Latmos Belgeseli 100 Words Film Festivali’nde Finale Kaldı

Büyük bir bölümü Milas sınırları içerisinde yer alan Beşparmak Dağları, maden ocaklarının faaliyetleri nedeniyle günden güne yıkıma uğruyor. Yöreye özgü endemik türleri barındırmanın yanı sıra tarih öncesi ve tarih sonrası dönemlerden miras kalan eşsiz kültürel değerleriyle de önemli bir turizm potansiyeline sahip olan ve antik ismiyle Latmos olarak anılan Beşparmak Dağları, belgesele konu oldu. Latmos’ta yaşanan sessiz çığlığa kulak veren genç belgeselciler, maden ocaklarının bölgede yarattığı dönüşü olmayan yıkımları belgeledi.
Genç yönetmen Yavuz Pullukçu’nun yapım ekibiyle birlikte Kuşadası Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği Başkanı Bahattin Sürücü danışmanlığında çektiği Latmos belgeseli, 100 Words Film Festival’inde ilk 5 belgesel film arasında yer alarak finale kaldı.

270716belgesel_2_fd217.JPG
ABD’nin Kuzey Karolina Eyaleti’nde düzenlenen 100 Words Film Festivali’nde geçtiğimiz yıllarda ‘Su Bedevileri’ belgeseliyle festivalde en iyi belgesel ödülünü Türkiye’ye getirme başarısını gösteren Pullukçu, 12 dakikalık Latmos belgeseliyle finalde iyi bir sonuç bekledikleri kaydetti.
Pullukçu, “Senaryosunu Hasan Cüneyt Bozkurt’un yazdığı, görüntü yönetmenliğinde Baran Vardar, yönetmen yardımcılığında Yağız Pullukçu, sanat yönetmenliğinde Umut Özgür Özel, kurguda Baran Vardar, kamera arkasında Yusuf Erdem’in görev aldığı yapım ekibimiz, Latmos’un engebeli coğrafyasında zor koşullar altında çalışarak maden ocaklarının tahribatının yanı sıra Bafa Gölü kenarındaki kaya mezarlarını, freskleri, tarih öncesi döneme ait duvar resimlerini, endemik bitkileri, antik yolları, kutsal alanları da belgeledi.” diye konuştu.

LATMOS ULUSLAR ARASI ARENADA…
Latmos belgeselinin yaşanan sorunları uluslar arası arenaya taşıdığına vurgu yapan Pullukçu, maden ocaklarının yöre halkını yurtlarının terk etmeleri konusunda teşvik ettiğine dikkat çekerek şunları kaydetti: “Latmosluların bugünkü torunları, evlerini satıp yurtlarını terk etmeleri için maden ocakları tarafından teşvik ediliyor. 7 gün süren çekimler sırasında yöre halkıyla bol bol sohbet etme fırsatı bulduk. Bazı köylüler maden ocağı için çalışıyor. Bu aileler evlerini satarak, maden taşımak için kamyon almışlar. Bu nedenle ocakların kapanması taraftarı değiller. Öte yandan halen doğduğu toprakların yitip gitmesine karşı sessiz bir çığlıkla tepki gösteren köylüler de yok değil! Milli Park statüsü kazandırılması ve UNESCO’ya dahil edilmesi gereken çok önemli bir bölge, maden ocaklarının tehdidi altında. Sivil toplum kuruluşlarının başlattığı çalışmalarla çekirdek bölge diye adlandırılan zirve, Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 4491 sayılı kurul kararıyla koruma altına alınmış ve maden faaliyetlerinden korunmuş olsa da mevcut maden ocaklarının çalışmaları devam ettiği gibi sınırın dışında kalan alanlar yeni ruhsatlara açıktır. Belgesel Latmos’un doğal dengesini bozan maden ocaklarını ve Latmos kültürünü anlatarak, bir duyarlılık oluşturmayı amaçlıyor.”

gunaydinmilas.com sitesinden alınmıştır.

What's your reaction?