Okullar Gıda Atıklarıyla Mücadeleye Nasıl Yön Verebilir?
Ödüllü American Wasteland’ın yazarı Jonathan Bloom, gıda atığıyla ilgili eğitimlerin okullarda başlamasının gerektiğine inanıyor.
Bloom, alışkanlıklarına göre yemek yeme eğiliminde olan yetişkinlerin alışkanlıklarını değiştirmek için tasarlanmış reklam kampanyalarına para yatırmak yerine, şekillendirilebilir zevkleri ve açık fikirleri olan çocukların mücadeleye başlamak için en iyi yer olduğunu savunuyor.
Çocuklar geleceğin evde yemek yapacak yetişkinleri, bu da perspektiflerini değiştirmenin uzun vadede çok büyük fark yaratacağı anlamına geliyor. Hala yenilmemiş gıdaları atmalarına izin vererek, onlara yiyeceklerin çöp olduğu yanılgısını öğretiyoruz. Yani, bugün ihtiyaç duyulan şeyin tam tersini…
Bloom, FoodTank için yazdığı bir makalede, çocuklara gıda yönetiminin nasıl öğretileceği konusunda bazı iyi öneriler sunuyor.
Seçenekler sunun.
Çocuklar için önceden belirlenmiş önceden hazırlanmış yemeklerden ziyade, kendi istedikleri yemekleri yediğini hissetmelerini sağlayın.
Salata barlarının tanıtımı yeşillerin tüketiminin daha iyi olmasıyla sonuçlandı çünkü çocuklar kendi salatalarını yapmayı seviyor.
Bloom diyor ki:
“USDA, okullara öğrencilerin sunulan beş öğeden üçünü seçebilecekleri bir seçim – ‘Hizmete karşı teklif’ olarak anılacaktır – yapmalarına izin verir. (seçilenlerden biri meyve ya da sebze olduğu sürece). Ama şimdilik Amerikan okullarının sadece yarısı bu seçeneğe izin veriyor.”
Sağlıklı maddeleri çekici hale getirin.
Hiçbir abur cuburun gösterilmediği ‘sağlıklı seçimler’ sıralaması yapın. Uygulandığında, öğrencilerin %35’inden daha fazlası sağlıklı listeyi seçti.
“X-ray görüntülü havuçlar” ya da “süper güçlü ıspanak” gibi yaratıcı ve çekici isimleri kullanın.
Çok lezzetli olmalı.
Çocukların lezzetli olmayan yemekleri yemelerini beklemek hiç de adil değil. Elbette fazla pişmiş fasulyeyi, macun gibi patatesi ya da tatsız domatesleri yemek istemeyecekler. Ama onlara tereyağı ve sarımsakla sotelenmiş fasulye, limonla kavrulmuş patates ve zeytinyağı ve beyaz peynir ile doldurulmuş taze domatesleri sunduğunuzda onları yemeleri daha yüksek olasılıktadır. Yetişkinlerin neleri yemeyi tercih ettiğini düşünmeli ve bunları genç damaklara göre uyarlamalıyız. Çocuklar üstesinden gelebilir, inanın bana.
Yemek saatlerini ayarlayın.
Bloom’un oğlu ilk öğle yemeğini absürt şekilde 09.55te yiyor.
Okullar öğle yemeği saatini daha geç saatlere taşımalı, böylece çocuklar gerçekten acıkır ve yemeğe hazır hale gelir.
Diğer bir öneri de arayı yemekten önce yapmak ki çocuklar geldiğinde yorgun ve aç olsun.
Onlara biraz daha zaman verin.
Sıkça çocuklarımdan öğle yemeğiyle ilgili duyduğum şikâyetler çok kısa olması ve her şeyi bitirmek için yeterince zamanlarının olmayışı. Eğer bir beş dakika daha eklenirse, yiyeceklerin yenmesini sağlama yönünde uzun bir yol kat edilebilir.
Ekranları kapatın.
Çocuklarımın eski okulunda öğle yemeği esnasında her gün sınıftaki ekranda bir Disney filmi açık olurdu. Çocukları sessiz tutması ve yemek yemeye odaklanmasını sağlaması gerekirken, tamamen onları oyalayan ve yemeği unutturan apaçık bir etkisi vardı.
Sonrasında ne yapacağını öğretin.
Açılmamış yiyecek paketlerini, bunu yapan gruplar aracılığıyla ya da okulun içinde dağıtılacak şekilde ihtiyacı olanlara bağış için ayır.
Geri kalanı kompostlanır; ambalaj geri dönüşüme gider. Çocuklara gıdanın değeri ve neden erken yaşta edinilmesi gerektiğinin önemi anlatılır. Çöpten arındırma kampanyaları yıllar boyu müfredatın ayrılmaz bir parçasıydı, bu yüzden artık gıda atığı sorunu da onunla bütünleştirilmelidir.