Filmleri Ses Getiren Çinli Yönetmenler 1

Birçoğu batıda neredeyse bilinmese de, Çin çok iyi yönetmenler çıkarıyor. Pek çok büyük film Pekin Film Akademisinden mezun yönetmenler ağırlıklı olarak politik hassasiyetler içeren filmler üzerinde durur. Çoğunlukla devlet sansürüyle karşılaşsalar da bildikleri yoldan gitmeye devam ediyorlar.

Zhang Yimou

Kültür Devrimi sırasında çiftçi, çoban ve dokuma işçisi olarak çalıştı. Ödüller kazandığı fotografçılık uğraşısının ardından 1978 yılında yeniden açılan Pekin Film Akademisine başladı. 1978 – 1982 yılları arasında sinema eğitimi gördükten sonra Zhang Junzhau tarafından yönetilen The One and The Eight, Chen Kaige tarafından yönetilen Yellow Earth ve The Pig Parade, Wu Tianming tarafından yönetilen The Old Well filmlerinin görüntü yönetmeni olarak çalıştı. İlk yönetmenlik çalışması 1988 yapımı Red Sorghum / Kızıl Mısır Tarlalarıdır. Bütün Filmleriyle uluslararası film festivallerinde ödüller kazanmıştır. Zaman zaman Çin resmi kaynaklarında yer almayan ticari ve düşük kaliteli filmler de çevirmiş olduğu bilinmektedir.Beşinci Kuşak olarak adlandırılan bir grubun temsilcisi olan yönetmen, ayrıca Pekin 2008 Olimpiyatlarının açılış ve kapanış törenlerinin de tasarımcısıdır.

Jia Zhangke

Çağdaşlarının çoğu gibi, Jia Zhangke de Pekin Film Akademisinde eğitim aldı. 1970 doğumlu Çinli yönetmen, filmlerinde genellikle toplumun alt sosyo-ekonomik tabakasındaki gençlerin sorunlarına odaklanır ve Batı’nın Çin üzerindeki etkisini inceler.  İlk filmi Xiao Wu (1997) ile festival çevrelerinin dikkatini çeken yönetmen, ikinci filmi Platform (2000)  ile eleştirmenlerden tam not aldı. Ardından Unknown Pleasures’la (2002)  Asya’dan dünyaya selam veren en iyi yönetmenlerden biri olduğunu kanıtladı. The World (2004) dünya çapında katıldığı tüm festivallerden övgüler topladı. Still Life (2006) filminde de aynı başarıyı devam ettirdi.

Chen Kaige

Jia Zhangke, film yönetmenliğine başlarken tek ilhamının Chen Kaige olduğunu açıkça belirtti. Kültür Devrimi sırasında büyüyen Chen, sık sık, filmlerinde bu benzersiz zaman dilimine dikkat çeker; bunlara yürek burkanı Farewell My Concubine de dahil. Film, iki Akademi Ödülüne aday gösterildi ve 1993 Cannes Film Festivali’nde Palme d’Or ödülünü kazandı. Bu film Chen’in uluslararası alanda tanınmasını sağladı. 2002 yılında Heather Graham ve Joseph Fiennes’in oynadığı İngilizce bir filmi bile yaptı ancak bu olay ciddi bir hayal kırıklığıyla sonuçlandı ve Chen, en iyi yaptığı işe geri döndü: Çin hakkında devrimci hikâye anlatımı. Başlıca filmlerini saymak gerekirse; Farewell My Concubine (1993), The Emperor and the Assassin (1999), Sacrifice (2010)

Zhang Yuan

Altıncı nesil Çinli film yapımcılarının öncü üyesi olan Zhang, Jia gibi filmlerini kendi yapmayı seçerek geleneği sürdürmekten de kaçınmadı. İlk çalışmaları, kurgu ile gerçek arasındaki çizgiyi bulanıklaştıran belgesel tarzı bir imza taşır. Çin’deki yaşamı eleştiren bu sergileme yetkililerin dikkatini çekti ve 1994 yılında Zhang’ın film yapması yasaklandı. İki yıl sonra Zhang, bu yasağı kabıullenmek yerine, en çok tartışılan filmini haline gelen ve açıkça eşcinsel karakterler içeren ilk Çin filmi olan East Palace, West Palace’ı çekti. Mama (1990), Beijing Bastards (1993), East Palace, West Palace (1996) en çok bilinen filmleridir.

Lou Ye

Altıncı kuşağın temsilcilerinden, Şangay doğumlu yönetmen Lou Ye, Tiananmen Meydanı protestoları ile ilgili Summer Palace filmini çektikten sonra, Çin hükümeti tarafından kısa süreliğine yasaklandı. Yaptığı birçok film, neo-noir tarzında cinsellik ve siyasetin yakınlaşmasına odaklanır. uzhou River (2000), Summer Palace (2006), Blind Massage (2014) en bilinen filmleridir.

Han Han

Daha çok rallici ve blog yazarı olarak bilinen Han Han, yönetmeliğe başlangıcını ezoterik bir yol tarifi filmi olan The Continent ile 2014’te yaptı. Hanhan, film dünyasında hala taze bir yüz ve gişe rekorları kıracak yollara başvurmadan toplumun ilgisini çeken hoş filmler yapabiliyor. Time dergisinin 2010 yılının en etkili kişileri arasında gösterdiği Han Han’ın işe yeni başlamış olduğu söylenebilir.

 

 

What's your reaction?