyor, anlam ve anlamsızlık kavramlarına yoğunlaşıyor.

Giz’li Atölye hakkında
2004 yılından bu yana Kadıköy Caferağa Mahallesinde faaliyet gösteren Giz’li Atölye, Gizem Gürsel ve Sedef Kermen iş birliği ile kuruldu. Yakın zamanda farklı disiplinleri de bünyesine katarak kolektif bir üretim alanına dönüşen Giz’li Atölye; sanat pratikleri içerisine dayanışmayı, fikir çeşitliliğini ve demokratik bir zemin üzerinden işleyen iletişim deneyimlerini de katarak yaratıcı faaliyetlerini sürdürüyor.

What's your reaction?