Haftanın Kitaplığı – 25 Şubat 2024

Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye göz atabilirsiniz

Olağanüstü Sıradışı ve Mükemmel

Yazar: J. Hakan Dedeoğlu

Yayınevi: April Yayıncılık

Kanıksadığımız distopyanın yok saydığımız dertleri

bir ütopya ihtimaline yol açarsa ne olur?

Kariyerinin tekdüzeliğinden sıkılıp hayatının filmini çekmek için herkesten kaçan ünlü dizi yönetmeni kendini Akdeniz kıyısında, üzerine yazlık site inşa edilmiş bir antik kentte bulur.

Yavaş yavaş tanıştığı ahalinin yıllanmış sırlarını karşı konulmaz bir merakla açığa çıkarma peşine düştükçe doğanın akılalmaz mucizeleri eşliğinde kendinden bile sakladığı yakıcı sırlarla yüzleşir.

Nükleer savaş ve dünyanın son şafağı.

Adı sanı bilinmez bir çiçeğin insanların yüzüne yerleştirdiği o tekinsiz tebessüm.

Geçmişin bir günlükten seslenen hayaletleri.

Kadim zamanlardan beri insanları avlayan şu delilik.

Sanki hepsi ortaya çıkmak için Mert’in Harabeler Sitesi’ne gelmesini bekliyor.

Çıldırtıcı aşkın gölgesinde, atom bombası patlasa umursamayacak sakinlerle, kan gölünün ortasında dans etmek için ondan geriye sayılıyor. 

James Hakan Dedeoğlu muzip ve iddialı kalemiyle insanlıktan çıkmamak için köşe bucak kaçanların korktuklarının başlarına gelmesini yazıyor.

İşte karşınızda adı üzerinde bir roman:

Olağanüstü, Sıradışı ve Mükemmel.

Serpilme: Kendini Bulmak Üzerine Sıradışı Bir Yolculuk

Yazar: Antonia Case

Çevirmen: Şafak Tahmaz

Yayınevi: Eksik Parça

Hayatımı başka bir şeyin özlemini çekerek mi yaşamak istiyorum? Sürekli olarak ‘Bu gerçekleştiğinde mutlu olacağım’ diye mi düşünüyorum?”

Anlamlı bir yaşam nedir? Gelişmek ne anlama geliyor? Antonia Case, şehirdeki kurumsal işini bırakıp anlam arayışıyla dünyayı dolaşır. Cevapları bulmak için medyanın sesini kapatır. Teknolojiden uzak durur ve el bagajında kitaplardan başka bir şey olmadan Buenos Aires’ten Paris’e, Barselona’dan Byron Körfezi’ne yolculuk eder.

Kadim filozoflardan ve günümüz psikologlarından yaşamaya değer bir hayatın nasıl olacağı konusunda rehberlik arayışına girer. Yol boyunca, piyangoyu kazanmanın neden sizi mutlu etmediğini, ‘yapmanın’ sahip olmaktan neden daha iyi olduğunu, sevgi ve aidiyetin benlik duygunuz için nasıl hayati önem taşıdığını keşfeder.

Hayatın büyük sorularına dair içgörülerle dolu Serpilme, sizi en önemli şeyin peşinde sürükleyici bir yolculuğa çıkaracak.

Ateş Kuşu Semiha Berksoy

Yazar: Dikmen Gürün

Yayınevi: Kırmızı Kedi

Semiha Berksoy, güçlü sesi ve yorumuyla eşine az rastlanır bir dramatik soprano. Yönetmeninden eleştirmenine, yazarından izleyicisine onu sahnede gören herkes için derinlikli bir oyuncu. Tiyatroda canlandırdığı her rolü olduğundan daha “cazip” kılan bir yorumcu. Etkileyici bir ressam. Birçok açıdan kendi varlığını, hayatını, çevresini bile bir sanat eserine dönüştürmüş bütüncül bir sanatçı. Ruhuyla, bedeniyle, duygularıyla, aklıyla aykırı bir kadın!

Türkiye’nin opera dünyasında “ilk”lerin, kendi hayatında erken tarihlerden itibaren “mücadele gücü”nün simgesi olan Semiha Berksoy’u, aynı zamanda tiyatro ve görsel sanatlar alanındaki özgün çalışmalarıyla birlikte yaşamöyküsü, kendi yazdıkları, anlattıkları, onun için yazılanlar ve yapıtlarıyla anlatan bir kitap Ateş Kuşu Semiha Berksoy.

Dahil olduğu birbirinden farklı sanat dallarında hep zirvede ve özgün eserlere, icralara imza atan, doğru bildiğinden asla şaşmadığı için karşısına hep zorluklar çıkarılan, sabrıyla ve yeteneğiyle her zorluğun üstesinden gelen, Atatürk cumhuriyetinin “kadınlara” açtığı yolda ilerleyen bir simge kadın Semiha Berksoy! Dostu, akademisyen, eleştirmen Dikmen Gürün yıllara yayılan bir çalışmayla Semiha Berksoy’un doğumundan ölümüne ve.

Kalp: Bir Tarihçe – 21. Yüzyıl Kitapları

Yazar: Sandeep Jauhar

Çevirmen: Yeşim Seber

Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Kalp hayatın merkezinde yer alır. Kardiyolog Sandeep Jauhar içinse saplantı derecesinde bir tutkudur. Zira kalple ilgili sorunlar ailesinde büyük travmalar yaratmış, hassas bir yapıya sahip olan Jauhar’a daha çocuk yaşlarda uzman doktorluğa giden yolu açmıştır.

Kalp: Bir Tarihçe, hayatın motoru olduğu kadar her türden duyguyu barındıran en önemli organı tüm yönleriyle ele alan bir kitap. Bir yandan
tıp doktorları ve bilim insanlarının giriştikleri kimi tabu yıkıcı deney ve
keşiflerin öyküsünü anlatırken bir yandan da bu büyüleyici organın yapısına ve işleyişine açıklık getiriyor. Bununla beraber özellikle modern tıbbın olağanüstü başarılarının yanında yetersiz kaldığı noktalara da işaret ediyor. Kalp hastalıklarının halen en önemli kamu sağlığı sorunlarından biri olduğunu belirten yazar, kişisel deneyim ve gözlemleri kadar geniş çaplı araştırma sonuçlarına da yer veriyor. Böylece meselenin sadece teknolojik ilerlemeyle çözülemeyeceğini savunarak toplumsal sorunlara ve günümüz insanının ruh haliyle yaşam tarzına da dikkat çekiyor.

“Jauhar, oldukça güvenilir bir rehber olarak her birimizin hayatının nasıl devam ettiğini ilgi çekici bir hikâyeyle anlatıyor… Hem temel bilgiler veren hem de övgü mahiyetinde bir kitap olan Kalp, hakkında çok az şey bildiğimiz içimizdeki bu en kutsal organa dair büyüleyici bir ders anlatıyor.”
Washington Post

Duvarlar

Yazar: Caner Almaz

Yayınevi: Everest Yayınları

“Dünyanın en büyük yokuşu insanın kendisi…”

Caner Almaz, ilk romanı Yaşamaklar’da, kırılgan bir inançla birbirine tutunan Kenan ve Füsun’un “hayatı atlatma” çabasına ortak etmişti okurunu. Şimdi Duvarlar ile hikâyenin başına, sahnenin gerisine, 1970’li yıllara uzanıyor. Bir kuşak önce, yakın tarihimizin acıları arasında kendi yollarını yürüyüp kendi seçimlerini yapan Halil, Birgül, Aysel ve Oğuz’un omuzlarındaki yüke incelikli ama serinkanlı bir üslupla ses veren Caner Almaz, aşk, dostluk, dayanışma, idealler ve
ihanetle sınanan yorgun bir kuşağın öyküsünü anlatıyor: “Umutların toplamı geçmişin yükünü sırtlayabilir mi?”

Paketten birer sigara daha alıyoruz. Evin kapısına bakıyorum: Boyası, cilası kavlamış. Damı rutubetten kabarmış evi izliyorum. Ev, diyorum, insanın mutlu olduğu yer. Birkaç saat önce evsizdim, şimdi huzurla rutubetli dama bakıyorum. İnsanın evi Halil, mutlu olduğu yer.

Uçurumda Son Çay

Yazar: Angeles Donate Francesc Miralles

Çevirmen: Emir Acar Çobanoğlu

Yayınevi: Athica Yayınları

Kosei-San, emeklilik günlerini Kaliforniya’daki Rocky Dağları’nın kayalıklarında bir uçurumun kenarında, mütevazı ve ıssız bir kulübede geçirmektedir. Ancak ihtiyar Japon hiç dinlenmez; gözü̈ hep rüzgârın süpürdüğü o kayaların üzerindedir. Çünkü̈ orası aynı zamanda hayatla bağını kesmek ve başka bir dünyaya geçmek isteyenlerin tercih ettiği yerlerdendir. Ne zaman birini elinde fotoğraf makinesi ya da yanında bir rehber olmadan uçurumun kıyısına doğru melankolik bir halde yürürken görse hemen karşısına çıkar, onunla konuşur. Hatta kulübesinde bir fincan çay içmeye ikna eder. Bir seremoniye dönüşen bu davet vasıtasıyla içtikleri çay, misafirinin içini ısıtmakla kalmaz, ona kendisini yaşamla barıştıran bir çıkış yolu da sunar.

Kosei-San, varoluşun ikinci ve üçüncü̈ fırsatlar verdiğini keşfetmesini sağlayan bir sırrı da saklamaktadır.

Uçurumda Son Çay, yaşamın değerini hatırlatan, duyarlılık ve bilgelik dolu bir roman…

What's your reaction?