Oğuz Büktel, Samanyolu fotoğrafı çekmenin inceliklerini yazdı
Yıldız fotoğrafı ya da samanyolu fotoğrafı çekmek aslında oldukça teknik bir konu gibi görünse de kesinlikle çok zor değil, tabii eğer doğru yerde ve doğru zamandaysanız ve ekipmanınıza hakimseniz.
Öncelikle samanyolu fotoğrafı çekmenin doğru zamanları var, her gece samanyolu çıksa da, samanyolunun çekirdeği denilen ve içerisinde bir kara delik bulunduran merkezini kadraja almak istiyorsanız, bulunduğumuz kuzey yarımkürede ancak yaz aylarında (Mayıs-Eylül arasında) karanlık saatlerde ufkun üzerine yükselmesiyle bu mümkün. İkinci bir engelimiz daha var, o da ay ışığı, ay ışığının %20’lerden fazla olduğu günlerde, eğer ayın doğuşu ile batışı arasındaki süre hava karanlığının olduğu saatlere denk geliyorsa, ay ışığının gökyüzünü de aydınlatması nedeniyle samanyolunu fotoğraflamak mümkün olamıyor, samanyolu için gereken pozlama değerleri ay ışığından dolayı sensörün fazla ışık almasına sebep oluyor. Bu nedenle ayın karanlık olmadan battığı günlerde, ki yaklaşık 6-7 gün, ve ayın yeni ay olduğu (karanlık yüzünün gözüktüğü), ya da ince bir hilal olduğu günler, toplamda 5-6 gün, tercih edilmelidir, Bu da bir ay içerisinde yaklaşık 11-13 güne denk gelmekte. Özetle Mayıs-Eylül arası 5 ay, tercihen Temmuz-Ağustos) aylarında ay ışığının müsait olduğu günlere göre planlama yapmalısınız.
Diğer önemli konu ise ışık kirliliği, ne yazık ki, giderek kalabalıklaşan nüfus, artan elektrik kullanımı, bilinçsiz aydınlatma ve yaz aylarında artan turizm aktivitesi yüzünden artan ışıklandırmalar ülkemizde karanlık bir bölge bulmayı giderek zorlaştırıyor. Samanyolu çekiminde hassasiyeti iyice yükseltilen kameralar, karanlık olduğunu düşündüğünüz mekanlarda bile gökyüzündeki tozlara-neme vuran ışık huzmelerini algılayabiliyor, bu da samanyolunu az da olsa görseniz de fotoğraflamayı zorlaştırabiliyor.
Teknik konulara gelirsek, son 3-4 yılda piyasaya çıkan yeni nesil makinaların çoğu, ışığı daha hızlı algılamayı sağlayan sensörlere sahip, üstelik de bu sensörler yüksek ISO denen ayarlarla bu işi yaptıklarında eskiden olduğu gibi kumlanma (gren) denen yan etkiyi çok daha az gösterebiliyorlar. Bu da samanyolu ve yıldız çekimleri için önemli bir faktör. Diğer gerekli ekipman ise ışığı daha fazla geçiren lensler. Kit lens denilen, makinayla birlikte satılan ve başlangıç seviyesindeki kullanıcılara hitap eden lensler ışığı bu tip durumlar için yeterince geçiremiyorlar. Lensin diyafram açıklığı rakamı küçüldükçe ışık geçirgenliği artarken, fiyatlar ise geometrik biçimde artmakta. Diyafram açıklığı 1.8 olan bir lensle 3.5 olan bir lensin ışık geçirgenliği kıyaslandığında ilkinin 3.8 kat fazla ışık geçirdiğini görüyoruz. Bu neden önemli, ‘daha uzun süre pozlama yapıp telafi etmek mümkün değil mi?’ diye sormak mümkün, ancak orada da devreye dünyanın dönüş hızından kaynaklanan yıldızların hareketi (göreceli olarak algıladığımız) ve bıraktığı iz var, yani yıldızlar fotoğrafta nokta olmaktan çıkıp çizgi haline dönüşüyorlar. Dolayısıyla açık diyaframlı (düşük rakam) lensler avantaj haline geliyor. Tabii ışık geçirgenliğinde bu denli fark olunca, samanyolu manzarası çekerken kullandığınız lenslerde inanılmaz fiyat farkları olabiliyor. 200-250 dolarlık 3.5 diyaframlı bir kit lens, aynı lens açısını veren diyaframı 1.8 bir lens tercih ettiğinizde fiyatı 5-6 katına çıkabiliyor. Ancak bunu aşmanın da yolları var, samanyolu fotoğraflarını daha dar kadrajla çekmek için sabit odak uzaklıklı ve normal bakış açısına yakın geleneksel 35 ya da 50 mm lensleri kullanmak. Bu lensler zoom yapmadıkları ve daha basit yapıda oldukları için 2. el fiyatları 500-1000 Tl arasında satın alınabilen lensler, bu sayede güzel bir kadraj planlaması, doğru bir zamanlama ve ışık kirliliği olmayan bir mekan herkese büyüleyici samanyolu fotoğrafı çekme imkanı veriyor. Önümüzdeki ay bu konularda detaylı bir yazımı Fotoğraf Dergisi’nde okuyabilirsiniz.
Oğuz Büktel’in fotoğraflarının daha fazlasını Instagram hesabından takip edebilirsiniz.