Julian Alpleri’nin Mimari Harikası “Kanin Kış Kabini”
Dünyadaki en popüler yer olmasa da, Julian Alpleri, Avrupa’nın en muhteşem manzaralarından birini sunar. İtalya’dan Slovenya’ya kadar uzanan dağ sırası, görmeye değer bir varış noktasıdır. Kanin Dağı’na tırmananlar, olağanüstü bir deneyim de edinir: bir dağda inşa edilen en çarpıcı kabinlerden birini görmek.
Dağın zirvesine yaklaşırken, en yüksek uçurumun içine gömülmüş gibi görünen, havada duran yapı kolayca fark edilir. Genellikle, böyle yüksek irtifalarda, yer şekilleri ve sert hava koşulları sebebiyle bir kabin inşa etmek neredeyse imkânsızdır, ama bu şaheser, başka bir yerde üretildi ve sonunda bir uçurumun üzerine kurulmuş gibi durduğu Kanin Dağı’na bir helikopterle taşındı.
Kabinin içi ahşap ve kalın cam duvarlar, donma derecelerine, kuvvetli yağmur ve fırtınalara ve hatta çığlara dayanacak şekilde tasarlandı. Yapının minimalist iç mekânı, sadeliğin güzelliğin anahtarı olabileceğini kanıtlıyor. Kabin üç alana ayrılmış: bir giriş, bir oturma odası ve bir dinlenme alanı. Binanın arka tarafında da bir yatak odası bulunuyor. Manzaranın güzelliği ise iç mekândaki estetiği unutturacak düzeyde. Büyük duvarlar, Triglav ve Soca Vadisi’nin muhteşem manzarasını sunmakta. Hava yeterince güzelse, ziyaretçiler, doğanın eşsiz nimetlerinin tam bir resmini oluşturan Adriyatik Denizi’ni de net bir şekilde görebilirler.
Kanin Kış Kabini, 9 kişiye kadar konaklama imkânı sağlıyor ve bol miktarda doğal ışık içeriyor. Proje, bağışlar ve gönüllülük sayesinde gerçeğe dönüştü.
Architecture/photos by ofis.si.
unusulplaces.org