İnsanlar kendi sesleri duymayı neden sevmez?
julia craven’ın populer science’daki yazısından çevrilmiştir.
Kaydedilmiş sesinizi dinlediğinizde nefret ettiyseniz yalnız değilsiniz. Bunun fizyolojik sebepleri nispeten basit diyebiliriz: Sesin üretimi havanın akciğerlerden itilmesiyle diyaframda başlar. Bu haca ses tellerinden yüksek hızlarda geçer ve ses tellerinin saniyede yüzlerce kez titreşmesine sebep olur. Bu titreşimler dil ve ağız tarafından şekillendirilip bir ses oluşturmadan önce boğaza doğru hareket eden perdeler yaratır. Daha sonra bu sesin nasıl algılandığımız iki kategoriye ayrılır: hava iletimi ve kemik iletimi.
Hava iletimi ses kaydımız da dahil olmak üzere çoğu sesi duyma şeklimizdir. Ses dalgaları havadan geçerek kulak kanalına girer ve kulak zarını titreştirir. Ardında bu titreşimler orta kulaktaki minik kemiklere iletilir. Sonra bu titreşimler iç kulaktaki kulak salyangozuna iletilir ve burada da beyne gönderilen elektrik sinyallerine dönüştürülür. Ama kemik iletimi, yani kendi sesimizi gerçek zamanlı olarak duyuşumuz orta kulağı tamamen pas geçer. Bu da ses titreşimlerinin kafatası kemikleri aracılığıyla kulak salyangozuna iletilmesiyle meydana gelir.
Buna rağmen aslında sizin bir uzantınız olan sesinizi sevmemeniz gariptir. Bu fenomeni araştıran araştırmacı bilim insanları, kendi sesimizi beğenmemizi, sesimizin işitme organlarımızda nasıl algılandığının fizyolojisi ile konuşmamızla ilgili psikolojik ve sosyal baskıların bir kombinasyonu olduğuna inanıyor.
Araştırmalar şunu gösteriyor; birinin aktif konuşma sesi, yani konuştuğunuzda diğer insanların duydukları, sesin nasıl algılandığını etkiliyor. Bu durum kişinin sahip olduğu ya da olmadığı belli sosyal niteliklere (zeka, zenginlik, güvenilirlik, uyumluluk, duygusal istikrar ve yeterlilik vb.) dair varsayımlara yol açabiliyor.
Stanford Health Care’den kurul onaylı kulak burun boğaz uzmanı ve baş ve boyun cerrahı Dr. Brian Nuyen “Seslerimiz kendimizi içsel olarak ifade etme ve dış dünyaya sunma biçimimizdir” diyor.
Nuyen “Riskler gerçekten çok yüksek. İnsanlar hızlıca yargıda bulunabilir, insanlar sesimizle ilgili çok ani yargılarda bulunabilirler” diye de ekliyor.
Bu özellikle de cinsiyet değiştirmiş ya da non-binary olup seslerinin toplumsal cinsiyet kimlikleriyle uymadığına inanan bazı kişiler için acı verici olabilir. Bu tip durumlarda ses estetiği uygulamaları yardımcı olabilir.
Pittsburgh Üniversitesi’nde laringoloji bölüm başkanı ve UPMC Ses Hava Yolu ve Yutma Merkezi müdürü Dr. Libby Smith “Bunun büyük bir bileşenlerinden biri uzmanlaşmış birinden alınacak cinsiyet onaylayan ses terapisidir. Bazen ameliyat da gerekebilir ama çoğu zaman bir konuşma patoloğunun birinin kelime seçiminde, ton ve prozodi (konuşmanın melodisi) seçiminde ne yaptığını, bunu nasıl değiştireceğini belirlemesine yardımcı etmek için sağladığı stratejiler ameliyat gerekmezsizin uyum sağlamaya yardımcı olabilir” diyor.
Gazeteciler, CEO’lar, politikacılar, medya mensupları, ünlüler ya da eğitimciler gibi iş alanlarında ses kullananlar da seslerini mesleki çıkarlarına hizmet etmek gibi farklı bir nedenden dolayı değiştirirler.
Dr. Libby Smith “İnsanların iş taleplerini karşılamak için seslerini değiştirmeleri alışılmadık bir durum değil. Bu nedenle kadın gazeteciler ve yayıncılar bazen ses perdelerini biraz düşürürler. Bu, genellikle vocal fry adı verilen bir şeyle yapılır, çünkü ne yazık ki kalın ve boğuk seslerin otoriteyi ifade ettiği yönünde toplumsal bir kabul vardır. Umarım toplum olarak bunu değiştirmek için uğraşıyoruzdur. Ancak şu anda gerçek bu.”
Sesin nasıl duyulduğunu değiştirmek çeşitli yollarla mümkün; nefesiniz ya da diyaframınızla sesinizi destekleme şeklinizi değiştirmekten beğendiğiniz sesi elde etmek için dudaklarınız, diliniz, damağınız ve dişlerinizle sesleri nasıl şekillendirdiğinizi değiştirmeye kadar.
“Birçok kişi sesleri üretme şeklini değiştirebilir ve değiştirir. Nuygen “Ses vücudumuzdaki çok esnek bir araç. Uyum sağlayabilir ve sesimiz de dahil olmak üzere bedensel işlevlerimizi gerçekleştirme şeklimizi değiştirmek için geri bildirim kullanabiliriz” dedi.
görsel: DepositPhotos