İki 18. yüzyıl mimarının fütüristik tasarımları

Eski rejime duyulan hoşnutsuzluk, 18. yüzyılın sonlarında Fransa’da devrimci bir ayaklanmaya dönüşürken, iki mimar Barok ve Rokoko stillerinin dekoratif aşırılıklarını bir kenara attı ve cesur, yeni geometriler aradı. Hugh Aldersey-Williams, Étienne-Louis Boullée ve Claude-Nicolas Ledoux’nun ihtişamlı ve çoğunlukla gerçekleştirilemeyen tasarımlarını gezerek küpler, küreler ve piramitler halinde işlenmiş ütopik idealleri keşfediyor.

Fransızlar, Descartes’ın fiziksel dünya görüşünü altüst eden Newton’a değer vermekte yavaş davrandılar, ama onu keşfettiklerinde de aşkla sarıldılar. Voltaire’in metresi Emilie du Châtelet, Newton’ın büyük eseri Principia Mathematica’nın anlaşılır bir baskısını üretti; fizikçi Pierre-Simon Laplace kendini “Fransız Newton” ilan etti; ve 1787’de, Fransız Devrimi’nden iki yıl önce, sans-culottes’un gelecekteki şampiyonu Jean-Paul Marat, Newton’un Opticks’inin bir çevirisini yayınladı.

Ancak belki de hiçbiri 1784’te Newton’a onun için bir anıt mezar fikrini tasarlayan mimar Étienne-Louis Boullée’den daha fazla değer vermemiştir. ( Newton, 1727’de Westminster Abbey’de gömüldü). Anıt mezar piramitlerden daha uzun, geniş, içi boş bir küre şeklinde olacak ve selvi ağaçlarıyla çevrelenecekti. İç kısımda Newton’un mezarı ve bir mekan bulunacaktı. Başka hiçbir şey olmayacaktı. Tek süsü ışık olacaktı.

Boullée mimarlık üzerine yazdığı Deneme’de kahramanına şöyle hitap eder: “Yüce zihin! Muazzam ve derin deha! İlahi Varlık! Newton! Zayıf yeteneklerimin hürmetini kabul etmeye tenezzül et! Ah, eğer bunu halka açıklamaya cesaret ediyorsam, bunun nedeni bahsedeceğim işte kendimi aştığımdan emin olmamdır. Ey Newton! Işığının menzili ve dehanın yüceliğiyle dünyanın şeklini belirlediysen, o zaman seni keşfinle sarmalamayı tasarladım.”

Anıt hiçbir zaman inşa edilmedi. Ancak Boullée buna rağmen on sekizinci yüzyılın devrimci idealini en iyi şekilde temsil eden mimar olarak öne çıkıyor. Newton’ın birçok keşfinin yolunu açtığı bilimsel devrim, onda ancien régime’i tüketecek olan politik devrimle birleşti ve her ikisi de saf form ve ışıktan oluşan tavizsiz yeni bir mimaride ifade buldu.

Fransız Devrimi ardında çok anıt bırakmasa da, yaşam ve inşaat devam etti ve Boullée’ye göre daha az gösterişli mimarlar gerekti. Bunların başında temiz geometrik formları tercih eden ve önemli bir mimari miras bırakan Claude-Nicolas Ledoux geliyordu.

Claude-Nicolas Ledoux’nun Fransa’nın Chaux yakınlarındaki Arazi Ölçme Uzmanları Evi tasarımının perspektif, kesit ve dış görünümü, 1804 tarihli L’architecture considérée sous le rapport de l’art, des moeurs et de la législation (Mimarlığın sanat, ahlak ve yasama açısından değerlendirilmesi) adlı kitabından alınmıştır. Loue Nehri binanın içinden geçecekti — Kaynak.

İki adam bazı ortak noktalara sahipti: ikisi de nispeten mütevazı burjuva geçmişlerinden geliyordu, ikisi de ressam olmayı isteyerek başlamıştı, ikisi de aynı etkili mimarlık ustasından eğitim almıştı. Yine de Fransız Devrimi’nden önceki ve sonraki çalkantılı yıllarda seçecekleri yollar oldukça farklı olacaktı; biri pratik, diğeri idealist olmayı seçti.

Claude-Nicolas Ledoux’nun Fransa’nın Maupertuis kentindeki Marquis de Montesquiou şatosundaki küresel bahçıvan evi tasarımının perspektif görünümü

Étienne-Louis Boullé’nin Newton’un Anıt Mezarı için yaptığı tasarımın kesit görünümü, 1784

görseller: loc.gov

What's your reaction?