Haftanın Kitaplığı – 1 Ocak 2024

Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye göz atabilirsiniz

Çizgili Rakı Ansiklopedisi – Remix

Yazar: Kolektif

Yayınevi: Anason İşleri Kitapları

Erdir Zat liderliğinde hazırlanan efsane Rakı Ansiklopedi’miz (2010) çıkalı tam 13 sene olmuş. Maşallah diyoruz. Yayıncılık tarihine geçmemizi sağlayan bu nefis eser için kıymetli yazarlarımız ve editörlerimiz başta olmak üzere tüm ekibe bu vesileyle bir kez daha şükranlarımızı sunalım.

Bu eser ise, işte o dev ansiklopediden doğdu. Sevgili Arel Siviş ansiklopedideki tüm maddeleri defalarca okudu, seçti, sildi, tekrar seçti. Ve en sonunda kıymetli kalemiyle çizdi.

1939 Avrupa, Sovyetler Birliği, Türkiye

Yazar: Hazal Yalın

Yayınevi: Nota Bene Yayınları

29-30 Eylül 1938’de yapılan Münih Konferansı’ndan itibaren her şey savaşın kaçınılmazlığını gösteriyordu. Britanya’nın faşist Almanya’yı “yatıştırma” siyaseti gerçekte istedikleri her şeyi verip canavarı Sovyetler Birliği’nin üzerine salma projesiydi. Dünya felakete doğru koşarak giderken siyasi sorumluluk esas itibariyle bu iki ülkenin omuzlarındaydı; Britanya hükümetinin kuyruğuna takılı Fransa ve savaşa giden yolu adeta kolaylaştırmak için çabalayan Polonya da onlara katılıyordu. Herkes tehlikenin farkındaydı ve herkes pozisyon alıyordu; Orta Avrupa’nın askeri olarak da en güçlü ülkelerinden olan Çekoslovakya, Britanya ve Fransa’nın kışkırtması ve onayıyla nazi çizmeleri altında ezilirken Romanya ve Macaristan doğrudan doğruya faşist saflara hicret etmişti, Yugoslavya ve Yunanistan iç savaşa koşuyordu, Bulgaristan toprak kazanma peşindeydi, Baltık ülkeleri Kızıl Ordu tarafından işgalin eşiğindeydi. Türkiye, daha İstiklal Savaşı günlerinden beri Sovyetler Birliği’nin yakın dostuydu ve görünürde öyle kalmaya kararlıydı. Atatürk’ün ölümünün ardından iç siyasetteki dalgalanma henüz dış siyasete tam anlamıyla yansımamıştı. Avrupa başkentlerinden Moskova’ya kadar herkes Türkiye’nin Sovyetler Birliği’nin müttefiki olarak kalacağına emin görünüyordu, ancak Ankara, kaçınılmaz savaşın kısa süreceği ve muhakkak İngiltere ve Fransa’nın zaferiyle biteceğini düşünüyordu. Hazal Yalın yeni eserinde savaşın ufukta olduğu 1939 yılında, Avrupa, Sovyetler Birliği ve Türkiye ilişkilerini mercek altına alıyor. Dünya savaşa giderken Türkiye’nin ve diğer hükümetlerin siyasi manevralarını tüm ayrıntılarıyla gözler önüne sererek dönemin atmosferini ve aktörlerin siyasi tutumlarını nesnel bir yaklaşımla değerlendiriyor. 1939: Avrupa, Sovyetler Birliği, Türkiye, hem bir devam kitabı hem de önemli yeni tezler içeriyor. Yazarın 1945: Türkiye-SSCB İlişkileri adlı kitabı, savaşın son dönemine ait belgeler ışığında, Türkiye’nin bağımsızlıkçı siyasetten vazgeçerek sonunda NATO üyeliğine varan sürecin Batı’nın zoruyla değil, aksine Türkiye’nin isteğiyle gerçekleştiğini ortaya koyuyordu. 1939: Avrupa, Sovyetler Birliği, Türkiye ise bu sürecin tetiklendiği tarihi kesiti inceliyor ve temel tezi belgelere dayanarak formüle ediliyor: Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk ve tek eksen kayması aslında savaş öncesinde, daha 1939’da gerçekleşmiştir. Kitapta 1939 yılına ilişkin çok sayıda Sovyet belgesinden başka Türkiye ve İngiltere belgeleri de ele alınıyor. Eser, kapsamlı tarih anlatısından ve ortaya koyduğu tezlerden başka ek bölümdeki belgelerle de tarihçiler ve siyaset bilimciler için olduğu gibi tarih okuru için de ilgiyle okunacak bir kitap olma özelliği taşıyor.

Cumhuriyet’in 100. Yılında Akademide Kadın Çalışmaları

Yazar: Kolektif

Yayınevi: Nobel Bilimsel Eserler

Cumhuriyetimizin 100. yılında, Türkiye’de kadın çalışmalarına sosyal bilimler alanından özgün bir katkı sunan bu eser, sosyal bilimlerin birçok farklı disiplininden kadın akademisyenin kolektif çalışmalarından oluşmaktadır. Kitabın odağında Türk kadınının, Cumhuriyet’e ve Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’e borçlu olduğu kazanımları ve birikimleri doğrultusunda bireysel ve toplumsal olarak değişen ve dönüşen kimliği ve rolü üzerinden yapılan çalışmaların yanı sıra güncel çalışmalar yer almaktadır. Cumhuriyetimizin 100. yılına ithaf edilen bu eser, laik ve demokratik Cumhuriyetin hak ve kazanımlarıyla var olan ve hayatın her alanına dokunan kadınlara yönelik çalışmalarla gerek akademiye gerek genel okur kitlesine hitap eden kadınca bir yaklaşım sunarak Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlamaktadır.

Uzayda Şehvet

Yazar: Rudy Rucker

Çevirmen: Osman Bulut

Yayınevi: Ayrıntı Yayınları

Benzersiz çağdaş bilimkurgu yazarlarından birinin hem kurgu hikâyelerini hem de kurgu dışı makalesini birleştiren bu kitap, yazar ve matematikçi olarak Rudy Rucker’ın zihin yapısına bir bakış sunuyor. Rucker’ın matematikçi ve bilim insanı olarak kariyerinin, çok satan bir yazarın kariyeriyle nasıl örtüştüğü hakkında derinlemesine yapılmış bir röportaj da içeren bu özel derleme, bilimkurgu meraklıları için olmazsa olmazlardan. Rudy Rucker, uçuk-kaçık bu başyapıtında, transrealizm akımının hem kişisel hem de politik olanı dönüştürmedeki rolünü belgeliyor, edebiyatta ve hayatta “yüksek gnarl” ve “düşük gnarl” arasında matematiksel bir kesinlikle ayrım yapıyor ve devrimci bir proje olarak popüler kültürü yeniden yaratmayı savunuyor.

“Rucker, evrenin tuhaflıklarından büyülenmiş bir matematikçi ve son derece esprili bir kaleme sahip bir yazar.”

Publishers Weekly

“Rudy Rucker gerçekten de ender bulunur bir eğlence anlayışına sahip. Onu Lewis Carroll ile kıyasladılar ve bu kıyaslama bir haddini bilmezlik değil. Carroll gibi, Rucker da sadece paradokslardan hoşlanmakla kalmayıp, aynı zamanda bu keyfi tamamen çılgın bir mizahla çoğaltan bir matematikçi.”

Washington Post

Baba

Yazar: Monika Helfer

Çevirmen: Arzu Akay

Yayınevi: Düşbaz

İkinci Dünya Savaşı yıllarının Avusturya’sı. Lise mezuniyetine altı ay kala Rusya’ya cepheye gönderilen ve savaşın sonunda bedeninin bir kısmını kaybederek dönen Josef… Henüz çocukken ayaklarıyla düzleştirdiği toprak zemini defter olarak kullanan, yaş aldıkça evrenini kitaplarla ören bir aile babası. Bacak protezinin yanı sıra kitaplarına yaslanan bir adam. Köknar ağaçlarının çevrelediği bir bina. Binanın en üst katında, pencereyi açtığınızda içeriye reçine kokusunun sızdığı mütevazı bir kütüphane.
Yazar Monika Helfer, eserinde Alman edebiyatında “Zeitsprung” olarak adlandırılan “zamansal sıçrama” metodunu kullanıyor. Savaş sonrası dönemin çiçekli çayırlarına uzanmış halde gökyüzünü seyreden okur, kendisini bir anda ‘90’lı yıllarda Berlin’e doğru hareket eden bir trenin içinde bulabiliyor. Baba’da modern dünya ile Katolik kilisesi öğretisi arasında seyreden dalga boyu yüksek bir hikâyenin kapıları aralanıyor.
“Yük kitabındaki karakterlerden bir kısmıyla yeniden karşılaşıyoruz. Yazar Monika Helfer, Baba ismini verdiği kitabında yaşamı gizem bulutu içinde geçen babasını anlatıyor. Kitapta trajedi, komedi ve absürtlük iç içe geçmiş halde işleniyor. Kitabın ana karakteri Alman edebiyatında tekrar tekrar karşılaştığımız biri: içine kapanık, egomanyak, savaştan dönmüş, savaş travmasını maddi saplantılarla telafi eden bir adam. Monika Helfer, herkesten yakın olduğunu düşündüklerinizin uzak yönlerini gün yüzüne çıkarıyor.”
Christoph Schröder, Die Zeit
“Kitapta çizilen aile portresi savaş sonrası erken dönem toplumuna ayna tutuyor. Hikâye, manik düzeyde kitap bağımlısı olan bir babanın etrafında gelişen olayları resmediyor.”
Christel Wester, Deutschlandrundfunk
“Basında büyük ve olumlu bir yankı uyandıran romanın yakın gelecekte Alman Kitap Ödülü listesinde yer alması doğru bir sonuç olacaktır.”
Petra Reich, Literaturreich

Cüret – Meydan Okuma, Tabuları Yıkma ve Baştan Çıkarma

Yazar: Esra Ezmeci

Yayınevi: Destek Yayınları

ZİHNİYETİNİZ DEĞİŞİRSE TESLİM OLMAZSINIZ, TESLİM ALIRSINIZ.

Tüm içsel savaşların tek sebebi kendinizi yeteri kadar tanımıyor oluşunuzdur. Kendinizi tanımaksa neye cüret ettiğinizle alakalıdır, kendinize neyi değer gördüğünüzle, neyle beslenmek ve neyi büyütmek istediğinizle ilgilidir, bir o kadar neleri söküp atacağınızla…

Kendiniz olmaya cesaret ettiğinizde başlar kişisel devriminiz ve ancak o zaman içsel gücünüzü keşfedersiniz. Bu kitapta kendi doğanız hakkındaki gerçekleri keşfetmek, beden, zihin ve ruhunuzun uyumlu bir şekilde çalışmasını sağlamak, kendinizi sabote edici düşünce ve davranış kalıplarından kurtulmak, anlam ve amaç dolu bir hayat yaratmak, duyguların kölesi olmadan sakin ve dingin kalabilmek, karanlık manipülasyon döngülerinden kurtulmak, psikolojik dayanıklılık kazanmak, yaşantınızı yeniden organize edecek yasaları kavramak, cinselliğinizin gücünü keşfedip kusursuz bir âşık olmak ve baştan çıkarmada ustalaşmak için derinlikli bilgiler, özel stratejiler bekliyor sizi…

Korkmadan cesurca yaşayabilmek için gücünüzü elinize alma vakti. Çünkü yaşayabileceğiniz tek bir hayat var ve bu hayatı şekillendirebilmek içinse sadece bugününüz…

What's your reaction?