Haftanın Kitaplığı – 23 Ağustos 2021
Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye göz atabilirsiniz
BİZ BEŞ KİŞİYİZ – MATHIAS FALDBAKKEN
Biz Beş Kişiyiz’in kahramanı Tormod, çılgın gençlik yıllarının ardından güvenilir bir aile babasına ve kendini bilim adamı olarak gören yetenekli bir marangoza dönüşür. Tormod ve karısı Siv’in iki çocuğu vardır, ancak Tormod aileyi genişletmek istediğinde Siv üçüncü çocuğa karşı çıkar. Ailenin sevgili köpeği Snusken de ortadan kaybolunca, geride doldurulması gereken kocaman bir boşluk kalır. İçine kapanan Tormod, kırmızı Norveç kiliyle deneyler yaptığı atölyesinde giderek daha fazla zaman harcar, yarattığı balçık yeni oyuncağıdır artık. Ne var ki Tormod’un geçmişinden canlanıp gelen hayaletleri bu denklemin dinamiklerini altüst eder: Ailenin beşinci üyesi olan balçık, artık hayatlarını tehlikeye atan bir canavar mıdır? Matias Faldbakken, Biz Beş Kişiyiz’de korku ve bilimkurguyu ham ve kırsal bir gerçekçilikle harmanlıyor ve kontrolümüz dışındaki güçlerle boğuştuğumuzda neler
olabileceği hakkında son derece orijinal, inanılmaz derecede komik, ama aynı zamanda ürkütücü bir roman ortaya koyuyor.
SESSİZLİK – JOHN BIGUENET
John Biguenet, 21. Yüzyıl’da bize daha da yabancılaşan bir kavram olan “Sessizlik” hakkında düşünürken, içerik bakımından zengin ve renkli bir kitap sunuyor. Yalnızlık ve sessizlik arasındaki ilişki; sessiz okuma sırasında neler olup bittiği, sahne sanatları, müzik ve sessizlik; cinsiyetçi ya da politik susturma, sırlar ve sessizlik: İnternet ve ifşa gibi temalar etrafında gezinen yazar, sessizliği elde etmenin pek de kolay olmadığını gözler önüne seriyor.
“Günümüzde sessizlik en gözde tüketim maddelerininkine rakip fiyatlarla alınıp satılan ticari bir meta haline geldi. Jane Austen Mansfield Park’ta, ‘Sessizliğin lüksünü tadalım’ diye yazar. Maalesef bu lüksün fiyatı her geçen gün tüketicilerin çoğunun gücünü aşacak şekilde artıyor.”
KENDİME NOTLAR – EMILIE PINE
“Rahatsız edici bir kadın olmaktan korkuyorum. Ve yeterince rahatsızlık vermemekten. Korkuyorum. Ama yine de yapıyorum.”
Emilie Pine bu baş döndürücü ilk kitabında hayatında iz bırakan olaylarla konuşuyor; toplum olarak konuşacak dili yeterince geliştiremediğimiz, acı tatlı, gizli kapaklı, aynı zamanda sıradan olaylar bunlar. Kısırlık, alkolik bir ebeveynle ilgilenmek, kadınların bedenleri ve acıları çevresindeki tabular, cinsel şiddet ve kendine şiddet gibi dile getirilmez konuları radikal dürüstlüğüyle anlatıyor, kadınların sessizliğini tercih eden topluma cesaretle isyan ediyor. Bir kadının hikâyesi bu, aynı zamanda tüm kadınların hikâyesi. Kahredici, dokunaklı, bilgelik ve sevinç dolu bir kitap Kendime Notlar.
“Emilie Pine’ın keskin sesi hassas noktalara dokunuyor; hikâyesi tamamen özgün ama elimin tersi gibi tanıdık. Kendime Notlar bu yıl okuduğum en iyi anı kitabı.” Glennon Doyle
“İnsanın kalbini hem kırıyor hem tamir ediyor; açık ve dürüst.” RTÉ
“Herkesin içinde okumayın çünkü ağlayacaksınız.” Anne Enright
“@emiliepine, benliğinin bu bölümlerine sahip çıktığın için teşekkürler. Bunu yapmakla bana da kendi benliğimin benzer bölümlerine ulaşıp onlara sahip çıkma gücü verdin. Sen ve ben aynıyız.” Gillian Anderson
“Acı verici, uzlaşmaz, çok parlak. . . Hemen her kadının keşke duymazdan gelebilseydim diyeceği o ısrarcı içsesin duyuluşu.” Financial Times
KADASTROCU – TAYFUN PİRSELİMOĞLU
Tayfun Pirselimoğlu Kadastrocu’da tuhaf bir rüzgârın – yoksa kaderin mi demeli? – önünde sürüklenen Cemal Kara’nın hikâyesini anlatıyor.
Cemal Kara’nın macerasını uğursuz kasabaların uğultulu, soğuk sokaklarında, asık suratlı devlet dairelerinde, sefil mi sefil pavyonlarda, rutubet kokulu otel odalarında takip ederken, kendimizi bir sürü acayip şahsiyetle birlikte, gizemlerle sarmalanmış bir kadının ve de bir gergedanın dahil olduğu tehlikeli bir karnavalın tam ortasında buluyoruz.
SAKIN KORKMA – MİLADA RESKOVA
Milada Rezková’nın dünyadaki en eski dört duygudan biri olan korkunun izini sürdüğü, Lukáš Urbánek ve Jakub Kaše’nin resimlediği Sakın Korkma!, İpek Güneş Çıgay’ın çevirisiyle Tudem Yayınları’ndan çıktı.
Korku türlerini çeşitli örnekler eşliğinde anlatıp okurun zihnini ve duygu dünyasını düşünce balonlarından arındıran Sakın Korkma!, pek çokları tarafından korkunun karşıtı olarak gösterilen cesaret üzerine de soru okları fırlatıyor. Bu kitap, matrak çizimleri, bilgi ve farkındalığı artırmaya yönelik içeriği, etkileşimli etkinlik sayfaları ve göz alıcı tasarımı ile tarih boyunca insanların peşini ”bir türlü” bırakmayan korku hissine dair ne varsa açıklığa kavuşturuyor.
Filler farelerden ürker. Ruslar burunlarının donup düşmesinden endişe duyar. İnsanlar her çağda fırtınalardan ve ayılardan korkar. Dünyadaki tüm canlılar bir şeylerden korkuyor. Kimisi böcekten kimisi gök gürültüsünden. Ama çok önemli bir ayrıntı var atladığınız: Korkunun aslında dostunuz olduğu gerçeği… Sakın Korkma! Bu pek bilinmeyen iddiayı kanıtlamak için hazırlandı. Kabullenemediğimiz ve üstesinden gelmekte zorlandığımız korku duygusunun geçmişi ve geleceği üzerine gerçekçi tespitlerde bulunuyor.
“Bu kitapta hangi sorulara yanıt aranıyor?
Korku nereden gelir ve en yakın dostları kimlerdir?
DNA’mızın korkularımızla ne tür bir yakınlığı olabilir?
Doğuştan gelen korku ile öğrenilen korku arasındaki fark nedir?
Korktuğumuzda vücudumuzda hangi tuhaf şeyler gerçekleşir?
Küçük çocuklar neden korkuyla yüzleşme konusunda daha cesurdur?
Korkular, yerel kültüre göre nasıl çeşitlilik gösterir?
Hayvanlar da korkar mı? Mesela aslanlar?
Hiçbir şeyden korkmayan insanlar var mı?
Korkudan keyif almak mümkün mü?”