Hey Tatilci, Zeytinyağını Nereden Aldın?
Merhaba tatilci. Bir süre kentten uzaklaşacak ve doğal ortam diye nitelendirdiğin, biraz daha alçak katlı binaların olduğu deniz kenarlarına gideceksin. Bu sırada yiyip içecek, ciğerlerine nefes çekecek, yüzeceksin. Kentteki 11 ayın verdiği sıkıntıyı atacak, doğal olduğunu düşündüğün her şeyi deneyeceksin. Bunların içinde en çok da “organik” sandığın gıda ürünlerini tüketecek, hatta gelirken kente de getireceksin. Peki bütün bunları gerçekten yapmış mı olacaksın yoksa kendini aldatacaksın? Ege kıyılarına gittiysen aldığın zeytinyağının gerçek zeytinyağı olduğunu nereden bileceksin? Üstüne kekik dökülerek sunulması yeterli olacak mı senin için? Ya da bir köylüden almış olman güven verecek mi ürün hakkında sana? “Marketten aldığım üründen iyidir” diye düşüneceksin büyük ihtimalle. Evet, doğru ürünü seçersen aldığına, taşıyıp getirdiğine değecek elbette ama doğru ürünü nasıl bileceksin?
Öncelikle olumlu ve olumsuz tüm ön yargılarını ve eksik bilgilerini kentte bırakıp çıkmalısın yola. Vardığında bilmelisin ki tattığın zeytinyağı 2016 ürünü değildir. Zeytin ekim, kasım, aralık aylarında hasat edilir ve sıkılır. Yani 2016 ürünleri için önümüzde en erken daha 4 ay var. İkincisi plastik şişede almayacaksın. Plastik şişede zeytinyağı oksitlenir. Sızma özelliğini kaybeder ve kanserojen özellik kazanır. Aslında kentte iken meyve suyunu hatta içme suyunu dahi plastik ambalajda almamalısın. Zeytinyağı bu sene plastiği hayatından çıkarmak güzel bir öncülük etmiş olsun sana. Fiyatına ve rengine kanmayacaksın. Litresi 20 liraya zeytinyağı olmaz, uzak duracaksın. Renk zeytinyağında hiçbir zaman belirleyici değildir, içine katılan pamuk yağı, kolon yağı gibi katkılar rengi etkilemeyebilir ve fark edilmez. Teneke veya koyu renk cam şişe konusunda anlaştıysak mutlaka etiketli ürün almalısın. Bu güvenilirlik için çok önemlidir. Etikette yöresi yazar, asit oranı yazar, bunları mutlaka görmelisin. Asit oranının düşük olmasına dikkat edeceksin. Alışverişini yaptıysan şişenin veya tenekenin ağzını açık tutmayacaksın. Soyulmuş elma nasıl durduğu yerde hızla kararır ise zeytinyağı da hava aldıkça oksitlenir. O yüzden şişe veya tenekenin kapak sistemine de dikkat edeceksin.Ben sana şöyle bir öneride de bulunayım; zeytinyağını ekmekle değil, kaşık veya fincanla tat bence. Ekmeğin tadı yanıltmasın seni. Market veya bakkaldan değil, firmalaşmış butik üreticilerden almaya özen göster. Daha çok bilgiler var aktarmam gereken ama şimdilik bunlara dikkat etsen yeter. Bu kriterler dahilinde kaliteli olana önemli oranda yaklaşırsın.
Son olarak; Organik diye satılan her şeye kanma. Organik ürün organik tarım sistemiyle gerçekleşir. Her dakika yanından binlerce araç geçen bir yolun kenarında organik tarım olmaz. İyi tatiller, bilinçli ve sağlıklı tüketimler dilerim.