Küba Devrimi’nde Fotoğrafçılık
Ricardo Alberto Perez’in kaleminden…
Fotoğrafın önemli rolü sayesinde, Küba devriminin zaferinden birkaç yıl sonra doğanlar için dönemin önemli olayları hakkında çok güçlü referans noktalarına ulaşma fırsatı oluştu. Bu fotoğraflar sayesinde döneme ait anılar hafızalara kazındı ve asla tekrarlanmayacak bu anların kalbi ve ruhu oldu. Fotoğraf sanatı sayesinde, anlar ölümsüzleşti, dünyayı dolaştı ve günümüze kadar ulaşan sağlam birer gelecek referansı haline geldi.
Gelişmekte olan devrimin öncü liderleri, fotoğrafçılar için çok ilgi çekici birer tema haline geldi çünkü bu isimler kahramanlığın en üst düzey temsilcileri olarak tanımlandı. Şüphesiz ki, en çok fotoğraflanan üç lider; Fidel Castro, Ernesto Che Guevara ve Camilo Cienfuegos oldu. Bu üç liderin fotoğraflarındaki en dikkat çekici özellik ise yüzlerinden eksik olmayan gülümseme, sadakat ve karşı konulamaz cazibeleriydi. Bazı zamanlarda ise balık tutarken, puro içerken ya da efsanevi bir golf maçı yaparken, gündelik yaşantılarında fotoğraflandılar.
Devrimin öncü liderleri ile görüşürken ya da halkın içinde şehrin baştan yapılmasında çalışırken çekilmiş her bir fotoğrafta baskın olan öge, yüzlerden okunan derin ve büyük sevinçti. Fotoğraflarda tekrar tekrar görünen alışagelmişin dışındaki durum ise isimsiz binlerce kişinin yüzlerinden okunan olağanüstü enerjiydi. İşte bunlar, fotojurnalizmin açık görüşlü yetenekleri sayesinde birer anıya dönüşebildi.
Dönemin unutulmaz fotoğrafçıları Che Guevara’nın kontrolündeki Column 8’in muhabirleri olarak görev yapan; Alberto Korda, Ernesto Fernandez, Jose Agraz, Osvaldo Salas, Raul Corrales ve köylü Perfecto Romero’ydu. Bu isimlerin çoğu zaten önemli fotoğrafçılık tecrübelerine sahipti fakat 1959’da, devrim ile birlikte yetenekleri de sekil değiştirdi. Zaman içinde fotoğrafa yeni bir yorum, sorumluluk ve bağlılık oluştu. Bu süreç fotoğrafçılık hakkındaki bilindik söz ile özetlendi; ‘’bir fotoğraf, bin sözden daha çok şey anlatır’’.
Bu fotoğrafçıların çalışmalarının çoğu devrimin ışığında oluşan yeni basım organizasyonları ile beraber ilerledi. Buna en önemli örnekler, dönemin yeni gazetesi Revolucion ve Verde Olivo ile INRA dergileri oldu. INRA, yeni kurulan Kırsal Reform enstitüsünü ve süregelen Bohemia magazinini temsil ediyordu. Bohemia, 1959 Ocak-Şubat ayları arasında Bohemia de la Libertad (Özgürlükte Bohemia) adında üç özel haftalık sayı çıkardı. Bu sayılar, devrim askerleri ve halkın zaferi, Ada’ya yürüyen özgürlük kervanının zaferi ve alaşağı edilen diktatör Batista’nın dalkavuklarının işlediği suçlar hakkındaydı.
Benim düşünceme göre Küba’nın epik fotoğrafları ağıtlar ve dramalar arasında bir yerdeydi. Bir yanda, bir çok istismarın karşısında zafer kazanan ve bunu doğal bir şekilde dışa vuran halk, diğer yanda ise popüler duyguların düşmanı olan, terörizmi tetikleyen ve bir çok Kübalının hayatına mal olan, La Coubre yük gemisi ve Domuz Körfezinin işgali gibi olaylarda bir çok dramatik senaryoya sebep olan burjuvazi ve emperyalizm. Kübalı fotoğrafçılar ise her iki olayda da olay yerindelerdi ve tarihe tanıklık ettiler.
Ernesto Fernandez’in Domuz Körfezindeki düşman işgali sırasındaki fotojurnalizmi tek kelime ile harikadır. La Coubre’deki sabotaj gerçekleştiğinde ise Jose Agraz, ikinci patlamaya sadece bir kaç metre uzaklıkta durarak ve hayatını riske atarak olağanüstü fotoğraflar çekmeyi başardı.
Alberto Korda’ya gelince, o da Revolucion gazetesi ile işbirliğiyle tartışmasız en çok fotoğrafı basılan fotoğrafçı oldu. Kendisi ayrıca Fidel Castro’nun 1959-1969 arasında yaptığı bir çok tarihi gezide kişisel fotoğrafçılığı görevini üstlendi. Buna rağmen, Korda’yı ölümsüzleştiren asıl fotoğraf 5 Mart 1960’da La Coubre olayında hayatını kaybedenler şerefine yapılan cenaze töreninde çektiği Che Guevara fotoğrafıdır. Dünya bu fotoğrafı Guerrillero Heroico (Kahraman Gerilla) olarak tanıdı. Bu fotoğraf dünyada en çok çoğaltılmış fotoğraf olmak ile beraber, gelmiş geçmiş en önemli on portre arasına girdi.
Bahsetmeden geçilemeyecek diğer fotoğraflar da 1950-1961 yılları arasında Fidel Castro’nun bir başka kişisel fotoğrafçısı olan Raul Corrales tarafından çekilen; El sueno, La pesafilla, Crisis de Octubre, Sombreritos, Hemingway y Fidel, Anselmo Hernandez ve el viejo olacaktır. Bu fotoğrafların her biri muazzam hümanist yapıların sergilendiği birer örnektir.
Küba devriminin beraber anıldığı fotoğraflar hem birer efsane, hem de gerçektir. Yıllar içerisinde bu fotoğraflar film ve edebiyat gibi diğer artistik medya unsurlarına ilham kaynağı oldular. Geçen onca zamana rağmen, fotoğrafçılık tarihe tanıklıktan çok daha öte bir etkiye sahiptir. Fotoğraflar sürekli olarak geçerliliğini sürdürür ve ortaya koyduğu birçok değeri açıklar.