İşte Tam Burada Birlik İçinde Duruyoruz: Overkill Bir Kez Daha İstanbul’daydı

Boğaç Gökmen

Bir grubu on beş yaşından beri dinliyor ve otuz beş yılı aşkın zamandır birlikte kilometre yapıyorsanız mevzu bambaşka bir boyuta taşınıyor. Bu özelliğe sahip grupların konseri söz konusu olduğunda da gözleri bir başka parlıyor insanın.

Konu ülkenin en verimli konser yılına ve o yılın üst üste dört mühim konserin konumlandığı dönemine konuşlanıyor. Düşünsenize üst üste gelen Symphony X, Overkill, Left to Die ve Mayhem konserleri metal tutkunlarını sıkı bir konser maratonuna sokuyor. 31 Ağustos 2024 bu bakımdan da ayrı şekilde hatırlanacak bu dört günün ikinci günü olarak notlara geçiyor.

Akşam saatleri geldiğinde Zorlu PSM amfi bölümü iyiden iyiye şenleniyor. Vera Müzik, 100% Metal ve Hammer Müzik iş birliğiyle düzenlenen konser öncesi metal kafalar Thrash Metal bayrağını göndere çekiyor. DJ setin başında Çağlar Nicelik, Cihan Yeşil ve Adil Akbay’ın birbiri ardına çaldığı metal marşları koca AVM’nin duvarlarına çivilenirken metal ruhu bölgeyi ele geçiriyor. Ateş iyice körüklenirken tansiyon da Overkill’a hazır hale geliyor.

Grup yirminci albümü “Scorched”un Avrupa turnesi kapsamında İstanbul’da ve daha önceki konserler ile grubun meşhur sahne performansı düşünüldüğünde konuşulan konular müthiş bir konser beklentisi konusunda birleşiyor.

Konser saati yaklaşırken uzayan kuyrukla birlikte nihayet içeri giriş yapılıyor.

Buyurunuz o meşhur Overkill etkisini yaşamaya.

Açılış yeni albümün isim şarkısı “Scorched” ile oluyor ki şarkı, tüm dinamikliği ve heyecanı arttırıcı giriş bölümüyle salonda yerlerini almayı sürdüren izleyicileri kollarından tutup fırtınanın tam ortasına çekiveriyor. Hiç de konuyu uzatmıyor emektar grup, hemen devamında ardı ardına gelen “Rotten to the Core”, “Bring Me the Night” ve “Hello From the Gutter” izleyiciyi şöyle bir temiz silkeliyor. Henüz daha başlarda sesler kısılmaya, tişörtler terden ıslanmaya başlıyor, öyleyse her şey yolunda.

Buradan sonra dramatik dozu artıran bir şey oluyor. O da belki de çok beklenmeyen ancak her Overkill tutkununun kalbinde yeri ayrı şarkılardan “Deny the Cross”un girmesiyle gerçekleşiyor. Şarkının daha ilk notalarıyla koca salonun halini görmek lazım. Peki “Necroshine” desem. O anlarda kimsenin yerinde duramadığını, sahne önündeki insan çemberinin dönüşünün daha bir hızlandığını gözünüzde canlandırmanız güç olmayacaktır elbet. “Horrorscope”un girişinde tüyler diken diken, yumruklar yukarıda. Yine bir süredir çalmadıkları “Under One” ortamı şenlendirmeyi sürdürüyor.

Geçen mayıs ayında 65 yaşına giren solist Bobby “Blitz” Ellsworth bu işin zirvesindeki isimlerden biri olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Hiçbir zaman değişmeyen şahsına münhasır ses tonu ve şarkıcılık marifetleri ile ilham kaynağı bir performans sunuyor gözlerimiz önünde. Öndeki monitöre ayağını dayayıp, bacağına yasladığı mikrofon sehpasıyla tamamlanan klasik duruşu ve el kol hareketleriyle kitleyi yönlendirişi tam da onun imzası. Bilhassa da enerjisini kullanma şekli incelenmeli. Malum, söylediği şarkılar her baba yiğidin harcı değil ve bunun için de hele ki yaş faktörü de hesaba katıldığında akılcı bir enerji yönetimi şart. Arkaya gidip geldiği anları izlemek, arada eğilip kafasını uzatarak tam gireceği ana odaklanması güzel detaylar olarak zihnimde yer ediyor.

Yeni albümün deli fişek şarkılarından “The Surgeon” geliyor ki işte tam da bu enerji yönetiminin önemini ortaya koyan o yoğun hararet yaratan şarkılardan biri olarak ortamı sallıyor. “Ironbound” olmazsa olmazlar kategorisinden, hele ki “Elimination” grupla özdeşleşmiş belki de büyük kitlelerce ezbere bilinen en sıkı klasiklerden biri olarak salonun duvarlarında yankılanıyor.

D.D. Verni yaşadığı sağlık problemi sonrası alışılmış performansıyla sahnede. Ağırbaşlı duruşunun ardındaki hınzır ve kışkırtıcı kişiliği sahneden yansıyor. Dizine kadar inen bas gitarıyla orta sahanın beyni ve tüm atakları o yönetiyor. Gitarist Derek Tailer’ın penasını havaya atıp tekrar yakaladığı anlar da bir köşeye not edilmeli. Dave Linsk, vakur ve kendinden emin duruşuyla gitar sololarının altından girip üstünden çıkıyor gözlerimizin önünde. Davulcu Jeramie Kling ise tüm ritim yükünü öyle bir göğüslüyor ki hatta şarkı aralarında hızını alamayıp davul setinin ardından yükselip seyircinin üzerine uçacak denli yüksek bir enerji katıyor sahneye.

Overkill tezahüratının hiç kesilmediği kısa bir ara sonrası tansiyonu tamamen zirveye taşıyan “In Union We Stand” geliyor. Yumruklar sıkılı ve havada. Eh, biraz da gözlerde yaş olabilir. İzninizle ben bir on beş yaşıma gidip geleceğim. İlk dinlediğim anlar, halimizi yine bu aynı anları teneffüz eden kalabalık anlar. Onca yıldır zihnimizde dönüp duran melodiler listesinin başlarından kopup geliyor kulaklarımıza. Tam bir metal marşı. Etrafıma bir göz atıyorum da işte tam burada birlik içinde duruyoruz, müziğin, metal ruhunun yarattığı bu birliğin kıymeti bilinmeli.

Sona doğru bir sürpriz daha gelmesin mi. The Years of Decay albümünden geliyor diyor Bobby Blitz ve “E.vil N.ever D.ies” patlayıveriyor. Uzun yıllardır canlı çalmadıkları şarkı gecenin akılda kalan bir başka parlak anı oluyor. Bir Overkill konseri nasıl kapanır, tabii ki tüm salonun haykırışlarıyla “We don’t care what you say” ve “Fuck You” giriyor. Salon darmadağın, gözünü açıp kapasan kendini yerde bulabilirsin. Bu sene iyi pogo yaptı dedirtecek konserlerin başına yazın derim.

Bir Overkill konserinin en ayırt edici özelliği sizi olduğunuz yere mıhlamasıdır. İşte o bittiğinde salondan ayrılamadığınız konserlerin başında gelir Overkill konserleri. Çıkışa yönelirken, “Az önce seyrettiğiniz performans en özenli haliyle bir örnek teşkil edip elden ele taşınmalı, kulaktan kulağa aktarılmalı bu işe gönül veren müzisyenlere yön vermesi bakımından” diye hayali bir anons dönüyor beynimin içinde.

Kendinizi bu etkinin kollarına bırakın gerisi gelir ve de en güzeli, şarkının dediği gibi işte tam burada birlik içinde duruyoruz.

Emeği geçen herkese sevgilerle…

Fotoğraflar: Barbaros Pakar (@barbartheos)

ROTKA TV YAYINLARINI YOUTUBE ÜZERİNDEN İZLEYEBİLİRSİNİZ

What's your reaction?

tr_TRTurkish