“İzmir’de yaşıyor ve üretiyor: Kent Müellifleri” sergisi Studio-X Istanbul’da.
İzmirli olup da Basmane’deki galvanizle kaplı utanç çukurunu bilmeyen yoktur… Ama işin tarihçesi ve süreçleri de fazla bilinmez. İzmir’in hafızasında zamanla anlam değiştirmiş bunun gibi daha onlarca olgu, Studio-X Istanbul’da başlayan yeni sergiyle farklı bir derinlikte karşımıza çıkıyor. Yıldız Çintay Sanat Topluluğu tarafından kurgulanan “İzmir’de yaşıyor ve üretiyor: Kent Müellifleri” sergisi, kentlilerin bazı yapıları nasıl deneyimlediği ve anımsadığı sorusundan hareket alıyor.
Sergi deneyiminin bir parçası olarak, merkezi yönetimlerin kamu adına/kamuya rağmen aldığı kararlarla getirilen, inşa edilen, yıkılan ve taşınan yapıların listesini de karşımızda buluyoruz. Kentin hafızasına sızmış ama kaydı çok bulunmayan, hakkında söylentiler olan, anlamları zamanla değişmiş yapılar bunlar. Aralarında Konak’tan Menemen’e taşınan üst geçit, İzmir’e 1930’larda getirilen palmiye ağaçları, Kordon Palet Restoran, Karşıyaka’ daki Atatürk, Annesi ve Kadın Hakları anıtı gibi örnekler var. İlk anlamlarından daha fazla derinlik taşıyan bu örneklerden yola çıkarak kavramsallaşan sergi, izleyeni kentler ve hafızaları üstüne düşünmeye çağırıyor. Sergide fotoğraflar, sözlü tarih metinleri, kartpostallar, yayınlar, eskizler gibi dokümanlar paylaşılıyor ve ziyaretçiler de ellerindeki malzemelerle bu derlemeye katkıda bulunmaya davet ediliyor.
Adını Basmane’deki Yıldız Sineması’ndan alan Yıldız Çintay Sanat Topluluğu Nisan Güven, Metehan Özcan, Müşerref Şerifaki, Serap Tok, Hazal Turgut ve Yahya Yazı’dan oluşuyor. Sergide Yıldız Çintay dışında “yere özgü” işleriyle yer alan misafir sanatçılar ve projeler ise Darağaç, Özgür Demirci, Burak Dikilitaş, Sultan Gökdemir, Güven İncirlioğlu, RITM Araştırma Grubu: Nağme Ebru Aydeniz, Sergio Taddonio, ve Emre Yıldız.
26 Mayıs’tan itibaren kapılarını açacak olan “İzmir’de yaşıyor ve üretiyor: Kent Müellifleri” sergisi, 13 Temmuz’a kadar Studio-X Istanbul’da görülebilir.