Netflix’in August Wilson’ın Ödüllü Oyunundan Uyarlanan Yeni Filmi ‘The Piano Lesson’a İlham Veren Şaşırtıcı Sanat Eseri

Bir Romare Bearden baskısı, Amerikalı oyun yazarı August Wilson’ın siyahi bir ailenin aile yadigârının kaderini belirleme mücadelesini konu alan 1987 yapımı draması için başlangıç ​​noktası oldu.

Piyano Dersi, August Wilson’ın dehasının kanıtıydı. Oyun ilk kez 1987’de sahnelendi ve film yapımcısı Virgil Williams eserin siyahi oyun yazarına ikinci Pulitzer Ödülü’nü kazandırarak “Amerikalı ustaların panteonundaki” statüsünü pekiştirdiğini söyledi.

Wilson’ın eserlerinin çoğu gibi Piyano Dersi de aile, ırk ve hırsla ilgili soruları güçlü ama bağ kurulabilir bir biçimde araştırıyor. 1936 Pittsburgh’unda geçen oyun eski bir demiryolu işçisi olup aşçılığa başlayan Doaker Charles’ın evinde geçer. Doaker’ın yeğeni Boy Willie kıymetli aile piyanosunu ele geçirip satmak amacıyla Mississippi’den şehre gelir. Piyanonun satışından elde edeceği parayı kölelik yaptığı araziyi satın almak için kullanmak istiyor. Ancak Boy Willie’nin kız kardeşi Berniece nesillerdir ailede olan ve uzun süre önce ölmüş akrabaların yüzlerinin tahtaya oyulmuş olduğu enstrümanı almasına izin vermiyor.

New York Times’ın 1987’deki oyun incelemesinde “Köleliğin acımasız yükü bir kez daha nasıl hatırlanacak ve üstesinden gelinecek?” sorusunu sordu. “Berniece için piyano bir ailenin acılarının duygusal bir türbesi olarak dokunulmadan korunmalı. Boy Willie için piyanonun karşılığı para; özgür bir adamın geleceğinin teminatı.”

Wilson’ın oyunu, 1995 yapımı Hallmark filminden Samuel L. Jackson, John David Washington ve Danielle Brooks’un sırasıyla Doaker, Boy Willie ve Berniece rollerinde oynadığı 2022 Broadway uyarlamasına kadar çeşitli yapımlara ve uyarlamalara sahne oldu. Şimdi, Jackson ve John David’in (aktör Denzel Washington’un büyük oğlu) sahne prodüksiyonundaki rollerini yeniden üstleniyor ve Danielle Deadwyler’ın Berniece rolüyle oyuncu kadrosuna katılmasıyla The Piano Lesson‘ın yeni versiyonu izlenmeye hazır. Yapımcılığını Denzel Washington’ın üstlendiği ve yönetmenliğini küçük oğlu Malcolm Washington’ın yaptığı film şu anda bazı sinemalarda gösteriliyor ve 22 Kasım’da Netflix’te yayınlanmaya başlayacak.

Filmin senaryosunu Malcolm Washington’la birlikte yazan Williams “Oyunda doğru ya da yanlış yok. Hem Boy Willie hem de Berniece haklı. Gelecek nesil Amerikalıların hikayeyi görmesini istedik” diyor.

Romare Bearden ve Piyano Dersi

1945’te Pittsburgh’da doğan Wilson, Alman göçmen bir baba ile siyahi bir temizlikçi kadının oğluydu. Kariyerine şair olarak başladı, ardından Minnesota’ya taşındı ve burada oyun yazarlığına odaklandı. Wilson başlangıçta zorlansa da kısa süre sonra Afro-Amerikan deneyimine dair özgün, umutlu ve ağırbaşlı tasvirleriyle beğeni topladı. 20. yüzyılda Pensilvanya kentindeki yaşamı anlatan ve on eserlik Pittsburgh Döngüsü’nün ilk bölümü olan Jitney, 1982’de gösterime girdi. Sadece iki yıl sonra Ma Rainey’nin Kara Alt’ı Broadway’de heme eleştirel hem mali zafere dönüştü. Daha sonra 1987’de Wilson ilk Pulitzer Ödülünü aldı.

Wilson bir sonraki Pulitzer ödüllü oyununda beklenmedik bir ilham kaynağından yararlandı: Amerikalı sanatçı Romare Bearden’ın 1983 tarihli bir baskısı. Piyano Dersi (Mary Lou’ya Saygı) adlı sanat eseri, Güney’deki bir salonda öğrencisinin başında duran bir müzik öğretmenini tasvir ediyor. Sanatçı eseri için 1916 ve 1917’de benzer başlıklara sahip iki tablo yaratan Fransız Modernist Henri Matisse’den ilham almıştı. Bearden kariyeri boyunca Kübizm ve Dada da dahil olmak üzere çeşitli stilleri birbirine karıştırırken kendi benzersiz kolaj tekniğinden ve Güneyli bir Siyah erkek olarak kişisel deneyimlerinden yararlandı. Kuzey Carolina’da doğan ancak Büyük Göç’ün ailesini kuzeye getirmesinin ardından New York ve Pittsburgh’da büyüyen Bearden aynı zamanda bir söz yazarı ve yazardı.

Piyano Dersi, Wilson’ın Bearden’ın çalışmalarından doğrudan ilham aldığı ilk sefer değildi. 1984’te yazdığı Joe Turner’ın Come and Gone adlı oyunu orijinalinde Mill Hand’s Lunch Bucket adını taşıyordu ve direkt olarak 1978’deki Bearden kolajını yansıtıyordu. Wilson’ın birçok oyununun prömiyerinin yapıldığı St. Paul’s Penumbra Theatre’ın kurucu ortağı Claude Purdy, 1977 sonbaharında oyun yazarını Bearden’ın çalışmaları ile tanıştırdı.

August Wilson: A Life kitabının yazarı ve merhum yazarın arkadaşı olan tiyatro eleştirmeni Patti Hartigan, Wilson’ın Bearden’ın sanatıyla ilgili bir kitapta gördükleri karşısında anında büyülendiğini söylüyor. Hatta 1990 yılında Wilson, sanatçının biyografisinin önsözünü bile yazdı ve burada Bearden’ın sanatından ne kadar ilham aldığını açıkladı.

Wilson o anları “Benim için bu kadar zor olan şeyi Bearden bana çok basit, çok kolay gösterdi. Gördüğüm şey siyahların yaşamının kendi koşullarıyla büyük ve destansı bir ölçekte, tüm zenginliği ve doluluğuyla, canlı ve günlük hayata eşlik eden, onu yücelten, değerini onaylayan ve yücelten bir dille sunulmasıydı. Sadece Siyah Amerikalı yaşamının karakterini değil aynı zamanda vicdanını da tanımlayan, büyük ve cömert bir ruhun sanatıydı. Cevabım içgüdüseldi. Kendime daha önce düşünmediğim ve o zamandan beri düşünmeyi hiç bırakmadığım şekillerde bakıyordum” diyerek anlattı.

Kâr amacı gütmeyen Romare Bearden Vakfı’nın eş yöneticisi Diedra Harris-Kelley, Bearden’ın Piyano Dersi‘nde yakalanan andan çok etkilendiğini ve sahnenin birden fazla versiyonu üzerinde çalıştığını söylüyor. Harris-Kelley “Birçok işi tekrar tekrar yaptı. Bazen kompozisyonla, bazen bir karakterle ilgiliydi” dedi.

Harris-Kelley, Bearden’ın kompozisyonunun özellikle piyano başındaki gençle ilgili olduğuna inanıyor. Parçanın tam adı, Wilson ve Bearden gibi Güney Amerika’dan Pittsburgh’a taşınan bir aileden gelen caz piyanisti, yazar ve besteci Mary Lou Williams’a gönderme yapıyor.

Harris-Kelley “Bearden için Piyano Dersi caz müziğinin etkisi ve yaşlı bir kişinin piyanoda bir şeyler aktarmasının mirasıyla ilgili” diyor. Öğrencisinin başında duran öğretmen eserin merkezi imajını oluştururken diğer unsurlar daha büyük bir hikayeyi akla getiriyor. Harris-Kelley bunu şöyle açıklıyor: “Bearden bir hikaye anlatıcısıdır. Lamba, duvardaki ayna, arka plandaki gardırop ve dersin salonda işleniyor olması orta sınıf bir ailenin ya da en azından orta sınıfa yönelik özlemleri olan bir ailenin süslerini çağrıştırıyor.”

Mary Lou Williams, 1946 Public domain via Wikimedia Commons

Romare Bearden ve August Wilson

Hartigan, Wilson’ın litografiyi gördükten sonra kendine çok sayıda soru sorduğunu ve bu soruların yanıtlarının kendi hikayesine ilham verdiğini düşünüyor. Eleştirmenin arkadaşının birçok durumda kullandığını gördüğü bir taktikti bu. Hartigan “Bazen siz onunla konuşurken bunu yapıyordu ve onun karakterin içinde mi olduğunu yoksa sizinle konuşan August Wilson mı olduğunu bilmiyordunuz. Benimle konuştuğunu düşündüğüm için gerçekten aptal gibi göründüğüm zamanlar oldu, sonra bu durumun onun karakterine uygun olduğunu anladım” diyor.

Konu Piyano Dersi olduğunda Hartigan, Wilson’ın kendisine “Bu insanlar kim?” gibi sorular soracağını öne sürüyor. “Nerede yaşıyorlar?” “Bu piyanoyu nereden bulmuşlar?”

Olayların Wilson’a göre versiyonunda asıl çatışma Doaker, Wining Boy ve Boy Charles kardeşlerin İç Savaş’tan önce ailelerini köleleştiren Sutter’dan bu enstrümanı çaldığı 1911 yılına kadar uzanıyor. Bir linç çetesi misilleme olarak Boy Charles’ı öldürmüştü. Yirmi beş yıl sonra Boy Charles’ın oğlu Boy Willie, Pittsburgh’dan piyanoyu almaya çalıştığında kız kardeşi Berniece’in 11 yaşındaki kızı Maretha’ya geçmiş hikayelerinden henüz bahsetmediğini keşfeder. Ne Berniece ne de Maretha yıllardır piyano çalmamıştır ama Berniece hâlâ piyanodan vazgeçmeyi reddetmektedir çünkü o bir aile yadigarıdır. Sutter’ın hayaleti Doaker’ın evine defalarca musallat olduğunda Boy Willie çığlık atmak ve onunla yüzleşmek isterken Berniece, piyano çalmanın ve atalarının yardımına başvurmanın bu huzursuz ruhu sakinleştirmenin daha etkili bir yolu olduğunu fark eder.

Williams kendisinin ve Malcolm’un “hayalet hikâyesini çok sevdiklerini ve bu hikâyeye gerçekten bağlandıklarını, özellikle de türün ve hikâyenin hayaletli travmayı keşfetmemize nasıl olanak sağladığını” söylüyor. Ortak yazarların amacının oyuna mümkün olduğunca sadık kalmak olduğunu, özellikle de bazı set parçalarının zaten sinema deneyimi için yeterince olgunlaştığını ekliyor.

Hartigan, Piyano Dersi‘nin ana temalarından birinin miras olduğunu söylüyor. Bu özellikle oyunun bitiminde ortaya çıkıyor. Eleştirmen şunu ekliyor: “Boy Willie, Berniece’e piyanoyu tutmasını, çalmaya devam etmesini ve Maretha’ya tarihi tekrarlayabilmesi için hikayeyi anlatmasını söylediğinde çok güzel bir şey oluyor.” Wilson, Piyano Dersi ve Berniece ile güçlü bir kadın karakteri tasvir etmeye çalıştı. Berniece oyunun ortasında insanların ona yalnız kalmamak için evlenmesini söylemelerini eleştiren güçlü bir konuşma yapıyor ve aynısını asla bir erkeğe yapmayacaklarına dikkat çekiyor. “Biraz depresyonda. Ancak bu konuşma onun için bir zaferdir” diyor Hartigan. “Kendini savunuyor. Çok güzel.”

Wilson, Bearden’ın kendisi üzerindeki etkisi konusunda samimiydi ve Bearden da Wilson’ın çalışmalarının farkındaydı ve bir keresinde şaka yaparak “En azından bana gösterisine bilet gönderebilirdi” dedi. Ancak ikili aslında hiç tanışmadı. Bearden, Piyano Dersi‘nin 16 Nisan 1990’da Broadway’de prömiyerini yapmasından iki yıl önce, 12 Mart 1988’de 76 yaşında öldü. Wilson, 2005’te 60 yaşında karaciğer kanserinden öldü.

Samuel L. Jackson ve John David Washington, The Piano Lesson’ın 2022’de Broadway uyarlamasındaki rollerini yeniden canlandırıyorlar. David Lee/Netflix

Söz konusu bağlantıyı daha da baştan çıkarıcı kılan şey Wilson’ın Bearden’ın Canal Street’te nerede yaşadığını bilmesi ve defalarca onun dairesinin önünden geçmesiydi. Hartigan oyun yazarının hiçbir zaman “yukarı çıkıp kapıyı çalmaya cesaret edemediğini” söylüyor.

Wilson’ın yazdıklarının Bearden’ın sanatından ilham aldığını kabul etmesi ikisinin her zaman bağlantılı olacağı anlamına geliyor. Harris-Kelley “Onların çalışmaları, asla bir araya getiremeyeceğimiz bir şekilde hayatı bize geri yansıtıyordu” diyor. “Afro-Amerikan yaşamından, kültüründen ve tarihinden faydalandılar ve insanları ileriye taşımaya yardım etmek için mirastan yararlandılar. Ama eserleri hala sıradan insanlar hakkında hikayeler. İnsanlık hakkında daha kapsamlı bir şeyler söylemek için kendi hayatlarından belirli örnekleri kullanmak istediler. Bu nedenle çalışmaları sadece Afrikalı Amerikalılar’da değil pek çok insanda yankı uyandırdı. Sanatlarıyla dünyayı buluşturdular.”

görsel: Oyun yazarı August Wilson, Romare Bearden’ın sanatına değinerek şöyle yazdı: “Gördüğüm şey, Siyahların yaşamının kendi koşullarıyla, büyük ve destansı bir ölçekte, tüm zenginliği ve doluluğuyla sunulmasıydı.” David Lee/Netflix

kaynak: smithsonian

What's your reaction?