Kuzey Brezilya’daki “Çocuk Köyü” dünyanın en iyi okul tasarımı seçildi

Kuzey Brezilya’da, yağmur ormanlarının kenarında bulunan bu okul, RIBA Uluslararası Ödülleri 2018’de dünyanın en iyi yeni okul tasarımı seçildi. Aleph Zero ve Rosenbaumi işbirliğinin sonucu olan proje, her iki yılda bir tasarımın mükemmelliğini ve mimari hırsını örnekleyen ve anlamlı sosyal etki yaratan bir binaya verilen ödülü elde etmiş oldu.

fotoğraf © cristobal palma / estudio palma (ve kapak fotoğrafı)

“Çocuk Köyü” olarak adlandırılan kompleks, 13 – 18 yaş arası 540 çocuğa yatılı konaklama imkanı sunuyor. Öğrenciler, ülkenin uzak bölgelerinden geliyor ve bazıları tekneyle saatlerce seyahat etmek zorunda. Bu tesis, Bradesco vakfı tarafından işletilen ve Brezilya genelinde kırsal alanda yaşayan çocuklara eğitim veren 40 okuldan biri.

fotoğraf: © leonardo finotti

Aleph Zero ve Rosenbaum, proje boyunca okulun çocuklarıyla ve çalışanlarıyla, onların farklı bakış açılarını anlamak için yakın temas içinde çalıştı. Mimarlar, çocukların hem bireysellik hem de aidiyet konusunda güçlü bir anlayış geliştirebilecekleri “evden uzakta bir ev” diyebilecekleri bir ortam yaratmak istediler. Kırk öğrenciyi ağırlayan yurtların yerini alan yeni tasarımda, daha samimi bir ortamda altı çocuğun kalabileceği odalar var. Özel alanların yanı sıra, kamusal alanlar, çalışma alanı, oyun ve dinlenme için de geniş olanaklar sunmaktadır.

fotoğraf:  © cristobal palma / estudio palma

Biri erkek diğeri kız öğrenciler için olmak üzere tasarlanan iki büyük köy, sitenin kenarlarına yakın stratejik noktalara yerleştirildi. Altı öğrenci için olacak şekilde 45 ünite, beşli gruplar halinde bir araya getirildi ve tropikal bitki örtüsüyle doldurulmuş üç büyük avlu etrafında düzenlendi. Uyku alanlarını kuşatan, okuma alanları, TV ve oyun odaları gibi çeşitli bölgeler, öğrencilerin genel yaşam kalitesini iyileştirmek için tasarlandı ve tamamlayıcı öğrenme alanları olarak hizmet veriyor.

fotoğraf:  © cristobal palma / estudio palma

Binanın yerel inşaat yöntemlerini içeren kaba topraktan gelen maddeselliği, bir klima işlevi görüyor ve insanlarla yerlerin bağlantısını temsil ediyor. Yerel topraktan yapılan büyük bloklar, en uygun termal özelliklere sahip olmalarının yanı sıra teknik ve estetik değerleri için tercih edildi. Çok yönlülüğü ve sürdürülebilirliğiyle bilinen tutkalla lamine edilmiş okaliptüs ağacı, 5.9 x 5.9 metrelik düzenli bir ızgarayı takip eden ince metal çatıyı destekliyor. Çağdaş estetiği geleneksel tekniklerle birleştiren tasarım, jüri tarafından “Brezilya dilini yeniden icat etmek” olarak tanımlandı.

fotoğraf:  © leonardo finotti

Zorlayıcı tropik iklime rağmen, yapı, 40 derecelik sıcakları gören yaz mevsiminde, klimaya gerek duymuyor. Yapısı çapraz lamine ahşap kiriş ve kolonlardan oluşan geniş çatı, gölgeleme sağlar. Bu arada, sarkan gölgelik, iç ve dış mekân arasında bir ara alan oluşturuyor ve çevredeki manzaraya bakan geniş bir verandaya da uzanıyor.

fotoğraf:  © leonardo finotti

RIBA Uluslararası Ödülü 2018 jürisi, mimarlar Elizabeth Diller (DS + R), Kazuyo Sejima (SANAA), Joshua Bolchover (Rural Urban Framewrok), Gloria Cabral (Gabinete de Arquitectura) ve Peter Clegg’den (Feilden Clegg Bradley Studio) oluşuyordu. ‘Çocuk Köyü“ dışında üç proje daha kısa listeye girmişti: Milan’da Stefano Boeri’nin tasarımı Bosco Verticale; O’donnell + Tuomey tarafından tasarlanan Budapeşte’deki yeni bir üniversite kampüsü ve Nikky Sekkei tarafından tasarlanan Tokyo’daki Toho Gakuen müzik okulu.

fotoğraf:  © leonardo finotti

fotoğraf: © leonardo finotti

fotoğraf: © cristobal palma / estudio palma

designboom.com