19
Views

Bu yazı Monica Vermani C. Psych.tarafından psychology today için yazılmıştır. Orijinalini buradan okuyabilirsiniz.

Biz insanlar esasen sosyal hayvanlarız. Bu yüzden başkalarıyla anlamlı ilişkiler kurmak, oluşturmak ve geliştirmek için programlanmışız. Atalarımız tehlikeli bir dünyada güvenlik, geçim ve destek sağlayan sosyal ilişkileri sayesinde hayatta kalmış ve gelişmiş.

Ait olma duygusu atalarımız için hayatta kalmanın anahtarıydı ve aynı şekilde bugün de son derece önemli. Dünyanın en uzun süredir devam eden, hayatı mutlu ve yaşamaya değer kılan şeyin ne olduğu üzerine yapılan Harvard Yetişkin Gelişimi Çalışması’na göre, başkalarıyla olan ilişkilerimiz mutluluğumuzu, sağlığımızı ve ömrümüzün uzunluğunu etkileyen en önemli faktör.

Bir şeyleri kaçırmaktan korkmamız şaşırtıcı mı?

FoMO’nun Kısa Tarihi

FoMO (Kaçırma Korkusu) terimi 2000’li yılların başında, üyelerine mutlu ve ışıltılı yaşam anlarını fotoğraf ve açıklamalarla düzenleme ve paylaşma fırsatı sunan ve bunun sonucunda birçok insanda bir şeyleri kaçırma korkusunu tetikleyen ve şiddetlendiren yeni sosyal medya platformlarından ilham ve destek alarak sözlüğe girdi.

Kaçırma korkusunu yaratan şey sosyal medyada gezinmek ve çoğu insandan daha mutlu, daha sosyal ve maddi olarak daha iyi hayatlar yaşayan parlak, mutlu insanların görüntüleriyle karşılaşmak değildi. Bununla birlikte 2017 tarihli “ABD’deki Genç Yetişkinler Arasında Sosyal Medya Kullanımı ve Algılanan Sosyal İzolasyon” araştırması da dahil olmak üzere çok sayıda çalışma, yoğun sosyal medya kullanımına (SMK) sahip bireylerin “daha düşük SMK’ya sahip akranlarına göre kendilerini sosyal olarak daha fazla izole” hissettiklerini gösterdi. 2022 yılında İnsan Davranışı ve Ortaya Çıkan Teknolojiler dergisinde yayınlanan bir araştırma, kullanıcıların “sosyal medya içeriğinin algılarını ve psikolojik sağlıklarını nasıl etkileyebileceği” konusunda eğitilmesinin gerekliliğini vurguladı. 2025 yılında yapılan bir araştırma ise FoMO’yu Suudi öğrenciler arasında “sosyal medya bağımlılığı” olarak tanımlanan durumla ilişkilendirdi. FoMO günümüzde de son derece canlı durumda ve yerini koruyor. Hatta Z kuşağının konser biletleri için giderek daha yüksek fiyatlar ödemeye istekli olmasının, en sevdikleri sanatçıyı şahsen görme fırsatını kaçırma korkusu yüzünden sıkça borca ​​girmesinin temel nedeni olarak tanımlandı.

Bu Davranışın Altında Yatan Ne?

FoMO, depresyon, Sosyal Kaygı Bozukluğu ve çok önemli görünen insanlarla tanışma ve bağ kurma fırsatlarını kaçırmaktan kaynaklanan kaygı, bunun sonucunda ortaya çıkan katılım ve onay eksikliği ve gelecekteki fırsatların kaybı ve diğer olumsuz sonuçlarla bağlantılıdır. Bazı insanlar için FoMO o kadar derin bir etki yapar ki stres tepkisinin rahatsız edici fiziksel semptomlarını tetikler. Kişi kendini başkalarıyla olumsuz özellikler üzerinden karşılaştırmaya başlar ve bu da bunalma seviyesini, izolasyon hissini, umutsuzluğu, düşük özsaygı ve öz değer hissini derinleştirir. Bir şeyleri kaçırma korkumuz ortaya çıktığı zaman bunu fark etmek ve yönetmeyi öğrenmek öz kavramımız, ruh sağlığımız ve refahımız açısından kritik öneme sahiptir.

Kaçırmanın Gerçekliği

Aslında neredeyse her an bir şeyleri kaçırıyoruz. Paris’e gitmek için kalkış yaptığımız uçaklar dışında her seferinde oraya gitmeyi özlüyoruz. Çalışmalarımıza, hayat gailemize ve sorumluluklarımıza odaklanınca sahilde geçirebileceğimiz rahatlatıcı günleri sürekli kaçırıyoruz. Ofiste uzun bir günün ardından eve doğru uzun bir yolculuk yaptığımızda doğayla bağlantı kurma fırsatını kaçırıyoruz. Bir evi satın almak için yaptığımız teklif reddedildiğinde, müthiş bir yatırım fırsatını değerlendiremediğimizde ya da arkadaşlarımızın ve aile üyelerimizin hayatlarının en güzel zamanını geçirecekleri, özel bir mekanda yapılan düğün için gelen bir daveti geri çevirdiğimizde büyük bir şeyleri kaçırırız.

Kaçırmak İstemediğimiz Şeyler

Kaçırmak istemediğimiz şey arkadaşlarımızın, meslektaşlarımızın ve aile üyelerimizin güçlü desteğiyle çevrili olarak hayatı özgün bir şekilde yaşama deneyimidir. Başkalarının beklentilerini karşılamak ya da sadece tanıdığımız, bize yabancı olan insanları mutlu, cazip anlarımızla etkilemek için yaşamıyoruz. Hayatımızı başkalarıyla gerçek ve tatmin edici bağlantılar kurarak, anda yaşamak için buradayız. Gerçek bir hayat yaşadığımızda hiçbir şeyi kaçırmayız.

Kaçırma Korkusunu Yönetmek İçin Altı Strateji

Kaçırma korkusunun hayatın bir parçası olduğunu kabul edin ve sizin için gerçek anlam ve değer taşıyan anlar ve olaylar yaratma gücüne sahip olduğunuzu fark edin.

Kaçırma korkusunun ne zaman ortaya çıktığını, kalp çarpıntısı, mide bulantısı, baş ağrısı, olumsuz, hızlı düşünceler, tahmin yürütme ya da rahatsız edici duyguları uyuşturma isteği gibi fiziksel veya psikolojik semptomlar olarak nasıl görünür olduğunu fark edin. Tetikleyicilerinizi ve korkularınızı öğrenin.

Olumsuz düşüncelerinizin doğruluğunu keşfedin. Bir network kurma ya da sosyalleşme etkinliği kaçırmanın sonuçlarının sizin için felaket olacağı fikrinin ne kadar doğru olduğu üzerine düşünün. Olumsuz duyguları uyuşturmak yerine onlarla barışmayı seçin ve bunu yaparken rahatsız edici fiziksel semptomlarınızın nasıl azaldığını anlamaya çalışın.

Kaçırma korkunuz ortaya çıktığında olumlu iç konuşmalar yapın. Kendinize hayatın başkalarıyla etkileşime girmek, öğrenmek ve büyümek için anlamlı fırsatlar yaratmak ve takip etmek için fırsatlarla dolu olduğunu hatırlatın. Şu anda sizi neyin motive ettiğini ve neyin ayakta tuttuğuna minnattar olarak düşünün.

Kendinizi ve uğraşlarınızı sizi motive eden ve size neşe getiren şeylerle uyumlu hale getirmeye odaklanın.

Bir şeyleri kaçırma korkusu ve kaygısıyla mücadele eder hale geldiğinizi fark ederseniz bir ruh sağlığı uzmanından yardım isteyin.

Makale Etiketleri:
· ·
Makale Kategorileri:
MANŞET · VE DİĞER