Haftanın Kitaplığı – 27 Aralık 2021

Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye göz atabilirsiniz

MAYMUN PENÇESİ VE DİĞER ÖYKÜLER – W. W. JACOBS

“‘Maymun Pençesi’, gücünü yas tutan bir ailenin kederinden alan yürek parçalayıcı bir hikâye anlatır ve en sevdiğim korku öykülerinden biridir.” –Nathan Ballingrud

“Maymun Pençesi” öyküsüyle Stephen King ve Ray Bradbury gibi usta yazarları, The X-Files, The Twilight Zone, Buffy the Vampire Slayer gibi popüler kültür eserlerini etkileyen Jacobs, korku edebiyatının mihenk taşlarından biri. Maymun Pençesi ve Diğer Öyküler ise korkunun psikolojik tarafına eğilmesiyle dikkat çeken yazarın, dehşeti doğrudan göstermekten ziyade ürkünçlük ve ürperti odaklı üslubunu yansıttığı öykülerden oluşan bir derleme.

Bu kitapta, dilekleri korkunç bir şekilde yerine getiren büyülü bir maymun pençesini, kardeşlere musallat olan bir hayaleti, kimsenin kalmaya cesaret edemediği bir evde geçirilen bir geceyi, çalıntı bir elmasın sebep olduğu korkunç ölümleri, hortlaklara inanıp inanmamak arasında gidip gelenlerin başlarına gelen tekinsiz olayları, dehşet verici bir sırrın saklandığı bir kuyuyu anlatan, akıl ile batıl arasında gezinen öyküler bulacaksınız.

Ne dilediğine dikkat et!

SEVDALI TUTSAK – JEAN GENET

Jean Genet’ye yaklaşık yirmi yıl süren yazınsal sessizliğini bozduran son kitabı Sevdalı Tutsak’ı sunuyoruz bu kez. Yazarın 70’li yıllarda Filistinlilerin ve siyah Amerikalı devrimcilerin arasında yaşadıklarını anlattığı Sevdalı Tutsak, 1986 yılında yayımlandığında yolunu şaşırmış, yaşlı bir aşırı solcunun yazdığı “terörist” bir metin olarak yuhalansa da, Genet’nin edebiyatçı olarak değerinin bir kez daha teyit edilmesini sağlamıştı. Proust ve Céline’le eş tutulan yazarın ilk dönem yapıtlarının “bütün o kutsal ateşi ve şiiri”nin Sevdalı Tutsak’ta da var olduğuna dikkat çekilmişti. Filistin halkının derin acısında esin bulan, İsrail’in Sabra ve Şatila’daki Filistin kamplarında giriştiği katliamlar karşısında şok geçiren Genet’nin bu yapıtında sanatını, siyasi duruşunu ve insanlığını bir arada buluyoruz. Zira yazar Sevdalı Tutsak’ta 1970-1984 yılları arasında Filistin kamplarında ve Amerika’da Kara Panterler’in yanında yaşadıklarını anlatmakla kalmıyor, edebiyat ve felsefe hakkındaki görüşünü, yaşam anlayışını, gerçek arayışını da büyük bir ironiyle ve bağımsız bir ruhla dile getiriyor. “Gerçeğin içindeki güzelliği arıyorum” diyordu Jean-Paul Sartre’ın azizlik payesi verdiği Genet. Onun için gerçeğin peşinde koşmak belki de tek varoluş nedeniydi. Filistin, politik bir yansımadan çok geçmişi, kendisi ve bir halkla yüzleşme alanıydı. El Fetih’le çıktığı yolculukta gördüğü, hissettiği, yaşadığı her şeyin kendi yaşamında bir karşılığı vardı. İsyan eden halklar çekiyordu Genet’yi. Sevdalı Tutsak, gerçeğe ulaşmak uğruna görünenin altındakini amansızca kurcalayan, Filistin hareketi ve kendisiyle hesaplaşan bir yazarın acıyı, hüznü, ama aynı zamanda umudu da barındıran “entelektüel” çığlığıdır. Genet uzmanı Albert Dichy’nin “hastalığın ve ölümün gölgesinde” yazılmış ve yüzyılın son devrimcilerine ithaf edilmiş anıtsal bir yapıt olarak nitelediği bu kitabın, yazarın en önemli yapıtlarını okurla buluşturmak üzere çıktığımız yolculukta görkemli bir durak olacağı inancındayız.

GÖR BAĞIR – FUAT SEVİMAY

Devam edemeyenler, aşkı bedel ödemek sayanlar, basamağa damlayan kanlar, ölü balık gibi bakanlar, iyiler, kötü ve çirkinler, nişan alanlar, hep bir ağızdan haykıranlar, Medusa başları ve aç kalan İsalar.

Fuat Sevimay, yeni öykü kitabı Gör Bağır ile tamir edilmeyi bekleyen bir makinenin parçalarını gösteriyor bize. Aramızdakileri değil, doğrudan bizi, hem de lafı eğip bükmeden anlatmayı yeğliyor. Bir duygu ortaklığı kuruyor yabancı saydıklarımızla aramızda.

“Neşeli günlerdik her şeye rağmen. Millet Corona’dan takır takır kırılıyor, dükkânlar, iş yerleri hepten kapalı, turuncu kafa Amerikan yavşağı her gün bir laf yumurtluyor ama olsun. Biz dalgamızda dümenimizdeyiz. Tipi kayıklar mahallede Allah’ın günü bangır bangır bağırıyor. Döviz almış başını gidiyor, cep delik cepken delik, işsiziz ve yarınımız belirsiz ama olsun. İnceden inceye muhabbetimize bakıyoruz. Bizim mahalleden sahile indiğimiz köşede FEB Bankası var ya hani, tabelası yanarken bütün gece ışık ışık ve hani ben güzeller güzeli Emel’e sırılsıklam âşık.”

RADİKAL İRADE ÜSLUPLARI – SUSAN SONTAG

Radikal İrade Üslupları, Susan Sontag’ın sanat, edebiyat, tiyatro ve sinemadan Vietnam Savaşı’na kadar birçok konuda kaleme aldığı denemeleri içeriyor.

Sontag kitabın ilk iki bölümünde sanatta sessizlik, edebiyatta pornografi, Cioran’ın felsefesi ve yazını, tiyatronun gelişimi ve sesli sinemanın doğuşu, Bergman, Godard ve Bresson’un sinemasına dair zihin açıcı yorumlarda bulunuyor. Üçüncü ve son bölümdeki en hacimli denemesinde ise davet üzerine iki hafta zaman geçirdiği Vietnam’daki deneyimlerini aktarıyor.

Radikal İrade Üslupları, hem radikal tavrıyla Sontag’ın sadık okurları hem de yazarla ilk defa tanışacaklar için birçok kez dönüp okunacak bir kitap.

“Susan Sontag’ın denemeleri gerçekte olup bitmekte olanlara dair büyük yorumlar, hatta olaylardır.”

– Carlos Fuentes

İNSAN DENEN GARİP HAYVAN – TURHAN SELÇUK

Turhan Selçuk’tan insan doğasını hicveden karikatürler…

“Turhan Selçuk Seçkisi”, Türkiye’de sözsüz karikatürün öncüsü olan Turhan Selçuk’un mizahını genç nesillere tanıtıyor; büyük ustanın kendi zamanının çok ötesindeki çizgilerine farklı bir bakış imkânı sunuyor.

Üç ciltlik seçki, sanatçının yıllar içinde çeşitli kitaplarda ve mecralarda yayımlanan siyah beyaz karikatürlerini ayrıntılı bir kataloglama ve tematik düzenleme çalışmasının ardından yeniden gün yüzüne çıkarıyor.

İnsan Denen Garip Hayvan, Selçuk’un 1951-2001 yılları arasında Türkiye’nin ve dünyanın seçkin gazete ve dergilerinde kendine yer bulan, bazıları farklı dönem ve mecralarda tekrar tekrar yayımlanarak yankı uyandırmış 86 karikatürünü bir araya getiriyor.

İnsan Denen Garip Hayvan’da, gelmiş geçmiş en “yırtıcı” canlının kendini “daha insan” yapma çabasını çizgilere döken Turhan Selçuk, insan doğasının açgözlü ve şiddete meyilli yapısını incelikle hicvediyor. Kitaptaki seçki kadın-erkek ilişkilerindeki yozlaşmadan kültürün metalaşması ve sanatta yabancılaşmaya, bilim ve teknolojideki gelişmelerin toplumdaki yansımalarından sporun ve özellikle de futbolun siyasetle kesişmesine kadar, insana dair hemen her konuya eğiliyor. Seçki ayrıca plansız göçün körüklediği çarpık kentleşme, doğanın altüst olan dengesi, insanın uzayla imtihanı gibi meseleleri de gündeme alarak elli yıllık dünya düzeninde gerçekte çok az şeyin değiştiğini açığa vuruyor.

Sanat yaşamı boyunca karikatürün ne olduğu ve ne olması gerektiği üstüne kafa yoran Selçuk, toplumsal öngörü yeteneği ve zamanının ötesindeki eserleriyle günümüz okurlarını şaşırtmayı sürdürüyor.

“İnsan Gülen Hayvandır.”

What's your reaction?