Lagom bir şeyin tam olarak yeterli olduğu zamanı bilmek ve sürekli daha fazlasını elde etmek için uğraşmak yerine denge ve ılımlılık bulmaya çalışmak demektir. Lagom rahat etmek için ihtiyacımız olan her şeye sahip olduğumuzda hissettiğimiz o memnuniyet hissidir. Başımızın üstünde bir çatı, karnımız tok, yanımızda olduğunu bildiğimiz dostlar ve cebimizde yetecek kadar para olması anlamına gelir.
Lagom’u iki ayrı dalı olan bir çiçek olarak görebiliriz. Birinci dal yaptığımız şeyin diğer insanları etkilediğini fark ettiğimiz bir tür toplumsal farkındalığı sembolize eder. Bu bağlamda lagom’u daha çok bir tür adil kullanım politikası olarak görebiliriz. Tabaktan üç kurabiye alırsanız diğer iki kişi bir tane alamayacaktır. Eğer her şeyi biriktirir ve kaparsanız, dirsek atarak ve küfür ederek sıranın başına geçerseniz, bu en iyi ihtimalle sizi biraz kaba bir insan yapar. En kötü ihtimalle başkalarının canını yakar.
İkincisi tatminde memnuniyet bulan bir zihinsel değişimdir. Çoğumuz daha güçlü olmanın daha iyi olduğu, banka bakiyesinin statü anlamına geldiği ve fazlalığın mutluluk anlamına geldiği fikrini içselleştirdik. Ama Lagom tam kararında olanın tadını çıkarmaktır. Bu sadece basit şeylerin tadını çıkarmayı öğrenmek değil, aynı zamanda bazen daha azının gerçekten daha fazla olduğunu takdir etmektir. Lagom sahip olduğunuz şeyin şu anının tadını çıkarmanın, daha fazlasını eklemeniz gerektiği anlamına gelmediğini bilmektir. Mesela bir arkadaşınızla kahve içerken konuşmak güzeldir ama on kahveden sonra on arkadaşınızla buluşmak işleri daha iyi hale getirmez. Lagom, bunu kabul etmek ve gerçeğin derinleşmesine izin vermektir.