Haftanın Kitaplığı – 4 Şubat 2024

Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye göz atabilirsiniz

Kurgu Hedef Tahtasında – Edebiyatın Savunusu

Yazar: Gregory Jusdanis

Yayınevi: İletişim Yayınları

Gregory Jusdanis geçmişten günümüze sanat ve edebiyatın toplum içindeki yerinin, öneminin sorgulandığı fikrinden yola çıkarak çağımızda, gelişen teknolojik imkânları da işin içine katarak, bu sorgunun nasıl şekillendiğini inceliyor. Kurgu Hedef Tahtasında hem her çağın bu sorgu karşısında geliştirdiği savunuyu örnekler üzerinden gösteriyor hem de çağımızın saldırılarına karşı edebiyatın savunusunun ne yönde olabileceğini tartışıyor. Bu tartışmayı da geri kalan her şeyi gözardı eden estetik bir özerklik değil, belki bir yarı özerklik önererek; edebiyatın aynı anda ayrı bir sanat formu ve toplumun bir parçası olabileceği fikri üzerinden temellendiriyor. Tabii, gerçek ile kurgu arasındaki ayrımın tartışılmaz önemine de dikkat çekerek…

Edebiyatın, toplum ve çağın içindeki rolüne dair temel tartışmaya ufuk açıcı bir bakış…

Gomaşinen, Hatırlıyorum

Yazar: Ruşen Çakır

Yayınevi: Metis Yayınları

“35 yıllık gazeteciyim. Türkçenin dışında, Fransızca ve İngilizceyi anlayabiliyorum, konuşabiliyorum, yazabiliyorum da; ama kendi anadilim olan Lazcayı bilmiyorum. Birkaç kelimeden ibaret bir Lazca bilgim var. Bu da benim hayattaki en büyük ukdelerimden birisi. Bu nedenle, 35 yıllık gazetecilik hayatımdan kesitleri aktarmayı hedeflediğim bu podcast dizisinin başlığını ‘Gomaşinen’ olarak seçtim. Yani: Hatırlıyorum.”

Bu girişi ilk kez 5 Eylül 2020’de kullandım. İlk kez bir podcast dizisi yapıyordum. Hedefim gazetecilik hayatımı anlatmaktı. İlk bölümün başlığı “Çöl çadırında Erbakan Kaddafi görüşmesi”ydi zira bu olay meslek hayatımda bizzat şahit olduğum acayip bir skandaldı. 

Belli bir ilgi gören diziyi bir yerde sonlandırmak gerekiyordu. 16 Temmuz 2022’de “Bir ömür gazetecilik” başlıklı 100. bölümle noktayı koydum. 

Ama eski kuşak gazeteci olduğum için Gomaşinen’in yazılı olarak da varlığını sürdürmesini istedim ve içinden yaptığımız seçmelerle elinizdeki kitap çıktı. Ve gazetecilikte 40. yılın eşiğindeyim. 
— Ruşen Çakır

Gelecek Sizin

Yazar: Anne Jirsch

Çevirmen: Eren Kanat

Yayınevi: Sola Unitas

“Hepimiz, bir noktada, geçmişi görebilme avantajına sahip olmayı dilemişizdir ya da “Keşke şimdi bildiklerimi o zaman da bilseydim.’’ diye düşünmüşüzdür. Şu anda zamanda geriye yolculuk yapabildiğinizi ve kendinizle konuşabildiğinizi hayal edin. Ne gibi tavsiyelerde bulunurdunuz? Hayatınızda kimlerin olması ve kimlerden kaçınmanız gerektiği, hangi kariyer hamlelerini yapmanız ve yeteneklerinizi nasıl geliştirmeniz gerektiği konusunda net bilgiler vereceğinize şüphe yok. Eminim kiminle evleneceğiniz, kiminle yaşayacağınız ve nereden ev alacağınız konusunda bile söyleyecek bir şeyleriniz olurdu.”
Peki ya gelecek? Anne Jirsch’in etkileyeci ve dikkat çekici metodu olan Gelecek Yaşam İlerlemesi (FLP) ile artık o da mümkün!
FLP, beş veya on yıl sonra nerede olacağınızı ve bu bilgiyi bugünkü sorunlarınızı ve ikilemlerinizi çözmek için nasıl kullanacağınızı görmenizi sağlıyor.
Anne Jirsch, içten ve olumlu bir tarzla FLP`nin deneyimlerini paylaşırken, bu kolay uygulanabilir teknikle insanların yaşadığı olağanüstü dönüşümleri anlatan vakaları açığa çıkarıyor. GELECEK SİZİN,  içgüdülerinizi nasıl kullanacağınızı ve kaderinizi nasıl şekillendireceğinizi göstererek, size kendi iç bilgeliğinizi keşfetme fırsatı sunuyor.

Bambaşka Kediler

Yazar: Selçuk Demirel

Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Yeni yılda Selçuk Demirel’den yeni bir kitap, hem de bol kedili:
Bambaşka Kediler
Selçuk Demirel’in son yirmi yılda çizdiği yaklaşık 250 kedi resminden oluşan bu kitaba Bilge Karasu, T.S. Eliot, John Berger, Baudelaire, Turgut Uyar, Charles Bukowski, İlhan Berk, Orhan Duru gibi kedi dostu/delisi yazar ve şairler de eşlik ediyor. Selçuk Demirel’in “bambaşka kedileri” kitaptan kucağınıza fırlayıp size sırnaşacakmış hissi uyandırıyor.

“… Kediler aklımızdan geçmezler sadece, kalbimizden de geçerler. Selçuk’unkiler akıldan süzülüp kalpte bekletildikten sonra bize görünür olurlar. Onların çevikliğini zekasına aktarmış bir çizerle karşı karşıyayız…
Kediler bu dünyada yalnız yaşadıklarına inanırlar. Böylece gordükleri her şeye şaşarlar. Kedi görüldüğünü gördüğü anda çok şaşırır. Sanki görünmez olduğunu sanır. Yazarların insanları tanımlamak için kullandığı sıfatları, Selçuk kedilerin yüzünde verir. Çizdiği bazı kediler boyanmayı bekler, bazıları zayıflamayı, bazıları da şeffaf kalmayı…”
Tarhan Gürhan
“Kedilere benzeyebilseydik keşke. Öyle diyesim geliyor sık sık, bu son yıllarda. Yaşadıkları anın iyicene farkındalar gibi…”
Bilge Karasu
“Yine de bugün kendi kendime kedilere yer olmadığını söyledim. Zaman değil yer, çünkü kediler hiç fark ettirmeden zaman içinde süzülebiliyor. Yer yok.”
John Berger

Öksüz Kaptan – İzmirden Londra’ya Bir Yolculuk

Yazar: Ali Rıza

Yayınevi: VakıfBank Kültür Yayınları

Öksüz: “Tiyatroyu methederdiniz. Hakikat methe seza imiş. Çünkü eğlenilecek ve hem oyunundan mevzuundan insan istifade edebilecek.”
Jocetyn: “Evet efendim… Tiyatronun icadı asıl bu maksada mebnidir. Tiyatrolar istifade ve tahsil-i edep için icat olunmuş bir eğlence mahallidir. Fakat bu istifade aktris seçmek veya aktörlerin yalnız vaziyetine dikkat ile vakit geçirmekle kabil değildir. Eğer icra edilen lubiyat hakikat istifade niyetiyle temaşa olunursa pek müfit ve aksi hâlinde gayet muzırdır.”

Edebiyatımızın unutulmuş romanlarından biri olan Öksüz Kaptan, İzmirli öksüz bir çocuk olan Süleyman’ın hikâyesine odaklanırken aynı zamanda bizleri 1845 yılının İzmir ve Londra’sına yolculuğa çıkarıyor. Her iki şehrin gündelik hayatının ayrıntılarıyla anlatıldığı bu metinde hem yerel hem de küresel veçheleri olan bir dünyayla karşılaşıyoruz. Felaketlere ve kötülüklere maruz kalan bir kişinin usta bir kaptana dönüşme serüveni, 1840’ların ticari, hukuki ve sosyal şartlarıyla kesişerek gözler önüne seriliyor. Homeros ve Süleyman Bey arasında kurulan bağlantıların yanında edebiyatımızın operaya dair ilk temsillerinden biriyle de Öksüz Kaptan’da karşılaşıyoruz. Elinizdeki roman, yerelliğin, milliğin, küreselliğin ve kozmopolitliğin özgül bir terkibi…

Göç ve Belediyeler: İktidar ve Muhalefet Perspektifleri

Yazar: Ercüment Akdeniz

Yayınevi: Tekin Yayınevi

Ercüment Akdeniz’in Göç ve Belediyeler kitabı üzerinde yükseldiği persektif bakımından liberal göç yönetimi politikalarını mahkûm etmekle kalmıyor, köklü bir çözümün siyasal toplumsal düzenin değişmesiyle mümkün olduğunu en baştan vurguluyor. Çözüm bekleyen acil sorunlara dair acil çözüm önerilerini detaylı olarak sıralayan Akdeniz, söz konusu güncel talep ve önermelerin sadece yerelleri değil merkezi iktidarı da ilgilendiren kapsamlı bir mücadelenin konusu olduğunu kitabın hemen her satırında okuyucuya hatırlatan bir tarzla ele alıyor.
 
Kitabın cevap aradığı bazı sorular:
·       Göç konusunda belediyeler nasıl bir sınav veriyor? İdari, mali, hukuki yapıdaki sorunlar nelerdir? Dünya Belediyeler Birliği Türkiye belediyelerine nasıl bir rol biçiyor?
·       Göç konusunda iktidar ve muhalefet perspektiflerinin kapsamlı bir değerlendirmesini yaparken nelere dikkat edilmelidir?
·       Göçmen emekçilerle neredeyse özdeşleşen iş cinayetlerinde yerel yönetimlerin rolü nedir?
·       Entegrasyon mu bir arada yaşam mı?
·       İktidar… Muhalefet… Hangi belediye ne dedi, ne yaptı?
·       Yeni tehlike: neo faşizm. Aşırı sağın panzehiri ne olabilir?
·       Göçmenler seçimlerde nasıl araçsallaştırılıyor? Bunu engellemenin bir yolu var mı?
·       Yoksul yurttaşlar ve göçmenler mağdur; “paydaşlar” ise memnun: RESLOG nedir? ve şehirleri kim için ve nasıl göçmen deposuna çevirmektedir?
·       Önyargı duvarlarını yerelden yıkmak: Irkçılığa ve ayrımcılığa karşı ortak mücadelenin olanakları.
·       AKP’nin sosyal yardım rejimi ile sosyal haklar mücadelesinin bir başka karşılaşma alanı olarak iktidarın göç politikaları neyi amaçlıyor?
·       Göç politikalarında olumlu örnekler var mı?
·       Ne yapmalı, ne yapmamalı?
“Bu kitap “yerel yönetim” kavramının hegemonik tezahürlerini alt üst ederek, bir arada yaşamın ihtimallerine dair akademik ve politik çalışmalara büyük bir katkı sunuyor” DR. SİBEL KARADAĞ
“Ercüment Akdeniz, bu çalışmasıyla göçmenler üzerinden yürütülmekte olan kent ve yerel yönetim politikalarının ne türden “yeni” sorunlara neden olduğunu ve bu sürecin uluslararası ilişkilerini ortaya koyuyor”  PROF. DR. ONUR HAMZAOĞLU
 
Göç ve iltica süreçlerine dair derin saha bilgisiyle öncü çalışmalara imza atan Ercüment Akdeniz, yerel yönetim politikalarına ilişkin kapsamlı bir tablo ve farklı bir perspektif ortaya koyuyor” PROF. DR. CENK SARAÇOĞLU
 
Kitabın, yaklaşan yerel seçimler öncesinde güncelliğini yitirmeyen bir tartışma konusu olan göç konusunda okurlara toplumcu bir perspektif sunan önemli bir kılavuz olacağını umuyoruz.

What's your reaction?