Haftanın Kitaplığı – 13 Aralık 2021

Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye göz atabilirsiniz

AKŞAMLAR RAHATSIZ EDİCİDİR – MARIEKE LUCAS RIJNEVELD

Akşamlar Rahatsız Edicidir 30 dile çevrildi. Bu romanıyla 2020 Man Booker ödülünü alarak Marieke Lucas Rijneveld, 28 yaşında Hollanda Edebiyatı’nın dünya çapında tanınan star’ı haline geldi.

Ne Dediler:

“Okuduğum en iyi romanlardan birisi. Şok edici bir şekilde iyi. Tam bir klasik.” Max Porter

“ Rijneveld denilince akla gelenler: hem kaba saba hem samimi hem de hiçbir çekingenlik içermeyen bir üslup ve konu. O, bir çocuğun yasına tüm enginliğini ve açık saçık yoksunluğunu bahşediyor.” Parul Sehgal, The New York Times

“2020’nin en çok konuşulan romanı, sert ve canlı.” Dazed (UK)

“Hollandalı çiftçi bir ailenin prizmasından genç çocukların şiddetleri ve şoklarına bambaşka bir dil kazandırıyor Rijneveld. Bir çocuk kendi garipliğinden dünyanın garipliğine uzanıyor.” Booker Prize Jürisi

“Rijneveld bizi kendi hayatından saklanan bir kız çocuğunun zihnine götürüyor. Bu ilginç ve garip roman beni buz kestirdi.” Chris Power

Kimse benim kalbimi bilemez. Montumun, derimin ve kaburgalarımın arkasında, ta derinlerde gizlenmiştir. Dokuz ay boyunca annemin karnında önemi vardı kalbimin. Ama karnından çıkalı beri bir saatte yeterince atıp atmadığı konusunda kimse artık endişelenmez, bir anlığına duruverdiğinde kimse artık paniğe kapılmaz veya öylesine fazla atmaya başlasa da kimse korkudan ya da gerginlikten olabileceğini dile getirmez… 

Kirpiklerimin arasından babamı süzüyorum. Yanakları ıslanmış. Belki de ekinler için değil de köydeki bütün çocukların hasadı, onların büyüyebilmeleri ve güçlü olabilmeleri için dua ediyoruz. Ve bir de babamın kendi tarlalarını gözden çıkarıp, birinin sular altında kalmasına bile sebep olduğunu artık görebilmesi için. Karnımızın tok ve sırtımızın pek olması dışında ilgiye de ihtiyacımız var. Bunu sürekli unutuyor gibiler. Gözlerimi tekrar kapatıp bu sefer çalışma masamın altındaki kurbağalar için, onların çiftleşme zamanının gelmesi ve bu zamanın anneme ve babama da bir an evvel gelmesi için, ayrıca mısır gevreği ve sosis yemelerine izin verilmesini adilane bulmasam da kilerdeki Yahudiler için de dua ediyorum. Bir nane şekeri rulosunun kaburgalarıma batırıldığını hissedince ancak açıyorum gözlerimi.
“Uzun uzun dua edenin fazla günahı vardır,” diye fısıldıyor Obbe. 

MARIEKE LUCAS RIJNEVELD

EDWARD SAID’LE YENİDEN BAŞLAMAK/ Entelektüel-Sürgün ve Şarkiyatçılık- KOLEKTİF

“…Dolayısıyla şu aynı zamanda bizim kritik sorumuzdur: Batı’nın sömürgeci zalimliklerini yöntemli bir biçimde ortaya koyarken “Doğululuğu” teolojik köken gibi mi üstleneceğiz yoksa seküler bir başlangıç noktası mı saptayacağız?”

“Türkiye’de Said imajları Said gerçekliğini çoktan geride bırakmış ve kendi alanında bağımsız bir krallık kurmuştur. Manipülatif geleneksel otoriteler eliyle konunun kültür savaşının içine çekilmesi vaziyeti daha da kötüleştirmiştir. Uzun sözün kısası, Said’i yorumlamak hiçbir zaman saf yorum/kuram meselesi olmamıştır. Said’le yeniden başlamanın da Şark’tan ve Said’den çok ‘bizim -kendi- dünyamızla ilgisi vardır.’ Burası yeniden başlamak için uygun bir kalkış noktası.

Said’le yeniden başlamak amacıyla; şarkiyatçılığa ek olarak, sürgün, entelektüel, müzik ve coğrafyadan eleştirel dünyevilik, söylem, hegemonya ve ideoloji sorunlarına, Madun Çalışmaları ve postkolonyalizm gibi ekollerle ilişkisine, Said düşüncesinin imkânlarını farklı veçheleriyle hatırlatmaya çalışıyoruz. Kitabın bu konuda taze bir bakışa ihtiyaç olduğunu düşünen hemdert okurlara ulaşıp Said hakkında yeni tartışmalar açmasını dileriz.”

Kitaba yazı ve söyleşileriyle katkıda bulunan isimler:

Mete Akbaba, Güneş Ayas, Tuncay Birkan, Yücel Bulut, Esra Can, Tuğba Ekinci, Yusuf Ekinci, Umut Kaya, Rumeysa Köktaş, Fırat Mollaer, Özge Özkoç, R. Radhakrishnan, Pınar Yurdadön

ARI NEHRİNİN AĞZINDA – KIJ JOHNSON

“Herkes er ya da geç evine dönmek ister.”

Bir küvete girip ortadan kaybolan maymunlar, insanlara âşık olan tilkiler, konuşma yetisi kazanan köpekler, yolculuğa çıkan bir kedi, içinde devasa canavarların yaşadığı, sisten oluşan bir nehre köprü çekmekle görevlendirilen bir mimar…

Kij Johnson’ın birçok ödüle layık görülen bilimkurgu ve fantazi öykülerinde, insanların hem başka insanlarla hem de hayvanlarla tuhaf ve alışılmadık biçimde kurdukları ilişkiler irdeleniyor. Gerçekliğe fantastik bir dokunuşla temas eden bu öykülerde gördüğümüz gibi, aslında büyülü dünyalar sadece bir adım uzağımızda…

“Bu derlemenin çeşitliliği muazzam ve heyecan verici. Her öykü ayrı ayrı muhteşem.” –Ursula K. Le Guin

“Bu kitap bir dönüm noktası. Buradaki öyküler öyle akıl dolu, insani ve tuhaf bir şekilde kusursuz ki kendimi alamıyorum.” –Lev Grossman

“Kij Johnson bizi geçmişe, geleceğe, hayali ve egzotik dünyalara götürüyor… Her öyküde daha önce asla düşlemediğimiz ama artık hiç unutmayacağımız şeylerle karşılaşıyoruz.” –Karen Joy Fowler

PANÇO KENDİNE İNSAN ARIYOR – GABRIEL EVANS

Bir köpek insan “sahiplenmeye” kalkarsa…

Avustralyalı sanatçı Gabriel Evans’ın yazıp resimlediği Panço Kendine İnsan Arıyor, insan-hayvan ilişkisindeki rollerin tersine çevrildiği, sevimli mi sevimli bir anlatı.

Hayvanların insanlar hakkındaki düşüncelerinden yola çıkarak bambaşka bir arayış öyküsü betimleyen Evans, kadim dostlarımızın kendi istedikleri gibi bir yaşam sürebilme hakları üstüne zihinleri soru işaretleriyle dolduruyor.

Bireysel farklılıklar üzerinden insanlar arasındaki çeşitliliğe vurgu yapan kitap, miniklerin dünyaya bir de hayvanların gözünden bakmaları için fırsat tanıyor.

Yalnızlık canına tak eden Panço, bir insan edinmeye karar verir. Ama işi bir hayli zor! Çünkü insan beslemek, büyük sorumluluk gerektirir. Üstelik etrafta bu kadar çok insan varken birini seçmek hiç de kolay değil. Büyük, hızlı, gürültücü, huysuz ve hatta kendisi gibi bol tüylü… Ah, herkes birbirinden ne kadar da farklı! Gel gör ki gerçekte hiçbiri Panço’nun istediği gibi değil. Sevimli dostumuz aradığı o mükemmel insanı bulabilecek mi dersiniz? Kim bilir, belki de onun tek eksiği, kendisine ihtiyaç duyan bir insanla yaşamaktır.

Hikâyesini “Aramaktan vazgeçme!” özdeyişi üstüne şekillendiren Panço Kendine İnsan Arıyor; dünyamızda hayvanların da insanlar kadar hak sahibi olduğunun altını çiziyor, yaşamı tüylü dostlarımızla paylaşmanın güzelliklerini hatırlatıyor.

SİNEMANIN TEORİSİ – SONER SERT

Sinemanın Teorisi, başlangıcından günümüze sinemaya katkı sunan, fikirleriyle bu sanat dalının büyümesinde, gelişip serpilmesinde etkisi olan büyük teorisyenlerin çalışmalarını merkeze alıyor. Metinlerinde yeni ufuklara kapı aralayan bu teorisyenler, sinemayı betimlemeye ve açıklamaya yönelik ilke ve kuralları saptamakla yetinmediler, gelişen teknolojilere bağlı olarak sinemanın gelecekte nasıl yön alacağını da tartıştılar. Sanatı bizzat icra edenler ile sinemaya gönül veren izleyiciler üzerinde belirgin ve silinmez etkiler yarattılar.

Soner Sert tarafından hazırlanan ve alanında yetkin 20 yazarın katkısını içeren bu seçki, “sinemanın ilk teorisyeni” Hugo Münsterberg’den “sinemanın son teorisyeni” Lev Manovich’e uzanan görkemli bir köprü kuruyor. Sergey M. Ayzenştayn, Vsevolod Pudovkin, Dziga Vertov, Béla Balázs, Rudolf Arnheim, John Grierson, Bertolt Brecht, Cesare Zavattini, André Bazin, Siegfreid Kracauer, Üçüncü Sinema Anlayışı, Christian Metz, Laura Mulvey, Gilles Deleuze, Slavoj Žižek, B. Ruby Rich bu köprünün ayaklarını oluşturdu. Her teorisyen, kitapta farklı yazarlar tarafından ele alınıp değerlendirildi. Sinemanın Teorisi, çeşitli kavramsal çerçevelerin ışığında hem sinema bilginizi hem de sinemaya olan sevginizi tazeleyecek.

Kitaba yazılarıyla katkıda bulunan yazarlar: Beyza Bilal, Burcu Kurtiş, Deniz Ulusoy, Erkan Büker, Fırat Yücel, Gizem Parlayandemir, Hakan Erkılıç, Janet Barış, Metin Akdemir, Murat Tırpan, Nalan Büker, Selahattin Yıldız, Selda Salman, Seray Genç, Soner Sert, Süreyya Karacabey, Ufuk Tambaş, Yeşim Dinçer, Yusuf Güven, Z. Tül Akbal Süalp.

What's your reaction?