Haftanın Kitaplığı – 17 Ağustos 2020

Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye bir göz atabilirsiniz.

HAMAMNAME – MURATHAN MUNGAN

Böyle bir kitap yazma düşüncesi, daha ben Ankara’da yaşarken seksenlerde ortaya çıkmıştı. 1995 yılında 40. yaşım için hazırladığım Murathan ‘95 kitabımda yer alan “Ufuk Ayarı” bölümündeki “Ölmeden Önce” başlıklı yazımda okurlarımı bu tasarımdan şöyle haberdar etmiştim: “‘Hamamname’ diye bir kitap yıllardır dönüp duruyor kafamın içinde. Bir gizli tarih romanı. Birkaç, yüzyıl önce bir İstanbul hamamına yerleştikten sonra, çeşitli hamamları gezerek günümüze kadar gelmiş, bir hamam cininin ağzından, İstanbul’un son birkaç, yüzyılını, yalnızca hamamdan görünen yanlarıyla dinlemeyi ve dinletmeyi amaçlıyorum. İstanbul’un hamamlar tarihiyle, gündelik hayat ve bireysel hayatlar arasındaki büyük dolambaçlar, yeraltı tarihleri, külhanlar, su sarnıçları… Osmanlı sanatları ile çağdaş, anlatı teknikleri arasında yeni bir dil arayışı amaçlıyorum.”

Oysa Hamamname’yle ilgili ilk notlar bu bilgilendirmeden çok sonra 26 Haziran 2009 yılından başlayarak kâğıda dökülmeye başlamıştı. Sonrası gene yıllar.

Hamamname, ilk şiir kitabım Osmanlıya dair Hikâyat’tan sonra, Osmanlı malzemesine bu çapta bir yoğunlukla ilk geri dönüşüm sayılabilir.

Bu kitabın harcında başta Reşad Ekrem Koçu olmak üzere, Ebüzziya Tevfik, Ahmet Refik, Enderunlu Vâsıf, Ahmet Rasim, Sermet Muhtar Alus, Semavi Eyice, Hamamcılar kethüdası Derviş Ismail, Enderunlu Fâzıl Bey gibi nice yazarın bıraktığı mirasın hakkı vardır. O mirasın nefesiyle yazılmıştır.

Murathan Mungan

HAYAL KURMAK BEDAVA: ÖZGÜRLÜK HAYALI – FUAT SEVIMAY

“Hayal ederseniz hayattan ne isteyeceğinizi bilirsiniz.”

Hayallerinde kâh geçmişe kâh geleceğe giden Kerem ve arkadaşları buna o kadar alışırlar ki evdeyken de hayal kurmaya devam ederler.

Bu seferki yolculukları uzaklara değil kendi tarihlerine doğru uzanır, Milli Mücadele günlerine…,

İSİMSİZ METİN: MÜZİSYENİN ÖZGÜR YARATIMINA DAİR – AKIN SEVGÖR

Elektronik müziğinin önde gelen isimlerinden Akın Sevgör’ün İsimsiz Metin: Müzisyenin Özgür Yaratımına Dair kitabı Mylos Kitap tarafından yayımlandı.

Kitabında müziğe, müziğin geleceğine ve sanatsal yaratıma dair fikirlerini yaşadıklarından yola çıkarak anlatan Sevgör, müzik tarihine değinmeyi de ihmal etmiyor.


“Akın Sevgör insan olarak nahif, kırılgan ve derin bir kişiliğe sahip.Yaratıcı bir müzisyen olarak ise tüm bu kişilik özelliklerini taşımakla birlikte oldukça da yetenekli.
Elinizde tuttuğunuz bu kısacık kitap, onun müzik üretirken nelerden etkilendiğini, gündelik hayatta her an karşımıza çıkabilecek anlık hadiselerin onun iç dünyasına nasıl yansıdığını ve müziğe dönüştüğünü dile getiriyor.
Bu satırları genç bir müzisyenin müziğini anlamak için rehber olarak da görebilirsiniz.”

KUROSAWA’NIN RAŞAMON’U – PAUL ANDERER

Dünya çapında bir ikon statüsüne erişmiş olmasına karşın Kurosawa’nın hayat hikâyesi hâlâ bilinmezliğini korur. Bu açıdan bir tür Raşomon etkisiyle hayatın sanatı taklit ettiği söylenebilir. Bu kitap önce genç bir sosyalist ve bir ressam olarak Kurosawa portresini, ardından şiddetli çatışmalar yaşayan, sıra dışı bir duyarlığa sahip ağabeyi Heigo’nun hayatındaki rolünü, son olarak da köklü kültürel değişimlerin yaşandığı yirminci yüzyıl Japonya’sının yükseliş ve çöküş öyküsünü anlatıyor…

Zira Kurosawa’nın ikonik filmi Raşomon, dünya sinemasında bir dönüm noktasını imlemekle birlikte, çarpıcı bir aile dramını ve döneme has kültürel ve sosyal çatışmaları da yansıtmaktadır.

Kurosawa’nın gerçek yüzünü keşfetmek için Paul Anderer savaş sonrası yıkıntılar içindeki bir ülkeyi ve bir ailenin yaşadığı trajediyi gözler önüne seriyor. Bu yolla trajik ölümünden önce renkli ve isyankâr bir hayat süren ve sessiz film endüstrisinin yıldızlarından biri olan Kurosawa’nın ağabeyi Heigo’nun izini sürüyor. Böylece Kurosawa’nın gelişim dönemini gözler önüne seren Anderer, büyük yönetmenin etrafındaki sis perdesini aralıyor. Kurosawa’nın Raşomon’u, sinema sanatının başyapıtına, onun büyük yönetmenine ve etrafındaki ilgi çekici ve renkli dünyaya yepyeni bir bakış açısı getiriyor.

“Bir sanatçıyı işaret etmek için ‘dev’ tabiri çok sık kullanılır oldu. Ancak istisnai olarak Akira Kurosawa’nın durumunda bu tabir kesinlikle yerine oturuyor.”

-Martin Scorsese

SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM REHBERİ – KOLEKTİF

Sürdürülebilirlik, kentleşme ve modern yaşamın getirdiği kolaylıklar karşısında bozulan doğal dengenin yeniden inşasına yönelik bir etkileşim hareketidir. Artan nüfusun taleplerinin karşısında sınırlı varlıkların bilinçli insanları çözüm yolları aramaya itmiş; bu da ekonomik, çevresel dayanağı olan bir sosyal bilimin doğmasını sağlamıştır. Kirlenen hava ve su varlıkları, iklim krizi, gerçek gıdaya ulaşılabilirlik, her bireye eşit eğitim, iş ve sağlık hizmetleri hepsi sürdürülebilirlik kavramının içindedir. Bu yönüyle bozulan dengeyi yeniden onarmak yalnızca bireylerin değil, iş ve eğitim dünyasının ve elbette siyasetçilerin de gündeminde olmak zorundadır. Söz konusu süreç ancak “ekolojik sürdürülebilirlik” ile mümkündür. Ekolojik sürdürülebilirlik gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama kapasitelerine zarar vermeden bugünün ihtiyaçlarını karşılamak demektir. Fosil yakıt yerine güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını yaygınlaştırmak, geleneksel tarım için verim artırıcı destek programları geliştirmek, artan tüketim hevesini yok etmek, doğadan aldığımızı tekrar yerine koymalıyız.

Sürdürülebilir Yaşam Rehberi; beslenme şeklimizden sanat anlayışımıza, sürdürülebilir iyi olma halinden yaşam boyu öğrenmeye, sürdürülebilir fiziksel aktiviteden atık yönetimine kadar pek çok gündelik konuya değinerek sürdürülebilir bir yaşamın nasıl mümkün olabileceğini gözler önüne seriyor. Sürdürülebilir bir dünyayı bugünden kurmak istiyorsanız bu kitabı yanınızdan ayırmayacaksınız. Gezegenin yaralarını sarmak için hâlâ geç değil!

What's your reaction?