Haftanın Kitaplığı – 6 Kasım 2023

Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye göz atabilirsiniz

Sözcükleri Tadan Adam – Duyularımızın Tuhaf ve Ürpertici Dünyası

Yazar: Guy Leschziner

Çevirmen: Deniz Keskin

Yayınevi: Metis Yayınları

“Bu kitapta sizleri duyuları bir şekilde değişikliğe uğramış, farklılaşmış, dünyalarının belli bir kısmına dair algıları azalmış veya artmış, gerçekliğe dair fikirleri duyuları tarafından sıradışı ve çoğunlukla da şaşırtıcı şekillerde biçimlendirilen çok sayıda insanla tanıştıracağım. Bunlardan bazıları doğuştan itibaren böyle yaşamış, bazılarıysa hayatlarının ileriki aşamalarında deneyimleri değişikliğe uğramış olan insanlar. 

“Nörolojide öteden beri geçerli olan bir ilke vardır: Bir sistemde terslik yaşandığı zaman onu incelediğimizde, sistemin normal işlevine dair kavrayışımız artar. Bu kitapta aktarılan hikâyeler duyularımızın –her birimiz açısından– kısıtlarını ve tuhaflıklarını, sinir sistemimizin yapısal ve işlevsel bütünlüğüne ne kadar bağımlı olduklarını ve daha da önemlisi, her birimizin dünyaya dair algısının gerçeklikten epeyce farklı olabileceğini açık seçik ortaya koyuyor. Bu insanların tecrübeleri gerçekliğin tabiatına ve insan olmanın ne demek olduğuna dair sorular ortaya atıyor.”

Hiç fiziksel acı hissetmeyen Paul, kör olduğu halde etrafında zombi yüzleri gören Nina, sürekli ölüm ve çürüme kokusu alan Joanne, sıcak nesneleri soğuk, soğuk nesneleri de sıcak gibi hisseden Alison, sözcüklerin tadını alan James ve daha niceleri… Nörolog Guy Leschziner bu kişilerin hikâyelerini, alışılmadık durumlarının neden ve sonuçlarını anlatırken, konuya sadece bilimsel değil insani bir açıdan da yaklaşarak bize her yaşamın kendi içinde biricik ve değerli olduğunu hatırlatıyor.

Tanrı ve Memeli Hayvanlar

Yazar: Zeynep Kaçar

Yayınevi: Doğan Kitap

“Toplu taşımada yan koltuğumdaki açık bacaklar, öğrenci işleri memurunun kızgın kaşları, patronlarım girip çıktığım yüzlerce işyerinde, işyeri dediğim market, asansördeki gergin amca, keskin gözleri çarşı esnafının, tüm kahraman gece bekçileri karanlık sokakların ama özellikle siz, siz, kim olduğunu bile bilmediğim beyefendiler, benden epey büyük abiler, evli barklı mutsuzlar, bekâr ve çapkın bey amcalar, yanımdan geçip giden tüm yabancılar. Hepiniz hoş geldiniz. Ve karşınızda ben, arzunuzun nesnesi, hayallerinizin prensesi, fantezilerinizin famfateli, minik ama dişi, küçük ama şehvetli, masumca edepsiz, ne yapsa baştan çıkarıcı, ağzı var dili yok, fındık içi kadar bir beyin, seks bombanız, yirmi iki yaşında, tam da üreme çağında, memelilerin en memelisi, önünüzde saygıyla eğiliyorum.”

Nazende sevgili, melek anne ya da baştan çıkarıcı bir fettan olmayı reddedenler. Kendi olmak uğraşında en ön safta çarpışanlar. Yasemin, Filiz, Defne ve diğerleri… Aşina olduğumuz isimler belki ama sizin bildiğiniz kadınlardan değiller. İnsan yiyerek devleşenler, figüranı olduğu romana isyan edip firar edenler, öfkelenen, acıkan, canı sıkılan, kafa tutan, devasa memeliler… Çılgın kadınlar panayırı burası.

Kabuk ve Yalnız romanlarıyla okurlardan büyük ilgi gören Zeynep Kaçar’dan sarsıcı, uzun süre etkisinden çıkamayacağınız öyküler.

Memento Mori

Yazar: Muriel Spark

Çevirmen: Püren Özgören

Yayınevi: Siren Yayınları

Lettie Colston ve yetmişini çoktan devirmiş arkadaşları, günün birinde isimsiz telefonlar almaya başlarlar. Arayan kişi tek bir şey söyleyip kapatıyordur: Öleceğini hatırla. Çağrılar geledursun, yaşamlarının sonbaharını süren kahramanlar günlük işlerine devam etmeye çabalarlar.

Yazınsal dehası ile her zaman çağının ilerisinde yer almış olan Muriel Spark, bu karanlık fakat eğlenceli romanda her faninin yaşamını gölgeleyen bir gerçeği, ölüm bilgisiyle yaşamı ele alıyor. Başlangıçlarla sonlara, dürüstlükle entrikaya ve insanların çocukluktan yaşlılığa değin oynadıkları oyunlara odaklanan bu roman, her soluğu söndüren olguyu isimsiz bir kahraman olarak olayların kalbine yerleştiriyor ve kahramanların yaşamlarının sarpa sarmasını izliyor. 

‘’İnsanın ölümünü anımsaması, kısaca, bir yaşam biçimidir.’’

Birleşmeler

Yazar: Robert Musil

Çevirmen: Anıl Alacaoğlu

Yayınevi: Can Yayınları

Her şey susuyor ve bekliyordu, her şey onlar yüzünden oradaydı… Sonsuza dek uzanan parlak bir iplik gibi dünyanın içinden geçen zaman, bu odanın ortasından, bu iki insanın ortasından geçiyor gibi görünüyordu…

Musil’in ilk dönem eserlerinden olan Birleşmeler, merkezinde kadın karakterlerin yer aldığı “Aşkın Tamamlanışı” ve “Sakin Veronika’nın Baştan Çıkışı” adlı iki uzun öyküden oluşuyor. Bu iki öyküyü dünya edebiyatının en girift eserlerinden kabul eden eleştirmenlere göre Musil okura, başyapıtı Niteliksiz Adam’da mükemmelleştireceği yüksek modernist üslubunun erken bir görüntüsünü sunuyor.

“Musil; Mann, Joyce ya da Beckett gibi büyük modern yazarlardan biri olmasının yanı sıra dönemimizi şekillendiren ve tanımlayan sorunlarla yüzleşme cesareti gösteren bir avuç insandan da biri…”

Boston Review

Evlilik Portresi

Yazar: Maggie O’Farrell

Yayınevi: Domingo Yayınevi

1550’ler Floransa’sı… Grandük Cosimo de’ Medici’nin üçüncü kızı Lucrezia, çizim konusunda eşsiz yeteneğe sahip, hayal gücü sınır tanımayan bir çocuk; gösterişli palazzo’daki gösterişsiz, unutulmuş konumundan fazlasıyla hoşnut. Ablasının beklenmedik ölümüyle Lucrezia ilk kez kendini ilginin merkezinde buluyor. Ablası yerine, Ferrara Dükü Alfonso’yla evlenmek zorunda.

Lucrezia, henüz on beşinde ve kafası karmakarışık bir şekilde, pek de hoş karşılanmadığı muammalarla dolu bir sarayda buluyor kendini. Muammaların en büyüğü ise kocası. Hangisi gerçek? Düğün zamanı muziplikleriyle ve neşesiyle onu kendine çeken adam mı, yoksa kendi kız kardeşlerinin bile karşısında titremesine neden olan despot yönetici mi? Bir tek şey ayan beyan ortada: Lucrezia’nın sarayda var olabilmesi, ailenin iktidarını devam ettirecek bir vâris doğurmasına bağlı. 

Maggie O’Farrell ödüllü kitabı Hamnet’tan sonra bu kez Rönesans İtalya’sında bir kadının kaderine karşı ayakta –ve hayatta– kalma mücadelesini anlatıyor. Tarihin donukluğunu kelimeleriyle canlandırarak okura bir Rönesans tablosu kadar çarpıcı bir hikâye sunuyor. 
“O’Farrell, en basit tarifiyle, benzersiz.” –Guardian

Tarihçinin Zanaatı – Tarih Araştırması İçin Bir Rehber

Yazar: Zachary M. Schrag

Çevirmen: Semih Türkoğlu

Yayınevi: VakıfBank Kültür Yayınları

Ekim 1827’de Leopold von Ranke, Viyana’daki bir devlet dairesine okumak istediği resmî evrakın künyelerinin bulunduğu bir kâğıdı sunarak başvuruda bulundu. O zaman için bu talep abes karşılanmıştı, zira memurlar gizli notları, şifreli belgeleri ve diplomatik yazışmaları ziyarete gelen “tarihçilerin” işine yarasın diye saklamamışlardı. Ranke’nin arkasında Başbakan Klemens von Metternich de dâhil nüfuzlu devlet ricali olması önce Viyana’daki, sonra da Venedik’teki arşivlerin kapılarını açtı. Ranke’nin arşivlerde gördükleri onu hayrete düşürmüş, zira 17. yüzyıla ait orijinal belgeleri okuyunca mevcut iki yüz yıllık anlatılarla çelişen yeni bir hikâye görmüştü.

Modern tarihçiler iki yüzyılı aşkın bir süredir Ranke’nin zanaatının izinden mesleklerini şekillendirdi. Son iki asır içinde tarihyazmı, tarih felsefesi ve kuramı üzerinde yoğun tartışmalar, değişen eğilimler gözlendi. Her geçen gün tarihçilerin kaynakları çeşitlendi. Gazete ve dergiler, kütüphaneler, açık erişim görsel ve yazılı kaynaklar, hususi arşivler, müzeler, büyük veriler, istatistik kayıtları, dijital kataloglar, ben anlatıları ve diğer birçok kaynak günümüz tarihçilerinin masasında. Bunları okumak, notlandırmak, fişlemek ve en önemlisi bir kitap, makale ya da tez hâline getirmek tarihçinin meşakkatli zanaatını teşkil ediyor. George Mason Üniversitesi tarih bölümü hocalarından Zachary M. Schrag’ın Tarihçinin Zanaatı Tarih Araştırması için Bir Rehber’i başta lisans ve lisans üstü eğitimine devam eden tarih talebeleri olmak üzere, masasına tarih yazmak için oturan herkesin elinden düşürmeyeceği bir kitap.

What's your reaction?