Haftanın Kitaplığı – 22 Eylül 2024

Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye göz atabilirsiniz

Bazı Günlerin Sonu

Yazar: Murat Çelik

Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Murat Çelik, şiir ve öykülerinin ardından bu kez usta işi diyaloglarla kurduğu; anlatıcılarıyla, zaman sıçrayışlarıyla adeta bir labirent inşa ettiği ilk romanı Bazı Günlerin Sonu ile karşımıza çıkıyor.
Nebi, Sadettin, Dıga Yaşar, Ekrem, Yusuf Cemal, Dağlarınayısı Orhan, Gülseren… Ve köpekler!
Yaratılan sinematografik atmosferde hayvanların ve kadınların erkekler dünyasındaki sesi yok sayılırken gerçek-rüya gerilimi bir anafora, gölgesi karanlık bir hikâyeye varıyor.
“Köpekleri çok mu seviyorsun?” dedi Nebi Bey
neden sonra.
“Severim,” dedi Sadettin.
“E niye köpeğin yok?”
“Korkuyorum.”
“Niye?”
“Ya ölürse,” dedi Sadettin. Kabahatli çocuklar gibi bakıyordu. “Size alalım ama bir tane.” “Ya benimki ölürse?” dedi Nebi Bey. Sustular.
Karanlık çökecekti birazdan, başka sesler çivileme çakılacaktı ortalarına.

Hayat İmkansız

Yazar: Matt Haig

Çevirmen: Kıvanç Güney

Yayınevi: Domingo Yayınevi

Bazen bize sihir gibi görünen şey, yaşamın henüz anlayamadığımız bir parçasıdır…

Grace Winters hayata küsmüş emekli bir matematik öğretmeni. Günlerini televizyon izleyip kitap okuyarak, beyninin körelmemesi için bulmaca çözerek geçiriyor. Bir zamanlar üstüne titrediği bahçesine bile ilgisini kaybetmiş. Yalnız, yapayalnız hissediyor.

Yıllardır görmediği ve haber almayı beklemediği bir arkadaşının ona bir Akdeniz adasındaki köhne evini miras bıraktığını öğrenince, Grace bir planı ya da cebinde bir ada rehberi olmadan, aklında sorular ve tek yön uçak biletiyle, kendini İbiza’da buluyor.

“Neden ben? Neden bu ev?” Arkadaşının hayatına −ve ölümüne− dair cevaplar İbiza’nın engebeli tepeleri ile altın kumsalları arasında gizli. Parça parça bulabildikleri ise en uçuk hayal gücünün sınırlarını zorlayacak kadar tuhaf. Ve imkânsız gibi duran bütünü görebilmek için Grace, önce kendi geçmişiyle yüzleşmek zorunda.

Dünya çapında bir yayıncılık hadisesine dönüşen Gece Yarısı Kütüphanesi’nin yazarından umudun ve yeni başlangıçların dönüştürücü gücüne dair enfes bir roman.

“İnsan olmanın en güzel yanlarına nüktedan ve şefkatli bir aşk mektubu.” –Benedict Cumberbatch

“Haig’in fantastik bir dünyanın kapılarını araladığı akıl dolu ve dokunaklı romanı, hem bir gizem hem bir aşk hikâyesi. Hayatı tüm zenginliğiyle takdir etmenin mümkün olduğunu gösteriyor.” –Guardian

Deli Bal

Yazar: Jodi Picoult Jennifer Finney Boylan

Çevirmen: Mehmet Deniz Öcal

Yayınevi: April Yayıncılık

“Hepimizin yüreğinde karanlıkta kaldığı için açamayan bir çiçek vardır.”
Olivia McAfee baştan başlamanın ne demek olduğunu iyi biliyor.
Ünlü bir cerrahla evliydi.
Mükemmel bir evde yaşıyor, sevimli oğlu Asher’a kusursuz bir gelecek hazırladığını düşünüyordu.
Ta ki kocasının karanlık yüzü ortaya çıkana kadar.
Olivia dayanabileceği tüm acıları yaşadı ve artık geçmişi geçmişte bıraktı, şimdi eski hayatından kilometrelerce uzakta arıcılık yapıyor.
Lily Campanello baştan başlamayı öğreniyor.
Annesiyle evden ayrılalı, ruhunu rendeleyen babasını terk edeli, yeni hayatına başlayalı çok olmadı.
Şimdilik işler iyi gidiyor, Olivia’yı ikinci annesi gibi görüyor, Asher’a ise deli gibi aşık.
Kusursuz değil, biliyor ama kendisiyle beraber onu da iyileştireceğini düşünüyor.
Ve bir gece bütün hikaye tersine dönüyor.
O akılalmaz telefon geliyor: Lily öldü ve Asher karakolda.

Picoult, kurgu ustası yazar Boylan ile güçlerini birleştiriyor; tüm romanlarından damıttığı tılsımı Deli Bal’da okura sunuyor.
Sürükleyici bir gerilim romanı, unutulmaz bir aşk hikayesi ve kendimiz olmak için aldığımız risklerin, sakladığımız sırların etkileyici keşfi.
“Picoult bir kelime ustası. Sadece zihinlerimizi provoke etmekle kalmıyor, kusurlu ruhlarımıza dokunan hikayeler yaratıyor.”
Boston Globe
“Aynı romanda bin bir duygu. İki çoksatan yazar güçlerini birleştiriyor, aşka ve gerçeklere dair son yılların en provokatif romanına imza atıyor.”
Washington Post
“Picoult romanlarını okurken merakınızı diri tutan bir sonraki sayfada ne olacağı. Bunun için yıllardır çoksatan listelerinde hep bir Picoult romanı var.”
San Antonio Express News
“Jodi Picoult başucunuzda öylece bekleyip toz tutan romanlar yazmaz. Bir solukta okunur ve kendine müptela eder.”
LA Times

Hayat Kısa – Daha Anlamlı Bir Hayat İçin Kısa Bir Rehber

Yazar: Dean Rickles

Yayınevi: Ayrıntı Yayınları

Zamanın en büyük para birimi olduğu ve aldığımız her nefesin bizi kaçınılmaz sona yaklaştırdığı bir dünyada anlamlı bir hayat yaşamak mümkün mü?

Dean Rickles, bu kısa ve öz kitabında, her nefesimizin bizi kendi sonluluğumuzla yüzleştirmesine rağmen hâlâ nasıl devam etmeye değer bir yaşam inşa edebileceğimizin izlerini sürüyor. Yaşamın bütün geçiciliğiyle kucaklanabilmesinin yolunun ölüm fikrini ondan ayırmamakla mümkün olduğunu ileri süren Rickles, hepimizin kaygılandığı hayatın anlamı sorusunu, tam da onun sınırlılığı ve sonluluğuyla cevaplıyor. Hayat Kısa, otantik bir anlamın ise buradan doğacak bir zaman kavrayışıyla nasıl şekilleneceğinin anahtarını sunuyor okuruna.
Kendi ölümlülüğünün farkında canlılar olarak yaşadığımız kaygıların, modern dünyanın hızıyla iyice ivme kazandığı bir zamanın kitabıdır Hayat Kısa. Yazar, seçim yapmanın da tıpkı ölmek gibi, yaşayacağımız başka senaryoların ortadan kaldırılması sırasında deneyimlediğimiz kararsızlık olduğuna odaklanıyor. Ölüm korkusuna benzer bir kaygıyla hiçbir seçenekten vazgeçmeyerek söz konusu olanakları bütün hayatlarına yayabilmek için sürekli bir kararsızlık içerisinde yaşama eğilimi karşısında, nasıl bu tuzaklara düşmeden anlamlı bir hayat inşa edebileceğimizin yollarını arıyor. Rickles bu tuzaklardan kaçarken yer yer Stoa felsefesinin kavramlarından ve düşünme biçimlerinden de yararlanıyor. 

Hayat Kısa, ne kadar az vaktimizin kaldığını değil de hayatlarımızı anlamlandırmak için aslında hiç vaktimizin olmadığını bize göstererek her anın yaratıcı gücünü hatırlamamızı sağlıyor.

Dilin Yedinci İşlevi

Yazar: Laurent Binet

Çevirmen: Melis Oflas

Yayınevi: Siren Yayınları

Olağanüstü!  L’Express.

Şubat 1980. Roland Barthes, François Mitterrand’la buluşmasının ardından bir kamyonetin altında kalarak yaralanır ve bir süre sonra hayatını kaybeder, tarih bize bunu böyle anlatır. Peki bu olay, ya bir kaza değil de bir cinayetse? Barthes, ya dili yenilmez bir silaha dönüştüren önemli bir gizeme sahip olduğu için öldürülmüşse?

Umberto Eco, Julia Kristeva, Michel Foucault, Hélène Cixous, Judith Butler, Jacques Derrida ve Gilles Deleuze gibi önde gelen yirminci yüzyıl filozoflarını roman kahramanları olarak karşımıza çıkaran ironi ve eğlence yüklü Dilin Yedinci İşlevi, Barthes’ın ölümünü bir sıçrama tahtası olarak kullanıyor ve modern düşünce tarihinin putlarını bir bir deviriyor. Bu romanda Müfettiş Jacques Bayard ile edebiyat, dilbilim ve göstergebilim alanlarında çalışan öğretim görevlisi Simon Herzog, entelektüellerin gizli örgütlerle, politik dünyanın akademik dünyayla paylaştığı kozların izinde Roland Barthes’ın ölümünün ardındaki esrarengiz perdeyi aralamaya çabalıyor, dilin kudretini ve iktidarın dilini sorguluyor.

Dilin Yedinci İşlevi, polisiye ve felsefenin kesiştiği, yirminci yüzyıl filozoflarının birbiriyle çekiştiği, karnaval havasında ve sürükleyici bir roman.

“Sadece deliler boşluğa konuşur. Peki bir metin kiminle konuşur?”

Interallié Ödülü // Fnac Roman Ödülü

Rüzgarlar Hep Gençtir

Yazar: Zülfü Livaneli

Yayınevi: İnkılap Kitabevi

“İnanıyorum ki, rüzgârınız yaşlanmazsa bir ömür boyu, hep bambaşka topraklara, ağaçlara ulaşıp çiçek açtırabilirsiniz.”

Evrensel ölçekte bir düşünür ve entelektüel, barışın sesi, umudun kalemi, hayat sevdalısı… Genç yüreklere ilham olacak yaşamıyla Zülfü Livaneli.

Romanlarında bu topraklara dair unutulmaz hikâyeler anlatan usta yazar, bu sefer kendi yaşamından sayfalarla çıkıyor okurun karşısına. Hayal kurmanın, dostluğun, dayanışmanın ve sevdanın yüküyle dolup taşan bir hayattan sayfalar.

Livaneli, “pek çok tohuma, çiçeğe, ağaca ulaşmasını sağlayan bir rüzgâra benzeyen yaşamı”nı bu kez genç okur için kaleme aldı…

What's your reaction?