Haftanın Kitaplığı – 15 Eylül 2024
Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye göz atabilirsiniz
İşsizler Okulu
Yazar: Joachim Zelter
Çevirmen: Regaip Minareci
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Yakın bir gelecekte Almanya. Bir grup yolcu kendilerini bekleyen otobüse binerek işsizlere yönelik bir tür yatılı okul olan Sphericon’a doğru yola çıkar. Otobüs, Federal İstihdam Dairesi’nin logosunu taşımakta, logonun altındaki Almanya Hamlede! sloganı dikkat çekmektedir. Kampa varıldığında gruplara ayrılır ve koğuşlara dağılırlar. Alacakları eğitimin hedefi özgeçmiş yazımından, iş ilanı taramasına kadar iş başvurusu konusunda uzmanlaşmaları olsa da başlarına geleceklerden habersiz kursiyerleri, yenilikçi fakat bir o kadar da şaşırtıcı eğitim yöntemleri beklemektedir. Yalanın Erdemi ile okurların beğenisini kazanan Zelter, bu kez giderek büyüyen işsizlik sorununa bulunabilecek ürpertici çözümleri konu edinen olası bir “cesur yeni çalışma dünyası” hayal ediyor. “Huxley ve Orwell’de fütürist görünen unsurlar Zelter’de yerini bunaltıcı bir realizme bırakıyor.” -Badische Zeitung “Hiciv, gerçeğin zıddı değil, onun abartılmış halidir ve Zelter bu konuda çok başarılı.” -Stuttgarter Zeitung
Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım – Napoli Romanları Birinci Kitap
Yazar: Beste Doğan
Yayınevi: Everest Yayınları – Roman Dizisi
“Sen benim olağanüstü akıllı arkadaşımsın, hepimizden çok daha başarılı olmalısın, bütün kızlardan ve erkeklerden.”
Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım, İtalya’da bir kenar mahallede yetişen iki genç kızın çekişmeler, kıskançlıklar ve sırlarla örülü dostluklarını, zorluklarla geçen büyüme ve varoluş serüvenlerini anlatıyor.
“Napoli Romanları”nın ilki 50’lerde, fakir bir mahallede başlıyor. Bu unutulmaz dostluk hikâyesinde fazlasıyla akıllı ve duyarlı iki genç kız, Lenù ile Lila, boğucu erkek-egemen kültür, duyarsız, buyurgan aileleri ve yoksunluklar karşısında birbirlerinde teselli bulur. Ancak bu iki sıradışı arkadaş büyüdükçe, onlara dayatılan değerleri kabule yanaşmayacak, büyük fedakârlıklar da gerektirse, birer kadın olarak tutkularını yaşamak ve yaratıcı olmak için ellerinden geleni yapacaktır…
“Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım sürükleyici, kalabalık, geniş bir ‘olgunlaşma romanı.’” James Wood, The New Yorker
“Elena Ferrante: öfkeli kadın yazarların en iyisi!” John Waters, yönetmen
“Ferrante’nin genç kızlık ve arkadaşlık meselesini ele alışı olağanüstü etkileyici.”
Gwyneth Paltrow, oyuncu
Bugünün Normali – Uyum Olarak Bireycilik
Yazar: Mark G. E. Kelly
Yayınevi: Kolektif Kitap
Yirminci yüzyılın ortalarında Batı toplumlarında normlar, toplumsal düzenin işleyişinde merkezi bir rol oynamaya başladı. Normallik bireylerin davranışlarını denetleyen bir iktidar mekanizmasına dönüşerek, geleneksel davranış kalıplarına uyum olarak tanımlandı. Ancak bu normatif düzen zamanla, eski sınırlara başkaldıran ve bireyci kendini gerçekleştirmeyi temel alan yeni bir normatif düzene bıraktı yerini. İronik bir biçimde bireycilik ve konformizm karşıtlığı, yeni bir zorunluluk haline geldi.
Bugünün Normali bu yeni normatif düzenin politika, sağlık ve cinsellik gibi alanlarda nasıl tezahür ettiğini derinlemesine inceliyor. Kendini var etmeye dair normların bu yeni, katı mükemmeliyetçiliği yaygın bir öfke, kaygı ve tatminsizliğin habercisi olarak karşımıza çıkıyor. Kitap okuruna günümüzün normalini sorgulamaya ve anlamaya yarayan entelektüel araçları sunarken modern çağda ortaya çıkan “normal” kavramının nasıl şekillendiğini ve bu kavramın tarihsel dönüşümünü inceliyor.
Düşün – Düşünceli Bir Hayatın Savunusu
Yazar: Svend Brinkmann
Çevirmen: Mercan Yurdakuler
Yayınevi: İletişim Yayınları
Dikkat dağıtıcı unsurlarla dolu yoğun hayatımızda düşünmeye gitgide daha az fırsat buluyoruz. Düşünceli bir hayatın düşüncesi bile toplumsal hızlanmanın damga vurduğu çağımızla uyumsuz duruyor. Koşuşturmalı modern varoluşumuz, düşüncelerimizle vakit geçirmeye, yaşadığımız olayların ayrıntılarını değerlendirmeye veya hayatın gizemlerine kafa yormaya alan bırakmıyor.
Bildiğimiz kadarıyla insan, dünyada kelimenin tam anlamıyla düşünme kabiliyetine sahip tek varlık. Peki düşünmek tam olarak ne demektir? Hangi biçimleri alır? Nasıl öğrenilir? Sezgi, mantık, dikkat ve muhakeme kavramlarının düşünmeyle ilişkisi nedir? Düşünmek tek başına yapılan bir eylem midir? Düşünmenin bilişsel ve felsefi boyutları neleri kapsar? Günümüzde kendi aklımızla düşünmek mümkün mü? Düşünmek var olmanın bir yolu olarak görülebilir mi? Eleştirel ve derinlemesine düşünmek neye hizmet eder? Teknolojinin sağladığı kolaylıklar düşünme becerimizi nasıl etkiliyor? Hızlı ve yavaş düşünmek ne demektir? Yürümek, çokça söylendiği gibi düşünmeyi destekler mi?
Danimarkalı psikolog ve felsefeci Svend Brinkmann Düşün’de, etrafımıza merak duygusuyla ve eleştirel gözle bakmamızı sağlayan düşünme sanatını ele alıyor: Düşünceler arasında serbestçe dolaşmayı ve iç sesimize daha fazla kulak vermeyi, hayatı zenginleştirmenin bir yolu, çoğu zaman da başlı başına bir neşe kaynağı olarak sunuyor. Düşünme keyfinin kıvılcımını yeniden yakacak küçük ama etkili bir kitap.
Kesinlikle Okunmak İstemeyen Kitap
Yazar: David Sundin
Yayınevi: Hep Kitap
Bu kitap KESİNLİKLE okunmak istemiyor!Ama görüyorum ki hâlâ okuyorsunuz. İlginç bir davranış doğrusu. Ön kapaktaki başlığı iyice okumadınız mı acaba? Çünkü orada da yazdığı gibi, bu kitap kesinlikle okunmak istemiyor ve bunun için elinden gelen her şeyi yapacak! Bana sorarsanız onu hemen aldığınız yere geri bırakın ve bu konuyu burada kapatalım. İşte o kadar!Tabii isterseniz bütün bu uyarıları görmezden gelebilirsiniz. O zaman karşınızda David Sundin adında ufak tefek ve komik bir beyefendi tarafından yazılmış, kesinlikle çok sevimli, eğlenceli ve baştan sona büyülü bir resimli kitap bulacaksınız.
Babam, Ev ve Yumurta Kabukları
Yazar: Fatma Nur Kaptanoğlu
Yayınevi: Can Yayınları
Geldim. Yine. Eve dönmek çocukluğunu geçirdiğin dört duvara dönmek değil sadece, çocukluğunu oluşturan her detayı hatırlamak, o detaylar yerine konulanları hazmetmek, asla değişmeyenler için hayıflanmak, belki de üzülmek. Şimdi, çocukluğumda tahinli çöreğini çok sevdiğim fırının önünden geçerken, saatlerce oynadığım çocuk parkının oto yıkamaya dönüştüğünü fark ederken anlıyorum eve dönmenin sadece duvar yığınlarından, resimlerden, değişmeyen odalardan ibaret olmadığını.
Kendine özgü dil ve anlatımıyla dikkat çeken Fatma Nur Kaptanoğlu, ilk romanı Babam, Ev ve Yumurta Kabukları’nda bir eve dönüş ve hesaplaşma hikâyesini merkezine alıyor. Üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin kişinin çocukluğundan, ilkgençlik yılları ve ilk heyecanlarından hiçbir zaman kopamayışı, Bilge’nin kendisiyle, annesi ve en çok da babasıyla giriştiği sessiz hesaplaşmalar üzerinden dışa vuruyor.
Babam, Ev ve Yumurta Kabukları, geçmişin bugünü ne derece derinden sarsabileceği üzerine bir roman.