Kadın yönetmenler 8: “Nadine Labaki”

Lübnan topraklarında doğmuş olan başarılı yönetmen Nadine Labaki aynı zamanda oyunculuk ve senaryo yazarlığı da yapmakta. 2007 yılında, yani 33 yaşındayken Karamel adlı ilk filmiyle oyuncu, senarist ve yönetmen olarak beyaz perde seyircisiyle buluşan Nadine Labaki ilk filminden 4 sene sonra “Peki Şimdi Nereye?” adlı filmiyle bir kez daha beğenileri topladı. Ardından 2014 yılında “Seni Seviyorum Rio” ve son filmi “Kefernahum”la 2018 yılında yönetmelik vasfını oldukça yukarıya taşıdı. Nitekim Kefernahum filmiyle Oscar ödüllerinin “Yabancı Dilde En İyi Film” kategorisinde aday olarak gösterildi. Filmlerinde çoğunlukla toplumsal konulara değinen yönetmen, seyircinin duygularına dokunmakta ve dünyada duyulmayan meselelerin sesi olmakta oldukça başarılı.

Oscar’a Aday Gösterilen İlk Kadın Arap Yönetmen

Nadine Labaki, mültecilik, göç, açlık, insan kaçakçılığı, çocukların üzerindeki yükler, erken yaşta zorla evlendirme ve savaş konularını işlediği Kefernahum adlı filmiyle 2019 Oscar Yabancı Dilde En İyi Film kategorisinde aday gösterildi ve böylece bu ödüle aday gösterilen ilk kadın Arap yönetmen olarak tarihe geçti. Lübnanlı yönetmen Nadine Labaki, Oscar ödüllerinde birinciliği göğüsleyemese de 71. Cannes Film Festivali’nde jüri ödülünü Kefernahum adlı filmiyle kazandı.

Çok Yönlü Bir Sanat İnsanı

Nadine Labaki yönetmenlik koltuğunda oturduğu dört filminin hepsinde oyuncu olarak da bulundu ve en az yönetmenliği kadar oyunculuğuyla da isminden söz ettirdi. Labaki, yalnızca kendi yönettiği filmlerde değil farklı birçok yönetmenin filmlerinde de oyunculuğunu sergiledi. Yönetmenlik ve oyunculuğun yanında senarist özelliğiyle de ön plana çıkan Labaki İngilizce, Arapça, Fransızca ve İtalyanca bilmektedir. Filmlerindeki müzik seçimleri de oldukça beğenilmekte ve çoğu film müziğini de eşi Khaled Mouzanar tarafından yapılmaktadır.

45 yıllık yaşamında birçok filmde birden fazla görevde etki eden Nadine Labaki dünya çapında sözü geçen bir sinemacı ve yeni çıkaracağı filmler her zaman merakla beklenen birer sanat eseri. Labaki, sadece doğduğu coğrafyaya seslenmekle kalmamış dünyaya sesini duyurabilmiştir. Bu sebepten yalnızca belirli bir bölgenin değil tüm dünyanın sahip olduğu bir değer haline gelmiştir.