7
Views

Chopin’i çalmak istiyorsanız önce kendinize dokunmanız gerekir. Çünkü bazı melodiler sadece kulağa değil, kalbin derin çatlaklarına yazılır.

Dokuz yaşındaki Eric’in hayatı, bir pazar günü, zarif ve tutkulu teyzesinin piyano başına oturuşuyla değişir. O günden sonra müzik, özellikle de Chopin, onun için bir tutkudan fazlası olur. Ama yıllar geçse de parmaklarında o büyü bir türlü filizlenmez.

Çareyi, alışılmış kuralları hiçe sayan bir öğretmende, Madam Pylinska’da arar. Ne var ki bu gizemli kadın, notalardan çok sessizliği, teknikten çok sezgiyi, sabırdan çok duyguyu öğretmeyi tercih eder.

Eric-Emmanuel Schmitt bu zarif anlatıda yalnızca müzikle değil, insanın kendisiyle kurduğu o ince, kırılgan bağla da ilgilenir. Belki de mesele Chopin’i çalmak değil; onunla aynı duyguda buluşabilmektir.

Makale Etiketleri:
· · ·
Makale Kategorileri:
FİLM/DİZİ · MANŞET