Haftanın Kitaplığı – 8 Mart 2021

Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye göz atabilirsiniz.

ORHAN PAMUK’A SATMAK İSTEDİĞİM ROMAN – TUGAY KABAN

“Sevgili Orhan Bey. Bu size yazdığım beşinci mektup. Evvelki dört mektubumu henüz okumadığınızı sanıyorum. Size ulaştığını biliyorum. Sizden tekerrüren, bana cevap verme zahmetinde bulunmanızı istirham edeceğim. İlk mektubumda zikrettiğim şeylerin cevaplarını, neden bilmiyorum, yalnızca sizden öğrenebileceğimi düşünüyorum. Bir roman yazmak istediğim konusunda hâlâ ısrarlıyım! Toplumumuzun bütün meselelerini ve biçimlerini yoğuran bir roman!” 
 
Bir yazar kendisinin gölge yazarı olabilir mi? Orhan Pamuk’a bir roman satmak için neler yapılmalı? Mektup yazmanın artık ne kıymeti var? Roman okumak bu devirde ne kadar önemli olabilir? Bir roman yazmak için bir yazara ihtiyaç var mıdır? İnsanın yazar olması için bir şeyler yazması gerekir mi? Bu soruların cevaplarını başka kitaplarda bulabilirseniz, bu kitabı okumanıza gerek yok.

KARŞI SALGIN / GÜNÜMÜZÜN DEĞERLER TARTIŞMASI – KOLEKTİF

Salgın hızla yayılmaya devam ederken dünya sisteminin işleyişi bir kez daha sorgulanır hale gelmiştir. İnsanın bencilliğe eğilimi, ekosisteme verilen zararlar, uzaklaşılan temel değerler… Evvelden beri tartışılanlar bugün yine tartışılmakta; ama günbegün artan farklı bir dünya özlemi bizi hâlâ bir araya getirebilmektedir… Acaba ne kadar umut kaldı? Bu salgından kurtulsak bile dünyayı daha yaşanılabilir bir yer haline getirmeye gücümüz yetecek mi? Bir taraftan insanın çaresizliği, bir taraftan yeni anlamlar üretme çabası… İşte tam da bu noktada sizi çağırmak ve sormak istedik: Hastalıklara, karanlıklara, kötülüklere, değersizliklere ya da değersizleştirmelere rağmen bir karşı salgın yaratmak ve bu salgını yaymak ne kadar mümkün olabilir? İnanın, biz de bilmiyoruz. Kime dokunacak, nereye ulaşacak bu kitap? Kimleri enfekte edebilecek ya da dünyayı ne kadar değiştirebilecek?

ALÂMETLER KİTABI – GAYE BORALIOĞLU

“Şu kâinatta hiçbir şey o kadar sarih değil,” diyor adam kaşlarını çatarak. “Bazı şeylerin bir kısmını biliyoruz, bazen bulutların ardından görüyoruz. Zihnimizde bölünmüş cümleler dolanıyor, öbür yarılarını bulamıyorlar bir türlü. Bir şeyin bir manası var, bir de alâmeti var. Aynı olmuyor ikisi.”

Tükendi Tanrı’nın tüm alâmetleri… Bilinmez bir akıbete doğru tepetaklak gidiliyor. İyi ve kötü, doğru ve yanlış, sevap ve günah birbirine karışıyor. Dualar yerini beddualara bırakıyor. Kötülüğün normalleştiği koca dünyanın altında ezilenler yine masum çocuklar, safdiller, kimsesizler ve âşıklar oluyor.

Alâmetler Kitabı, alacakaranlık bir dünyanın kaotik ilişkilerinin, absürt hallerinin ve ürkütücü sıradanlığının anlatısı.

Gaye Boralıoğlu, insanlığın gidişatına dair alâmetleri kovalıyor. Sınırsız hayal gücü ve duru anlatımıyla, hem bugünü tasvir eden hem de geleceği kestiren eşsiz öykülere imza atıyor.

ARİFE TARİF – VICTOR ANANIAS

Türkiye’de ekolojik yaşamın öncülerinden Victor Ananias, yaşamı boyunca doğanın sunduğu mucizeleri topraktan tezgâha, oradan mutfağa, sofraya ve gönüllere taşıyan bir dost oldu herkes için. Elinin değdiği her yere bereket, şifa ve aşk getirdi. Sofralar kurdu; mutfağında fikirler, insanlar, hayaller de pişti yemeklerin yanında. Ve pek çok canı bir araya topladı Buğday’ın çatısı altında…
Vefatının 10. yılında Victor’un anısına hazırlanan bu kitapta; kendi kaleminden çıkan yazılarla birlikte, dostlarının dilinden onu okuyacak, sağlıklı ve lezzetli tariflerini öğrenecek, bu yemekleri eşsiz kılan sırrı keşfedeceksiniz.

Tüm ‘ama’ları yok eden, yalnız olanı köprülendiren, düşman görüneni konuşulur kılan, akışında bir mücadeleye ortak bir ufuk sunan sükûneti vardı Victor’un; dinleyenini topraklayan, bizlerin yalnızlıkta değil, o, bu, şu diye ayırmayan bir çoklukta durmamız gerektiğini hatırlatan müstesna bir muhabbetti kurduğu. Bu metinler bana yeniden durma, soluklanma imkânı verdi. Mühimi ehemden ayıklamaya fırsat bir sükûnet. Canına değsin Victor! Çoklukta yaşayasın!
Defne KORYÜREK
Gıda Adaleti ve Ekoloji Aktivisti, Yazar

Victor’u çok genç kaybettik. Ektiği tohumlar dünyanın daha güzel ve yaşanılır olması için yeşeriyor. O da düşünen bir varlık olarak doğum ve ölüm sürecinde bu yeryüzü sofrasına oturduğunda ihtiyacı olan kadarını alıp karşılığını fazlasıyla verendi. Ruhu şad olsun.
Musa DAĞDEVİREN
Mutfak Araştırmacısı

Victor ve sepetlerinden taşan meyve, tohum, aş, öykü, şükran, ince dokunuşlar, yaratanla derin bir bağ, doğa sevgisi, buğday başakları… Bir bedende bu kadar çok kıymet buluşur mu diyor insan; Victor’da buluşurdu. Başka türlü bir öyküydü, hiç sonlanmayacak…
Tijen İNALTONG
Araştırmacı, Yazar

SİYAH TOM’UN BALADI – VICTOR LAVALLE

Shırley Jackson Ve Bfa En İyi Novella Ödülü

Korku edebiyatının ustası H. P. Lovecraft’ın “Red Hook’ta Dehşet” öyküsünün yeniden yazımı olan Siyah Tom’un Baladı, idolüne hayranlığını dile getiren bir yazarın güzellemesi olduğu gibi eleştirel bir yaklaşım da barındırıyor. Başka dünyaların kapıları “Beyaz Amerikalı” olmayanlarla dolu sokaklara açılıyor. Uyuyan Kral uyanıyor.

New York. 1924. Charles Thomas Tester evini geçindirmek ve hasta babasına bakabilmek için entrikalı işler yapan yirmi yaşında bir genç. Elinde gitarıyla sokaklarda, beyazların arasında usul usul dolaşan siyah bir müzisyen. Ama pek de şarkı bilmiyor, sesi güzel değil ve gitarı da çok iyi çaldığı söylenemez. Başkalarına göre bir dolandırıcı, oysa bir “eğlence” olarak görüyor kendi yaptıklarını, fakat eğlence de bir yere kadar. Korkunun onun gitarının tellerine dolanacağı gün yaklaşıyor. 

Esrarengiz bir kadına garip şekillerle dolu bir kitap teslim etme işini aldıktan ve Robert Suydam adlı varlıklı bir adamla karşılaşıp tuhaf kütüphanesini ziyaret ettikten sonra hayatı yerle bir olmaya başlıyor. Tekinsiz vakalara meraklı polis memuru Thomas F. Malone’un da devreye girmesiyle birlikte, Charles Thomas Tester ya da yeni adıyla “Siyah Tom”, kendini karanlığın kalbinde buluyor.

Siyah Tom’un Baladı, gündelik gerçekliği sorgulatan bir kozmik dehşet hikâyesi.

“Tuhaf kurgunun ne yapabileceğini ve ne yapması gerektiğini gösteren muhteşem bir örnek.”

Laird Barron

“LaValle, Lovecraft’ın Cthulhu mitosunun altını üstüne getirirken dehasını konuşturuyor.”

Elizabeth Hand

“LaValle, Lovecraft’ın birtakım edebi unsurlarını alıp onları dönüştürerek toplumsal farkındalık yaratıyor.”

Diabolique Magazine

What's your reaction?