Haftanın Kitaplığı – 17 Mart 2024

Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye göz atabilirsiniz

Karanlıkta Parlayanlar

Yazar: Hans – Ake Lilja

Yayınevi: Altın Kitaplar

En derin korkularınızla yüzleşmeye hazır mısınız? Öyleyse Karanlıkta Parlayanlar tam size göre…

Stephen King haber sitesi Lilja’s Library’nin 20. yılını kutlamak için korku edebiyatının 13 usta yazarından tüyler ürpertici 12 hikâye bu kitapta toplandı…

Korku edebiyatının en yetenekli yüzlerini bir araya getiren ve sizleri unutulmaz bir yolculuğa çıkaran antolojide her sayfada yeni bir sürprizle karşılaşacaksınız. Bazen korkacak, bazen rahatsız olacak, bazen de sinirleneceksiniz.

Her yazar kendi benzersiz sesiyle kâbuslarınıza yeni bir boyut katacak. King’in klasik karanlık atmosferi Edgar Allan Poe, Clive Barker, Jack Ketchum, John Ajvide Lindqvist ve diğer yazarların eserleriyle birleşerek okuyucuyu adeta büyüleyici bir labirente çekecek.

Zihninizin karanlık köşelerinde saklanan korkulara dokunacak bu öykülerle gerçek ve hayal arasında ince bir çizgide yürüyeceksiniz.

Karanlıkta parlayan öyküler sizi bekliyor.

Malma İstasyonu

Yazar: Alex Schulman

Yayınevi: Timaş Yayınları

Bir tren, enfes bir yaz manzarasında hızla ilerliyor. Yolcular arasında evliliklerinde kriz yaşayan bir çift, bekâr bir baba ve küçük kızı ile annesinin geride bıraktığı gizemin cevabını arayan bir kadın var. Hepsi Malma İstasyonu’na gidiyorlar ve ne onlar ne de okur kaderlerinin nasıl iç içe geçtiğini, nasıl görünmez ağlarla birbirlerine düğümlendiklerini biliyor. Esrarengiz Harriet, kontrol tutkunu Oskar ve arayış içindeki Yana –her biri, noktaları birleştirmeye çalışırken bir önceki zamanın izlerini taşıyor. Kuşaklar üzerinden yalnızlıklar, travmalar ve psikolojik bagajlarıyla tamir edilemez ilişkilerin dağıttığı bir ailenin hikâyesi Malma İstasyonu. Kendine özgü kurgusuyla zamanda hızla ilerleyen bir tren Malma İstasyonu; her bölümü bir sonrakine eklemlenen bir kompartıman. Alex Schulman, miras geçmişin izini sürerek ebeveyninin hatasını yüklenmek zorunda kalan çocukların hikâyesinin peşinde yine…

“Alex Schulman ikinci romanı Malma İstasyonu’nda yine çocukluğunun travmalarına dönüyor: Güvensiz babalar, yok anneler, yabancılaşmış çocuklar. Her şey iktidarsızlık, ulaşılamazlık ve kayıp soluyor. […] Schulman kendini yürek parçalayıcı bir şekilde, sürekli babasını gözlemleyen ve onun için her şeyi ‘daha iyi’ yapmak isteyen küçük, melankolik Harriet’ın yerine koyuyor.” –Parool

“Çok az erkek yazar kadınları, Schulman’ın erkekleri tasvir ettiği kadar iyi tasvir etmeyi başarabilir. Çok azı onun Malma İstasyonu’nda yaptığı gibi karmaşık bir ağ örebilir, ipleri doğru sırada ve doğru hızda çözerek okurun duygularını başından sonuna kadar dinamik tutabilir. Kalbim hızla çarpıyor, nefesim kesiliyor ve tüylerim diken diken oluyor. […] Bugüne kadar okuduğum en can yakıcı hikâyelerden biri.” –Dagbladet

Genç Adam

Yazar: Annie Ernaux

Çevirmen: Siren İdemen

Yayınevi: Can Yayınları

Yaşadıklarımı yazmazsam yaşananlar tamamlanmamış olur, yaşandığıyla kalır.

Genç Adam, Annie Ernaux’nun 1990’ların sonunda, ellili yaşlarındayken kendisinden otuz yaş kadar küçük bir üniversite öğrencisiyle, gelecek beklentisi olmaksızın, kısa sürede gelişen tutkulu aşk ilişkisini anlatıyor. Bu ilişki onu gençlik anılarına geri götürüp kendisini yaşlanmamış, zamanın dışında ve hayatını geriye doğru yaşıyormuş gibi hissettirirken aynı zamanda kararlılıkla geride bıraktığı sınıfsal geçmişinin de bir aynasına dönüşüyor.

Genç Adam, Ernaux’nun zaman, bellek ve yazıyla kurduğu ilişkinin keskin ve aydınlatıcı bir özeti.

“Annie Ernaux’nun metni, otobiyografinin ne kadar ustalıkla yazılabileceğinin kanıtı niteliğinde… Genç Adam yazarın dürüstlüğünün, zekâsının ve anlatılarının aldatıcı sadeliğinin benzersiz ve şaşırtıcı yanlarını bir kez daha gözler önüne seriyor.”
The Guardian

Mutsuzluğun Savunması

Yazar: Alejandro Cencerrado

Çevirmen: Burcu Genç

Yayınevi: Beyaz Baykuş

Mutsuzluk kaçınılmazdır ama hayat her zaman bundan daha fazlasıdır.

Günlük mutluluk üzerine şimdiye dek yapılmış en uzun bilimsel çalışma. Mutluluğu ölçmek imkânsızdır…

Bu cümle size tanıdık gelebilir ancak Kopenhag’daki Mutluluk Araştırma Enstitüsü’nde yaklaşık 20 yıldır yapılan bilimsel bir çalışma mutluluğa dair inançlarınızı altüst edecek.

Veri analisti Alejandro Cencerrado, 18 yaşından itibaren kendi mutluluğunu ölçmeye başladı ve 0’dan 10’a kadar puanlayıp kaydederek gelişmiş istatistiksel cihazlarla analiz etti. Cencerrado, bu zaman diliminde finansal krizlere girip çıktı, üç farklı ülkede yaşadı, Nokia’dan akıllı telefona geçti, Corona virüs salgınına şahitlik etti, evlendi ve hamilelik testinde pozitifi gördü… Peki tüm bunlar olurken mutluluğu nasıl bir seyirde ilerledi?

Mutsuzluğun Savunması, psikoloji, sosyoloji, antropoloji gibi çok yönlü disiplinlerin iç içe geçtiği, bilimsel analizlerle insanlığın en derin özlemine yeni bir bakış açısı kazandıran şaşırtıcı bir kitap. Amaç size bir mutluluk reçetesi sunmak da değil, aksine ele avuca gelmeyen o duygunun aslında nerelerde gizlendiğini göstermek.

Oyunbozan Feministin El Kitabı – Hayatta Kalmak ve Dünyayı Dönüştürmek İçin

Yazar: Sara Ahmed

Yayınevi:Minotor Kitap

“Oyunu bozmak bir dünya yaratma projesidir. Neyi gösterdiğimiz (kültür eleştirmeni olarak oyunbozan feminist), nasıl bildiğimiz (filozof olarak oyunbozan feminist), ne yarattığımız (şair olarak oyunbozan feminist), neyi yıktığımızdır (aktivist olarak oyunbozan feminist).”

Cinsiyetçi, hakaretamiz şakalara gülmeyi ret mi ediyorsunuz? Köşenizde sessiz bir kabullenişle oturmak yerine ses mi yükseltiyorsunuz? Otoriteye tepki gösterdiğinizde, karşılık verdiğinizde, cinsiyetçilik, ırkçılık gibi kelimeler kullandığınızda ortam geriliyor mu? Bu sorulara cevabınız evetse, siz de bir oyunbozan feminist olabilirsiniz. Ve bu kitap sizin için yazıldı.
Eşitsizlik ve haksızlıklara karşı mücadele etmenin bedeli ağır olabiliyor. Feminist yazar ve akademisyen Sara Ahmed Oyunbozan Feministin El Kitabı’yla, adil olmayan bir dünyada mücadele edenlere destek eli uzatıyor. Ayakta kalabilmek ve hayatı dönüştürmek konusunda rehberlik ediyor.

“Bu ateşli manifestoda Sara Ahmed, başka ellerde anlaşılmaz olabilen bir çalışma alanına etkileyici bir açıklık kazandırıyor.”
Publishers Weekly

“Feministlerin ve sosyal aktivistlerin bu kitabı cesaret verici bulacakları kesin. Verilen mücadelelerin çoğu zaman zorlu ama bir o kadar da önemli olduğuna dair çarpıcı bir hatırlatma.”
Kirkus

Tek Başına – Kendi İşinin Patronu Olma ve Kafayı Yememe Rehberi

Yazar: Rebecca Seal

Çevirmen: Gökçe Çalışkan

Yayınevi: Düşbaz

“Kendi işinin patronu olanların dörtte üçü, geleneksel çalışma şartlarına dönmek istemiyor. Pandemi süresince evden çalışanların çoğu da yine aynı düşünceleri taşıyor.
Haliyle bu kitap yıllar içinde daha da kıymetlenecek bilgilerle dolu.”
Alastair Mabbott

Koronavirüs pandemisinin kökten değiştirdiği dünyamızda iş arayanların ilanlarda belki de maaştan bile daha çok odaklandığı bir madde var artık: uzaktan çalışma. Patronların hoşuna gitsin ya da gitmesin, haftanın beş (çoğu işyerinde altı!) günü ofise gitmek istememek çalışma hayatının yeni normallerinden biri. Siz de tercihini bu yönde kullanan hatta kendi kendinin CEO’su olup ofis ortamına elveda diyenlerdenseniz tam kitabına geldiniz.

Ancak baştan söyleyelim; bu kitapta “Nasıl sıfırdan iş kurarım?”, “Nasıl oturduğum yerden döviz kazanırım?” ya da “Hobimi nasıl işe dönüştürürüm?” gibi soruların yanıtı yok. 

Yıllar önce geleneksel tam zamanlı çalışma hayatına son verip kendi kendinin patronu olan gazeteci ve editör Rebecca Seal, bu kitapta çok daha insana dair meselelerin peşine düşüyor: Düzenli gelirden vazgeçip kurduğumuz iş, hayalimizdeki iş olmak zorunda mı?, Anlamlı iş diye bir şey var mı?, Evden çalışırken yalnızlık duygusuyla nasıl başa çıkılır?, Bizi denetleyen kimse yokken mesai saatlerimizi, yemek aralarımızı neye göre belirleyeceğiz?, Gece gündüz e-posta kutusunu kontrol etmek normal mi?, Her an ulaşılabilir olmak zorunda mıyız?, Erteleme sorunuyla nasıl başa çıkarız?, Çok çalışmak maharet mi?
Evden çalışırken tek başına olabilirsiniz ama yalnız değilsiniz!

What's your reaction?