Haftanın Kitaplığı – 7 Ocak 2024

Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye göz atabilirsiniz

İmzalı – Kış Uykusu

Yazar: Nuri Bilge Ceylan

Yayınevi: Doğan Kitap

Elinizdeki kitapta Nuri Bilge Ceylan’ın Kış Uykusu filmiyle ilgili pek çok şeyi bir araya getirmeye çalıştık. Sinopsis ve senaryodan yurtiçinde ve dışında film üzerine yazılmış yazılara; yönetmen, oyuncular ve bazı ekip üyeleriyle yapılmış söyleşilerden filmin oluşum sürecinde yönetmenin tuttuğu yapım güncesine kadar pek çok şey… Ve ilk defa gün yüzüne çıkan çok sayıda fotoğraf… Kitapta yer alan senaryo, kurguda atılmış sahneleri de içeren, senaryonun çekim öncesi orijinal ilk hali. Ceylan’ın önceki filmlerinde de yaptığımız gibi yine hiçbir şeyine dokunmadan yayımlıyoruz… Altın Palmiyeli bir Türk filminin nasıl süreçlerden geçerek ortaya çıktığı anlaşılabilsin ve hakkındaki her şey derli toplu bir yerlerde durabilsin diye…

Kış Uykusu’nu izledikten sonra insan, filmin 196 dakikalık süresi içinde hayatının belli belirsiz bir değişim geçirdiği hissine kapılıyor. Ancak bu değişimin ne olduğunu ve nedenini kestirmek kolay olmuyor. Ya da belki hepimiz salondan çıkarken gerçekleşen değişimin ne olduğunu aslında biliyoruz ama tıpkı Kapadokya’daki ıssız otelin sakinleri gibi küçük dünyalarımızda bir böcek gibi yaşadığımızı kabul etmekten korktuğumuz için kendimize bile itiraf etmekten çekiniyoruz… Kış Uykusu’nu bir başyapıt, karanlık ve dumanlı bir destan kılan şey, uçsuz bucaksız derinliği ve insan olma halinin türlü inceliklerini, tüm dikenleri ve renkleriyle çekinmeden anlatıyor oluşudur…” 

Karolina Ginalska, El Espectador Imaginario

“Nuri Bilge Ceylan’ın Kış Uykusu’nu seyrederken, kendi kendime niçin dedim. Niçin her bir anın hakkını veren bu filmin, onca övgü ve yüceltmenin yanında ‘çok uzun’ diye muzipçe dedikodusu yapıldı? Neydi uzun olan; diyaloglar mı, sahneler mi, hiç kesintiye uğramayan asap bozucu tutarlılığı mı? Sanıyorum seyircinin katlandığı dürüstlüktü uzun olan. Nuri Bilge Ceylan’ın ve muazzam bir senarist olan Ebru Ceylan’ın teklif ettiği hikâye, kolay kolay kimsenin teslim alamayacağı itiraftı. Düşünce üstüne düşünmenin –hele bu topraklarda– ne kadar güç olduğunu hatırlatmaktı. Acı bir dille içten içe eğlendiren tuhaf bir açık sözlülüktü perdeye yansıyan…” 

Sema Kaygusuz, T24

“Bu müthiş film, üzerimde hayatım boyunca çıkmayacak bir iz bıraktı, ruhumda tuhaf bir tedirginlik, korku ve melankoli uyandırdı. Hayatları yitip gitmiş bu karakterlerle uzaktan bile olsa bir tür bağımızın olabileceği düşüncesinin yol açtığı sinsi bir kaygı. Ve günün birinde onlara çok daha fazla benzeyeceğimizi biliyor olmanın sonsuz hüznü…” 

Pierre Murat, Télérama

“Bir gün şehre farklı bir film çıkagelir. Yüzeyinde basit, neredeyse alçakgönüllü bir görünüm takınıp hikâyesini ve evrenindeki karakterleri parça parça inşa eder. İzlerken ritmiyle büyülenirsiniz. Film de size çaktırmadan burnunuzun ucuna kadar sokulur, en beklemediğiniz anda da gırtlağınıza yapışır. Kış Uykusu benim için böyle bir filmdi. Beni mahvetti…” 

Nandia Foteini Vlachou, I know where I’m going

Sinema ve Cinsiyet – Afişten Jeneriğe James Bond Filmlerinde Kadın

Yazar: Hakan Alp

Yayınevi: Kriter

Sinema ve Cinsiyet: Afişten Jeneriğe James Bond Filmlerinde Kadın” adlı bu kitap, sinema sanatının toplumsal cinsiyet algıları üzerindeki derin etkisini James Bond serisi üzerinden inceliyor. Yıllar boyunca sinemada yaşanan evrimin bir aynası olarak James Bond filmlerindeki kadın karakterlerin dönüşümüne odaklanan eser, sinema ile kültürel normlar ve cinsiyet rolleri arasındaki etkileşimi ele alıyor. Erken dönem filmlerde cinsel obje olarak gösterilen kadınlar, zamanla bağımsız ve güçlü karakterlere dönüşürken, bu değişim sinemanın toplumsal cinsiyet rollerine etkisini gözler önüne seriyor. Akademik derinlikle ve eleştirel bir bakış açısıyla kaleme alınan bu çalışma, sinema tutkunları ve toplumsal cinsiyet çalışmalarına ilgi duyan herkes için değerli bir kaynak niteliğinde.

Küçük Tilkili Kadın

Yazar: Violette Leduc

Çevirmen: Berna Günen

Yayınevi: Can Yayınları

“Tilki, kapanın elinde kalacaktı ama kadın diğerlerinden daha baskın çıkmıştı. Herkes uyuyordu ve ona rastlayan kendisi olmuştu.”

Paris’te, çatı katında küçücük bir dairede yoksulluğun sınırlarında yaşayan ve yine de hayatta kalmaya çalışan yaşlı bir kadın her sabah metronun gürültüsünü dinleyerek kahve çekirdeklerini sayıyor. Sırf diğer insanların sıcaklığını hissetmek için son parasıyla kalabalık metro vagonlarına biniyor, yiyecek bulmak için çöp kutularını karıştırıyor. Derken günün birinde küçük bir tilki kürkü buluyor, diğer bir deyişle kurtuluşunun anahtarını, yalnızlığını kendi uydurduğu eğlenceli bir dünyaya dönüştüren arkadaşını…

Küçük Tilkili Kadın, büyükşehirlerde hissettiğimiz görünmezliğin ve nihayet dünyadaki yerini geri kazanan bir kadının tüy hafifliğinde bir dokunuşla yazılmış hikâyesi, küçük bir mücevher.

“Violette Leduc’ün romanları dâhiyane olduğu kadar sıra dışı.”

Deborah Levy

Anadolu Oyuncak Kültürü

Yazar: Kolektif

Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Oyuncak denilince çocuk, çocuk denilince oyuncak akla gelir. Anadolu Oyuncak Kültürü, yirmi yıldan fazla bir süre çalışılarak toplanan obje, bilgi ve fotoğrafların disiplinler arası bir tasnif ve uzman değerlendirmeleriyle ortaya çıktı. Çocuklar kadar yetişkinler için de önemli olan oyunlar ve oyuncaklar, insanlığın geride bıraktığı binyıllar, yüzyıllar boyunca toprak altında bulunmayı bekleyenler bir yana ya yok olup gidiyor ya da dünyanın dört bir köşesinde müzelerde, özel koleksiyonlarda kendine yer bulup korunuyor.Her türden oyuncak, hayatın her döneminde çocuğun, yetişkinin en yakın arkadaşı. Bu yüzden “oyuncu insan” kavramının kullanılmaya başlandığı yıllardan beri konu üzerinde ciddiyetle duranlar “oyun” ve “oyuncak” ikilisini birbirinden ayırmazlar. Anadolu Oyuncak Kültürü de bu anlayışın bir sonucu.

Tanrı’nın Kulesi Cilt – 4

Yazar: Siu

Yayınevi: Athica Yayınları

SAKLAMBAÇ BAŞLADI.
KARŞILARINDA ÇOKTAN KULENİN ZİRVESİNE ULAŞMIŞ BİR RÜTBELİ VAR!
FIRSAT KOLLAMALILAR!

Dünyalar Arasında

Yazar: Ayhan Geçgin

Yayınevi: Metis Yayınları

Dünyalararasında kıyamet sonrası bir dünyanın mesafeli dili ve uzlaşmaz üslubuyla yazılmış kısa ama yoğun bir edebi-felsefi metin.

Yazarın Uzun Yürüyüş’ünü okumuş olanlara aşina gelecek bir coğrafyada geçiyor roman. Bu sert iklimde dondurularak muhafaza edilmiş bir an, yazının imkânları ile geriliyor, çekiliyor, doku ve boyut değiştiriyor: Soyut ve saydam bir hale gelirken içinde buzullaşmış, tortulaşmış, fosilleşmiş birtakım şeyler, anılar, kırımlar, hayatiyetler de açığa çıkıyor.

YAZAR HAKKINDA: Ayhan Geçgin 1970 İstanbul doğumlu. Ortadoğu Teknik Üniversitesi Felsefe Bölümü’nü bitirdi. 2003’te yayımladığımız ilk romanı Kenarda’yı, Gençlik Düşü (2006), Son Adım (2011), Uzun Yürüyüş (2015) ve 2020 Orhan Kemal Roman Armağanı’nı alan Bir Dava (2019) izledi. Behçet Çelik ve Barış Bıçakçı ile konuşmaları Kurbağalara İnanıyorum adıyla kitaplaştı (İletişim, 2016). Uzun Yürüyüş Fransızca ve İtalyancaya çevrildi. İstanbul’da yaşıyor.

What's your reaction?

tr_TRTurkish